bugün

1. böyle bir mağazacı ya da satıştan sorumlu bir eleman olduğunu hiç sanmıyorum. heleki maaş + prim şeklinde çalışan bir elemansa asla olamaz.

2. eğer size böyle bir şey deniliyorsa iki kıyafet arasındaki fiyat farkına bakın efendim. büyük ihtimalle yakışmadığı iddia edilen kıyafet diğerine göre daha ucuzdur.

eee burası türkiye diyorum, başka da bir şey demiyorum.
müzik aleti satan bir kaç yerde karşılaştığım olaydır. Normalde alış-veriş yaparken bu size yakıştı diyerek gaz veren ve sizden kazanacağı kar ı düşünen esnafla karşı karşıyayız.fakat gecenlerde müzik aletleri satan bi kaç yere gittiğimde, bu gitar sizin seviyenize göre biraz daha yüksek,isterseniz hemen hemen aynı kalitede daha alt modellerimiz var diyen esnaf ı görünce dürüst insan bu oluyor heralde dedim.. Herkes yapamaz yaptıklarını ,dürüstlükleri farklarını ortaya koyar.
(bkz: asıl bu yaptığın sana yakıştı mı)

(bkz: defol git burdan beni yalnız bırak)
çok nadir rastlanabilecek esnaf insanı.
''bu'' diye söylediği ürün muhtemelen en çok satılan üründür ve kişiyi daha az satılan ürünlere yönlendirmeye kararlı mağazacıdır.
iletişim teknikleri ya da davranış psikolojisi eğitimi alsaydı aynı cümleyi;
-üzerinizde daha şık duracak başka bir model önerebilir miyim?
diye kuracak olan mağazacıdır.
canayakın insandır ancak kariyerinde pek başarılı olacağı söylenemez.
+bu size hiç yakışmadı efenim.
-evet ya, haklısın.
+bu tam size göre bir şey.
-ama bu biraz pahalı değil mi?
+aman efenim sonuçta kılık kıyafetten bahsediyoruz burada...
realisttir, gerçekcidir, aferindir, sarılıp öpülesi, yatırıp dövülesidir.
Sattığı eşyanın daha pahalısı olduğunu düşünen kurnaz bir mağazacıdır. Karşısındaki kişi eğer ucuz birşey almaya önelmişse onu yolundan çevirmeyi düşünür.
malımı satıyım bitsin diye düşünen değilde yakışanı veren dürüst mağazacıdır.
+ cücük!.
- ananı!.
+ ahah, sktir et de nasıl oldu pantolon?.
- hiç yakısmadı size yalnız.
+ hangisini diyosun.
- bu kafa var ya bukafa. iki ton çekiyo bu kafa.
mesleğinin hakkını veren mağazacıdır.
- nasıl oldu bu?
+ size hiç yakışmadı efenim.
- peki siyahını denesem?
+ ı ıh. yakışmaz.
- belden azıcık genişletsek?
+ yok. ı ıh.
- napalım lan o zaman? spor modelleri varsa onlara baksam?
+ ı ıh. olmaz. yakışmaz. sanmıyorum.
- napıyım lan? kiloluyum işte napıyım.
+ bence siz hiç dışarı çıkmayın efendim.
- senin amına korum. o kadar söylüyorum.
+ terbiyenizi bozmayın beyfendi.
- bozarsam ne olur kaltak? ha?
+ size hiç yakışmadı bu laflar efendim. size hiç yakışmadı.
- bu da mı yakışmadı lan allahın belası? bu da mı?
o andan sonra bana herhangi bir ürünü satabilecek olan mağazacıdır.

mağazacı ne lan
işleri çok iyi mağazacıdır.
elinde mutlaka daha pahalı bir malı vardır ve onu size satmak istemektedir.

not: elinde derken gerçek anlamda elinde demek istedim yani dükkanda değil o an o mal elindedir ve size uzatıyordur.
doğruları söylediği için kutlanması gerekir.
doğruları söylediği için kutlanması gerekir.
doğruları söylediği için kutlanması gerekir.
bahsedilen kişi tezgahtarsa işten kovulmak istiyordur.
harbidir. gandırıçkı değildir.
gerçekten de giydiğinizin size yakışmadığını gösterir. bu tezgahtarlar, size yakışmayana "harika oldu" deme potansiyeline sahiptir. eğer yakışmadı diyebiliyorsa, sıçmışsınızdır. hemen üzerinizden çıkartınız.
olmayan mağazacıdır. hiç yakışmadı demez. en azından başka birşey bakalım der.

edit: yani ben hiç görmedim.
Gidin öpün o adamı hocam. Harbi esnaftır. Para değil, müşteri memnuniyetini düşünen çalışandır. Şöyle bi adamın çalıştığı mağazaya denk gelsek halbuki çıkmayacağız.