bugün

''bir amerikalı böyle şarkı yapamaz'' diye düşündürten şaheser. zaten yapan da amerikalı değil.
Aşk şarkısı, hakikat'e aşkın şarkısı. Öyle ki, çağdaşı olsaydı, mevlananın şebbi aruz'unda kösle, ney'le çalınırdı, tim'le angelo siyah tennureler giyerek dans ederlerdi. God is love diyenin 'tanrıdan başka yoktur tapacak' diyenden, aşka aşık sufiden farkı nedir?

Seyr-i suluk olmadığını kim iddia edebilir anlatması güç yolculuğun. Hakikat bu kadar enginken, sığındığın bedenin zerre olduğunu söyleyen bu sözleri duyduğunda dil yabancı gelir mi? Spin derken whirling dervish'lerden haberdar olmadığını düşünebilir misin? Spin, rotating, wheel, rolling, dancing around the fire, gezegenler, rasgele seçilmiş, tesadüfen bir araya gelmiş kelimeler mi? (tesadüf yok, mucizeye inanıyoruz.)

"Gözlerim açılmadan görebilir miyim içimde olup biteni, ya da kendimi bilmeden güneşe dikebilir miyim gözlerimi? Kendimden vazgeçmeden aşk'a katılabilir miyim, bir olabilir miyim seninle terk etmeden tenimi?

Yıldızların altında yeni hiçbir şey yok; bir beden içinde hem kadın hem erkeğim. Bölünmüşlüğün savaşını üstlenmiş beynim ve kalbim. Somutun diktasına direniyor hakikati hatırlayan yüreğim. Zahir, görünene sıkışmış duygularımı hırpalıyor.

Öyle çok sallandım ki, patlamaya hazırım artık. Zıtlıklar üzerine kuruyorlar gerçekliğimi, ama bu tuzağa karşılık bir öpücükle prense dönüşebileceğimi de söylediler uyutmadan hemen önce. Geceyi gündüzden, aydınlığı karanlıktan farklı görmeyi kabullenirsem tükeneceğim.

Tanrım, ol'madım belki ama al beni, kendine kat. Yükselmek bu mudur bilmiyorum ama uçabilirdim kanatlarım olsa. Ete kana bürünüp hapsolduğum bu bedenden kurtar beni, sana döneyim.

Taş gibiyim, herkes gibiyim ama kanatlar büyütüyorum. fark ettiğim anda yitirdim bekaretimi. Aşkı tanrım seçtim, aşka verdim. Onun kollarında hem kendimden hem dünyadan geçme ateşiyle yanıyorum.

Gel bu ateşin etrafında danset benimle, göksele gücü yetmeyen yapmacık melekliğimin kösnül duygularını tatmin et. Belli ki daha buradayım, hazır değilim yitmeye. Senin bedeninde ona tapayım. Kısa sarhoşluklarla dünyamı kandırayım.

Çiğliğimle ona erişemedim, ama seninle yetinecek kadar masum da değilim."

Hammış, pişmiş ama yanmamış daha. Masum değil, melek değil, kötü de değil. Bekaretini kaybetmiş, kanatlı, kötü bir melek. Sevgilisine hazır; Sevgilisi değil!

Aşk şarkısı. Karşılıksız aşk şarkısı.
bu parçanın üzerine daha iyi bir parça gelmedi...bu parçayı yapan kişilerin normal olabileceklerini düşünmüyor ve müthiş saygı duyuyorum.

Oh my God
Please take me now
I'm ready for ascension
If I only knew how
Give me wings, give me wings
Now I'm stuck on the ground
Receive this blood and bones
I'm homeward bound
http://www.youtube.com/watch?v=h13WA8XY9ws
bu konser kaydı ile mükemmliği ezmiş bitirmiş parçadır. ötesi yoktur.
kayıtta ki hatun ve o vokali gelmişinizi unutturur.

--spoiler--
Now I'm stuck on the ground
Receive this blood and bones
I'm homeward bound
--spoiler--

yeterlidir. söze gerek yoktur.
dinlerken farklı, bambaşka, bilmediğin yerleri dolaştıran parçadır.*
angelo badalamenti & tim booth şaheseri müthiş mistik eser. bünyesinde bulunduğu booth and the bad angel albümü internetten indirilmeyesi, para verilip alınası bir albümdür.
son bölüm parçada zevk tepesi, parabolün üst noktasıdır.

Dance with me around this fire
The dance of bad angels who'd love to fly higher
God is love, God is love
And her lover I'll be
I long to lead the world in ecstasy
sarı sarı otoban ışıklarını düşünüyorum. şeritler birer birer akıyor arabanın altından. arabayı biri kullanıyor ama kullananın önemi yok sadece yolu izliyorum. gerçeklikten uzaklaşıyorum biraz da. sarı, kırmızı, beyaz, siyah hepsi birbirine giriyor. bir taraftan bunun içinde kaybolmak isterken bir taraftan da kurtulmak istiyorum. kanatlarımı istiyorum. ah, hayır. biraz daha kayboluyorum daha sonra. sonra biraz daha. göz kapaklarım yavaşça kapanıyor. kanatlandığımı, uçtuğumu hissediyorum. gözlerimi açtığımda, güneş, bütün şehvetiyle gök yüzüne çıkmaya çalışıyor. güneşin doğuşunu izliyorum, uykulu gözlerle.

fonda hafiften çalan şarkı, dance of bad angels.
(bkz: haspaların raksı)
upuzun karanlık bir yolda dinlenebilecek, sözlerine sığmayan bir şarkı. (bkz: loop)
moderasyonun şu şarkının entryleri için tanım zorunluluğunu kaldırması gerekir. keza bırakın sözlüğü, gerçek anlamda bu şarkıya bir tanım yoktur. bazı şarkılar vardır sadece enstrumanları için, bazıları sadece sözleri, bazıları sadece vokali için.. bunun gibi sadist şarkılar ise her şeyi için dinlenir. vokali, back vokali, enstrumanlar ve sözleri baştan sona harika bir yapıt.

şarkıyla ilgili yegane tavsiyem yanında viski ile için. yanına çikolata yemeden götürürsünüz. ayrıca playlistinize bu şarkıdan sonra şunlarıda ekleyin.

king crimson - epitaph
jeff buckley - forget her
terence jay - one blood
playlist'imin olmazsa olmazı. ardından gelecek olan stairway to heaven ile yollar tükenene kadar araç kullanılabilinir hiç sıkılmadan.
Geç keşfettim, asla bırakmam dediğim şarkılardan.
in each other'ın kendisiyle beraber hayatıma kattığı en güzel şeylerden. bugün eskiticem muhtemelen.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar