bugün

istif halinde dizilmiş can'ların alıcı beklediği yer. berkecan'lar da türevi olduğu için aynı yere konur.
zor bir durum olduğunda herkesin kaçıp, kendi götünü kurtarmaya çalıştığı andır.

kimse kimseyi siklemez.
Gerçek adı Kurt Erich Suckert olan Curzio Malaparte' nin can yayınları tarafından dilimize çevrilen kitabı.
haber bülteni klişesidir. her gün en az 1 tane can pazarı yaşandı denilebilecek haber bulurlar.
ismail turut'un 99 depremi ile ilgili sarkisinin adidir.

--spoiler--
saskin bir usak sordum ailen nerede sordum
dedi anam babami enkaz altina gomdum
--spoiler--
bir hüseyin üzmez romanıdır. 72 yaşındaki yazarın 22 yaşındaki bir kıza olan aşkını anlattığı güzel bir eserdir.

genç bir kızla yaşlı bir adamın umutsuz aşkları... nietzsche için: 'alman felsefesine kapıları kırarak gören adam' demişlerdi. picasso klasik resim sanatını altüst etti. işte hüseyin üzmez de onların yaptıklarını yapıyor. kabına sığmayan bir yazar... alışılmış kalıpları kırıp parçalayarak atıyor. 'ben hayatı yaşadım, hayatı yazıyorum' diyor. bu kitabı da gürül gürül hayat akan bir eser. roman değil, hikaye değil, uydurma değil. tarih, destan, felsefe, hatıra hiç değil... baştan başa hakikat. onu okurken kendinizi, önce dayanılmaz bir aşkın dipsiz derinliklerinde bulacaksınız. sonra kafkas dağlarında eşsiz kahramanlarla beraber olacaksınız. yiğit çeçenleri daha yakından tanıyıp, olaylara onların gözüyle bakacaksınız. bir defa başlayınca bitirmeden bırakamayacağınız, merak ve heyecanla bir çırpıda sonuna kadar okuyacağınız bir kitap... böyle bir kitap okunmaya değmez mi?*

kitapla ilgili bir ropörtaj için;

(bkz: http://www.habervitrini.com/haber.asp?id=66745)
(bkz: fakir baykurt)
kurbanlıkların son çırpınışları için cuk oturan cümle.
bir televizyoncu deyimi.
aynı zamanda bir saat kadar önce flash tv'de yayınlanan kadir inanır' ın masör olarak rol aldığı gubidik film. kadir inanır beklettiği müşterisini patronunun isteği üzerine atçılık kulübünde bulur. müşteri her şeyin sahibi olan adamın şımarık kızıdır..
kız: şu atı şuraya bağla bakalım..
kadir: seyis değil, masörüm..
kız: arada çok fark yok, seyis atları masör de insanları sakinleştirir.
kadir: o zaman şöyle ahıra geçin..
kız: nedenmiş o?
kadir: atla sizin aranızda çok fark yokmuş ya, size masaj yapıcam..
...oha yani nasıl?....
17 ağustos 1999 gölcük depreminden sonraki birkaç gün boyunca devam etmiş durum. enkazlardan yükselen imdat seslerinin saatler geçtikçe azalmasına rağmen kimsenin elinden birşey gelmemesidir can pazarı...
savas, dogal afet vb. durumlarda insanların dustugu durumu anlatan gazete ve haber manseti
insanların kendi derdine düştüğü,kendi canlarını kurtarmaya çalıştığı, "allah göstermesin" durumudur.