bugün

yediğin darbeler onun zaferi değildir. seversin kendini harap ederek, her gün daha fazla seversin hatta. bir sevgilisinin olmasının verdiği umutsuzluk ya da onun sana vurduğu darbeler canını acıta acıta günün birinde kaybolur. kimi zaman nefretle, özlemle, bazen de zamansız sevmeler, sakalların gibi uzar. kısalan mesafelerdir. yüreğindeki sevgi kuşlara hiç benzemez. hep içinde yeni açan yaldız dallar vardır, orada altın yapraklı günlük güneşlik çiçeklenirler. sanmasınlar ki zemheri ya da gökten zembille inen bir başkası onu alıp götürür. belki yağmur, çamur içine akar, o kadar. ne uzaklığı ne küstahlığı ne hasreti ne kurmaca sevdaları ne de hoyratlığı senin meftun, mahsun, maktul duygularına gem vuramaz. ne söylersen söyle duymaz. susarsın. konuşsan, anlatsan gözlerinin içine bakarak, dokunmasan ellerine, yalnız ama yalnız onu herkesten müstesna sevdiğini saçlarına doğru üflesen, utancından kafasını kaldırıp bir cümle kurabilir miydi? bir gün, iki gün değil, aklıma bugünlerde yazılmış zindan karanlığında 201 gün görmese bu kadar sevebilir miydi? öyle ya o unutmayı severdi, bense masmavi göklere bile elimi açmazdım yüreğime güvenerek, çekmecelerde bir fotoğraf olmasından korkardım en çok...
Abowww, tehlikeli sular bunlar dostum.