bugün

yaşları yirmilerinde seyredenler bilirler efendım.

bir dönem böyle bir çılgınlık (hatta düpediz zevksizlik) vardı.

şırıngaya çamaşır suyu doldurup eskiyen kot pantolonlara desen vermeye calışmacılık.

resmen lekelı gibi dururdu ve biz onları "çok havalı şeyler" zannederekten giyerdik.

allah esirgesin, ergenlik zor şey. cabuk gectı de kurtulduk.
sadece kota mı? bir de tişörtleri basardık biz. önce tişörtü rulo haline getirip iple sarmaya başlıyorsun sonra çamaşır suyuna.. tabi o iğrenç şeyi anneniz giymenize izin verirse, zevksizlik abidesi olarak ortalarda salınmaya başlayabilirsiniz.
sene 1995 falan olması lazım bakkaldan bir şişe hiç unutmam akif çamaşır suyu alınır evde temizlik yapılcaktır. ordan bir şırınga çamaşır suyu çalınır ve eski kotunuza desen verilmeye çalışılır. sonrası malum rezillik.
yıl 1992 kırmızı levi's bahçivan tulumu alınır bacak kısımları komple çamaşır suyu ile beyazlatılır, dans grubunun adı yazılır, geri kalan yerlere vanilla ıce vs yazılırhemde fosforlu kalemle yapılırki bu işlem (bkz: gala) da (bkz: regine) de (bkz: 54) de (bkz: discorium) da (bkz: airport) ta farkedilelim. (bkz: hey gidi günler hey)
anneden dayak yeme sebebi.
(bkz: ergenlik insanın kendine yakışanı giymesidir)*