bugün

fazla söze gerek yok: orhan veli kanık...

Bu şehirde yağmur altında dolaşılır
Limandaki mavnalara bakıp
Şarkılar mırıldanılır geceleri.
Bu şehrin sokakları çoktur,
Binlerce insan gelir gider sokaklarında..
Her akşam çayımı getiren
Ve bir Beyaz Rus olmasına rağmen
Hoşuma giden garson kadın bu şehirdedir.

Bu şehirdedir
Valsler, foksrotlar altında
Şuman'dan, Bramsdan
Parcalar çaldığı zaman dönüp
Bana bakan ihtiyar piyanist.

Doğduğum köye müşteri taşıyan
Şirket vapurları bu şehirdedir.
Hatıralarım bu şehirdedir.
Sevdiklerim,
Ölmüşlerimin mezarları.

Bu şehirdedir işim gücüm,
Ekmek param.
Fakat bütün bunlara mukabil
Yine budur başka bir şehirdeki
Bir kadın yüzünden
Bıraktığım şehir.
I

Senin için aldığım menekşeleri
Çalgıcılara dağıttım
Son gece
Son defa başlıyan sabah
Yatağımı yine sen düzelt

Küçük balıkçı çocuğu
Sen denizden
Yaramaz ve çapkın balıkları tutabilirsin

Çok uzaklara gittiğimi
Sana söylemek isterdim
Güzel satıcı kızı

II

Ağaca söyle
Gölgesini getirsin bana yolluk
Sokağı ve denizi isterim pencereden
Senden çörekler isterim
Ay biçiminde

III

Ellerin yetişir vedalaşmaya
Niçin ağlıyorsun

oktay rıfat
Berlin'i terkederken çok üzülmüştüm. Dönerim sana güzel şehir demiş ve de dönememiştim.
Adama çok koyan durumdur.
zülfü Livaneli şarkısı sadece ismi biraz farklı.

düşlerin parlayıp söndüğü yerde
buluşmak seninle bir akşam üstü
umarsız şarkılar dudağımda bir yarım ezgi
sığınmak, gözlerine sığınmak bir akşam üstü

gözlerin bir çığlık bir yaralı haykırış
gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi

bir orman bir gece kar altındayken
çocuksu uçarı koşmak seninle
elini avcumda bulup yitirmek
sığınmak ellerine bir gece vakti

ellerin bir martı telaşlı ve ürkek
ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken

bir kenti böylece bırakıp gitmek
içinde bin kaygı binbir soruyla
bitmemiş bir şarkı dudağımda bir yarım ezgi
sığınmak, şarkılara sığınmak bir ömür boyu

gözlerin bir çığlık bir yaralı haykırış
gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi
ellerin bir martı telaşlı ve ürkek
ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken

düşleri hayalleri anlatması, özlemi aktarması ve hayallere itmesi insanı ve belki de tüm bu hayallerin arkasından dönüp gitmeyi, aşkı ve hayalleri kentte bırakıp ayrılmayı anlattığı için güzeldir.
evini, eşyalarını, dostlarını, köşedeki tekeli, güzelim körfezi, denize bakan balkonundaki mangalı, evinin merdivenlerini bile ozleyeceğin durumdur. bekleyen daha onemlidir belki, koşarak gitmek istersin bir yandan, öte yandan otobüs garindaki son anonsu duyduğunda içinde bir şeyler kopar. ya bir yanını bırakırsın şehrinde ya da tümüyle kalırsın. ama asla tümüyle gidemezsin.
bir yere gittiğimiz yok da bazen dizeler götürüveriyor uzaklara...

Bu şehirdedir işim gücüm,
Ekmek param.
Fakat bütün bunlara mukabil
Yine budur başka bir şehirdeki
Bir kadın yüzünden
Bıraktığım şehir.
mezun olduğu için okuduğu şehirden ayrılmak ve giderken son bir kez arkadaşları ile toplanıp ağlamaktır.
Beni sebepsizce derinden etkiler bu olay "şehirden gitmek"

Aslında şehir bir yana içerisindekilere yüklenilen anlam kaynaklıdır bu. Belki üzünç kaynağı arama hastalığıdır.
Şairler haklıymış denilir, o otobüsle şehirlerarası yola çıkılan an.