bugün

çok yaşadığım olaydır.
içinde bulunduğum durum. hep 16-17 yaşımda kalmak isterdim galiba. hayatın en güzel olduğu en toz pembe olduğu zamanlar.

korkuyorum.
not:21 yaşındayım.
Korkmanıza gerek yok ama özleyeceksiniz.
20 yaşındayım ve bende de yer etmiş olan korku. yenenemekten korkuyorum bu korkuyu, ve yenmekte istemiyorum aslında. sorumsuz kalayım hep yaa.
Malum "biz büyüdük ve kirlendi Dünya" ondandır. Büyüdükçe aslında pislige bulanan hayatların içinde debelenme korkusu... içinde olunca geçiyor merak etmeyin.
ailesi tarafından iyi yetiştirilememiş, şımartılmış, birey olamamış, özgüvensiz, korkakların düşüncesidir.
onlara cidden şöyle söyleyeyim; dostum sizin gibilerin günümüz dünyasında şansı yok üzgünüm. silindir gibi ezerler sizi bu kafayla devam ederseniz. ekolojik denge işler.
Korkması gerekenlerin bu entry'e cevap veremeyecek olması durumu, henüz okuma yazma bilmiyorlar çünkü ah canımslar, okuyor ve cevaplıyorsan oh oh acımadı ki de geç.
Büyüdükçe gelen sorumluluklar, stres, sıkıntı ,insanların senden bir beklenti içinde olması falan ne bileyim insanın gözü korkuyo haliyle. Bu hep böyle mi olacak ne zaman günyüzü görecez.ne zaman çocukluğumuzdaki kadar mutlu olabilicez.
20 yaşıma geri dönebilmek için sahip olduğum herşeyi verebilirdim. ama maalaesef mümkün değil.
korkunun ecele faydası yok. eğer ölmezseniz yaşlanacaksınız ve yaşlanmakta çok sorun değil aslında.
sadece bazı zamanlarda ölmüş olmayı dileyebilirsiniz. işte o mahfediyor insanı.
asıl korkulması gereken büyümemek.
bir eşik var, o eşik geçildikten sonra hangi yaşta olduğunu unutup hissettiğin yaşta olmaya başlıyorsun.
Bir bakmışsın torunlarına korkmamalarını söylüyorsun.
Ailemi kaybetmekle eşdeğer bir korku. ikisi de aynı hızla ilerliyor ve yaklaşıyor.
Yaşım daha küçükken büyümek isterdim ama büyüdükçe bu isteğim azaldı ve yerini korkuya bıraktı. Çünkü büyüdükçe ihtiyaçlarım arttı, insanları tanımaya başladım, sorunlarım ve sorumluluklarım arttı. Hala yolun çok başındayım ve her şeyden hevesimi aldığımı hissediyorum. Sanki çok büyüdüm ve ölümü bekliyorum.
çağımızın hastalığı haline geldi. farkındalık ve sorumluluk ağır geliyor sanırım.
çocuklugunda ki serseriliği bir daha yapamayacak olmanın(sanmanın) korkusudur. merak etmeyin bir süre sonra oyunu daha farklı oynamanız gerektiginin farkına varırsınız. büyümek evlenip sıradan ve kendini tekrar eden bir hayat yaşamak anlamına gelmiyor. kendinizi degistirmek gibi bir hata yapmayın. eski gangster ruhunuzu koruyun. aptal topluma kulak asar onları dikkate alırsanız bastan kaybedersiniz. tabi bunları yapmak aptal plansız avare bir serseri olmak anlamına gelmiyor işte o çocukluktakiydi.

şimdi söyleyin bakalım kimmiş gangster?!
Bende de olan korkudur. Ama benimki biraz da aileme ilgili. Ailenin en küçüğü olmak her zaman zor oldu benim için ama yılların geçmesi ve ebeveynlerimin gözümün önünde saçlarının ağırması bile çok korkunçtu benim için. Kolera'nın da dediği gibi, beyaz saçların akasya çalmış kokunu lavanta....Büyümek istemiyorum annem babam yaşlanır .
daha çok sorumlulukla ilgili durumdur. ha bir de şunu diyeyim çocukluğa duyulan özlem büyümeden anlaşılmaz. yani hangimiz çocukken büyümek istemiyorduk ki. çoğumuz çocukken yaşımızı büyük göstermek için buçuklu rakam söylüyorduk. çocukken çocuk olduğumuz için mutlu olduğumuzu sanmıyorduk aslında. hepimizde bir büyüme hevesi vardı içgüdüsel olarak büyümenin bir bok olacağını sanıyorduk. hakikaten de bok gibi oluyormuş. swf. bitmeyen sorumluluklar zelzelesi.
15 yaşındayım ve böyle bi korkum var. Nasıl kurtulurum bilmek istiyorum ama bir yandan da böyle bi korkudan kurtulmak mümkün değil gibi geliyor. Herhangi bir yerde saat, takvim gibi zaman belirten şeyler gördüğüm an geriliyorum, bu korku içimi kemirmeye başlıyor. Telefonumda herhangi bir şekilde saat gibi şeyler yok. Biliyorum bu şekilde zamanı durduramam ama yine de biraz da olsa iyi geliyor. Keşke zaman kavramının olmadığı bir yer olsa. Aynada her gün kendimi farklı görmekten korktuğum için hiçbir yerden kendime bakamıyorum. Beni bayıltacak gibi olan şeyse ailemin saçındaki beyazları görmek. Annem ve babamın yaşını bilmiyorum. En son 43'tü. Ama ne zaman 43'tü hatırlamak istemiyorum. Şımartılmış büyütülmüşüm burda söylendiğine göre. Tabi. Başka bir sebebi olabilir mi? Diğer psikolojik sorunlarımı da aynı sebepten dolayı yaşıyormuşum. Mesela sebebini anlatmak istemediğim bir sebepten dolayı bilerek ve isteyerek yavaş konuşuyorum. Ama okuldaki "hoca"mın söylediğine göre ben fazla parayla şımartılmışım ve fazla sevilmişim bu yüzden yavaş konuşuyormuşum. Ben bile bilmiyordum. Daha yeni tanıştığım hoca biliyor. Tabi tecrübeli ya. Of ne alaka yazdım bunu ya.