bugün

bazen dünyanın en korkunç, en soğuk gözleri olabildiği gibi bazen de anlaşılmaz bir biçimde insana sıcacık görünen gözlerdir.

buzdan bir kalenin eriyişi gibi o derin mavide kaybolmak aynı zamanda o renge kendini bırakmak gibidir. sessizdir, ağlamaklıdır, yorgundur bu gözler ama derinleştiği zaman koyu bir maviliğe bürünerek birden renklenebilir. bir çift mavi göz, ne kadar ısınırsa ısınsın her zaman soğuktur aslında da ona bakanlar belki de onu sıcak sanarlar.
anlamsız bakan gözlerin, mavinin arkasına sığınmasıdır kimi zaman bakışları. oysa bir bakış, ne renkler uyandırır insanın içinde, gözleri beyaz olsa dahi...
(bkz: boğulma riskine karşın okyanusta kaybolmak istemek)
doutzen kroes ve denise richards'ın sahip olduğu muhteşem gözlerdir.
bazılarında tam bir piç bakışı vardır.
bana mütemadiyen atatürk'ü hatırlatır. hele bir de sarı saçlarla konsepte uydurulmuşsa, ben, esmer bir kız olan ben aşık olurum o erkeğe...
bu gözlerin sahibi, "gözlerinde denizi görüyorum" iltifatına mazhar olabilir.
Taparım kulu kölesi olurum.
O benimdir.
Aşırı mavis mavis.
görsel