bugün

Dershanelerde bulunan, ders aralarında çay içme, yemek yeme, muhabbet etme gibi eylemler için dizayn edilmiş mekanlardır.

Dershane kantinlerinin belli başlı özellikleri vardır. hatta bunlara olmazsa olmazlar bile denilebilir.

Birincisi bu kantinlerde satılan ürünler her daim orjinaline göre daha pahalıdır. dershane bulunduğunuz yapının üst katlarındaysa * fiyatlara bariz bir bindirme söz konusudur. çünkü bi' poğaça veya bi' çubuk kraker için aşağı inmeye üşenirsiniz, biraz da mecburiyetten parayı yamulmak durumunda kalırsınız.

genel sosyal yapı itibariyle de bu mekanda her daim ders çalışmaya abanmış bireyler görmek mümkündür. bunlardan bazıları harbi harbi çalışırken bazıları ise geyik döndürme peşindedir. özellikle grupla çalışıcam aga , beyin fırtınası yapıcaz hacı söylemleriyle masaya oturan bireylerin performansı genelde muhabbete dönük olmaktadır.

ayrıca bu mekanlar dershanelerin vazgeçilmez ortamlarıdır. nice tikicanlığın temelleri bu ortamda atılmıştır, nice emolar buralarda doğmuştur.

son olarak da ders zilleri özellikle dershane kantinlerine monte edilir. çünkü populasyon dersten çıkar çıkmaz buraya akmaktadır. ayrıca bu zillerde nerede iğrenç şarkı varsa kullanılır, şarkı güzel olsa dahi günde 87 defa duymaktan mütevellit tiksinilir.
normalde dersle zerre alakası olmayan öğrencilerin einstein kesildiği yegane mekandır. öss'ye hazırlandığım yıllarda çay içmek için girdiğim kantinde şahit olduğum bir diyalog yıllardır aklımdan çıkmaz. sayısal sınıfı öğrencileri kantinde hoca ile karı kız muhabbeti yapmaktadır. o esnada gruptan birisi bir soru sorar:

birinci öğrenci: hocam peki kola kaç derecede kaynar?
hoca: yak ocağın altını öğren.
ikinci öğrenci: peki hocam ders kaç derecede kaynar?
hoca: kıçında yumuşak bir cisim kaç derecede sertleşiyorsa o derecede kaynar.
fiyatların üniversite kantinlerine göre çok uçuk olduğu kantin.