bugün

sanatçı ve yazar ahmet safak, alparslan türkeş'in edebiyat ve sanat ile de yakından ilgilenen bir devlet adamı olduğunu anlatıyor. Işte bugün yayınlanan yazısının tamamı :

"Bütün medeniyetler aşka dayanır."


Bu cümle sahibinin dünyaya bakışındaki kaliteyi sergilemesi ulaşabileceği, bir arada yaşama noktasındaki en olgun aşamayı aşka dayandıran bir şahsiyet herhalde ölümsüzlük şerbeti ile tanışmış demektir.

Çekilen onca sıkıntıya, onca işkence faslındaki hayata ve zorlu hallere rağmen aşkı ulvileştirmiş aşkla tarif etmiştir tefekkre dayalı varlığını…

Sert, özü demir kertiği bir kişilik ve aşk Alparslan Türkeş’in pek tanınmayan, tanıtılması engellenen yönüdür sanat ve bütünüyle aşk…

O’nun sanata ve edebiyata olan ilgisi de pek bilinmez. Aşk’ı tarif etmedeki ustalığı böylesine gözardı edilen bir insanın ulaştığı sevgi toplama ve milyonlara varan bir insan varlığı üzerinde sevgi insiyatifi oluşturma başarısını neye bağlayabiliriz ki…

Bizzat tanığı olduğum bir mecliste, okuduğu şiirlerin ve zor divan edebiyatı tekniği ile anlattığı manzum eserlerin magazinel değeri olmayacaktır elbette. Çünkü o hayatının hiçbir döneminde tükenilesi işler yapmadı. Attığı her adım aldığı her nefeste yeni bir adım ve yeni bir nefes üretti. Adımlar adımlara, nefesler nefeslere karıştı.

Sadece asker kişiliği ile öne çıkarılan ve halkın ilgi ve sevgisini otorite ambalajı ile bloke eden zihniyet onun sanata ve sanatçılara olan ilgisini alakanında ötesine taşıyarak kurumlaştırdığını biliyorlar elbette.

Türkiye’de sinema emekçileri ilk kez onun döneminde ve kendisinin bizzat hazırlatıp meclise verdiği bir teklifle sosyal haklara kavuşturulmuştur.

Sinemanın propagandif açıdan ekmeğini yiyenler zor şartlarda yoksul imkanlarla Yeşilçam'a hayat verenleri yurttaşlık haklarından mahrum bırakırken, faşist diye önlemeye çalıştıkları bir liderin ellerine terketmişlerdi sinemanın istikbalini…
O’nun sanat açısından açtığı yolda bugün ilerleyen ve Türkeş geleneğini her alanda yaşatmaya çalışan MHP grubu, yine bir ilke imza atıp “Telif Yasasını” oluşturmuştur.


Milliyetçilik ve sanat ayrılmaz ikilidir. Sanat milletin gelişimini, değerlerini yaşatma ve kuşaklara aktarma noktasınmda bir işlev üstlenerek sürdürür. Milliyetçilik için sanat olmazsa olmaz ölçüsündedir. Alparslan TÜRKEŞ bu gerçeğin şuurunda bir lider olarak hatırası ilkeleri, ülküsü ve geleneği ile ölümsüz bir liderdir.

Ne mutlu O’nun geleneğini yaşatanlara…

Sanatta da…

Ahmet safak