bugün

izmirin eski dolmuşlarıydı aynı zamanda. Şoför hariç 8 kişi alırdı.
Yalı tarafına çalışan piç şoförler güzel bir karı gördümü elli kuruş olan tarifeden hareketle elliye yalıya elliye yalıya diye çift manalı edebiyat parçalardı kadın da ne desin artık bu sapıklara ..
Diğer taraftan yanyana duraklarda değnekçinin biri eşrefpaşa yağneler diye bağırır öteki tepecik keraneler diye kontrast yapardı buna. .
67 modelini alanlara, yanında (bkz: Jensen ackles)'ı da vermeleri gerektiğini düşündüğüm araba.
bu da yine 1959 ama convertible. sanat eseri.
görsel
Supernatural da Dean 'ın arabası müthiş bir görüntüsü var .
ismi anılınca, eğer izliyorsanız akla tek şey getiren arabadır.
(bkz: Supernatural)
1959 parkwood. bir zamanlar istanbul ve ankara'da dolmuş olarak da kullanılmışlardı.

görsel
önde mercedes arkada impala... pompala yavrum pompala özdeyişinde yer almış bir efsanedir.
Bir chevrolet bizon değildir.
Efsanenin efsanesidir.
görsel
(bkz: supernatural)
70 model kırmızı renklisine sahip olduğum,hayatım arabam.
görsel

67 modeli benim olmalıdır.
64 ss olanı makbuldür.
zamanında kaza yapıp ucuz kurtulduğum inanılmaz sağlam araba. lan ölümden döndük ama arabayı gittim 2 milyara yaptırdım 2 sene daha binmiştim *

aradan kaç sene geçti, o zaman paraya sıkışmasaydım zaten satmazdım. dünyanın gelmiş geçmiş en karizmatik arabasıdır. bunu kabul etmek lazım.
Camlardan silahlı adamların çıkmasıyla karşı çeteye göz dağı verip suç arabası olarak kullanılır.
60Lı modellerinin insan yapımı olduğuna inanmadığım mükemmel bir araba. Ilk kim tasarladıysa özel güçleri falan olmalı mantığındayım.
gta serisindeki adıyla "zıplayan araba"..

Hatta sa'da görevi vardı.
Yakınımdakk bi apartmanın önünde sürekli duran imrenerek baktığım supernatural dizisi resmi arabası.
görsel
(bkz: supernatural) izleyicilerinin hayallerini süsleyen araba kesinlikle.
gta vice city'de bulunan araç. *
Fanatigi coktur. Impalam olsa icinde yatardim sanirim.
padişahtır padişah.
itü kimya metalurji fakültesinin tam karşısında bir tane bulunan canavardı. ben 3. sınıfa geldim hala oradaydı, arabanın güneşin altında kalmaktan, yağmur yemekten rengi soldu. içim acırdı, hatta bi ara bizimkilere iliştirdim ya alsak mı bu canavarı diye. not bırakmaya kadar gidebilirdim. bir gün baktım araba yok. 1.5 sene falan hiç görmedim, geçenlerde okulda gördüm. biri kullanıyordu, hayatımda daha önce hiç kimseyi bu kadar kıskanmamıştım.