bugün
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı11
- jose mourinho9
- anın görüntüsü20
- günahların takımı galatasaray12
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu21
- bir erkekle kız arkadaş olabilir mi sorunsalı8
- anneler günü18
- hayatınızda kaç kere reddedildiniz19
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak14
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz15
- bik bik için diktiğim şort21
- toplu taşımalardaki müzisyen sorunsalı8
- zall beceremiyorsan bırak git15
- üstteki yazar gözünde nasıl canlanıyor14
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi17
- icardi190511
- sözlük yazarlarının boy kilo ölçüleri9
- piknikçi grubun varoş olduğunu anlama yolları15
- doğum gününde hatırlanmamak13
- kızların mesajlara geç cevap vermesi16
- icardi1905'in sözlüğü bozması12
- ismet gurbuz 202413
- elinin değdiği anı unutamıyorum 5 posta attım16
- en dindar özelliğiniz25
- serdar ortaç renault megane benzerliği8
- ali koç9
- yorgun mermi10
- şizofreni11
- sözlükteki feyk hesap sahipleri tespit edilecek11
- bacağa kramp girmesi10
- 2024 eurovision şarkı yarışması13
- erkeklerin sadakatsiz olması9
- türkiye den soğuma sebepleri11
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar15
- arkadaşlar sizce bu yüzük nasıl15
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak8
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması15
- fazla mastürbasyon yapan erkek9
- uludağ sözlük kapatılacak11
- 45 yaş üstü kadınların muşmulaya dönmesi10
herkesin bir ailesi var. herkesin, onu seven onu koruyup kollayan, ona sahip çıkan bir ailesi. herkesin geceleri gelip üstü açılmış mı diye kendisini yoklayan bir annesi. kahraman bir babası, sırlarını paylaştığı bir ablası, kavgalara beraber girdiği bir abisi...
herkes bin kez de çıksa bin kez geri dönebileceği bir evin insanı.
herkes gırtlağına kadar gurbete de batsa, efl efil sıla kokmakta.
ben hariç.
ömrümün bütün yüklerini aile denen insanlar omuzlattı bana. çok fazla yük. taşıyamadım tabii. yapabileceğim tek şey vardı, kendime bir aile bulmak.
buldum.
daha 10 yaşında bir çocukken seçtim ailemi. sessizdi. gözlerimizle anlaşırdık neredeyse. biraz saftı, biraz çocuk. biraz değil çok çocuk. ve hep çocuk.
üstümü örtmezdi, kavgaya giremezdi benimle, sırlardan da anlamazdı. ama zararsızdı. beklediği tek şey dostluğum, sunduğu en güzel şey dostluğu, kimsesizliğin ne boktan bir şey olduğunu daha bebeyken yoklamış olan benim biricik ailemdi işte.
yıllar geçti, uzun uzun yıllar. rengi değişti, ismi değişti, sesi değişti dostluğu değişmedi. gözleri değişti bakışları değişmedi. söyledikleri değişti sessizliği değişmedi. onu hep hakir gördüler, olmadık sıfatlar kondurdular isminin baş ucuna. o hala çocuk...
siz hiç hem anneniz hem babanız hem ablanız hem abiniz hem eşiniz hem dostunuz olan bir kedi sevdiniz mi?
siz hiç bir kediyle acıyı paylaştınız mı? onun acıda hep büyük parçayı aldığını biliyor musunuz peki? siz hiç bir kediyle konuşa konuşa sokakta yürüdünüz mü? sustunuz mu onunla? tek kelime bile etmeden sizi anladığını hissettiniz mi? burnunuzu tüylerine gömüp dünyayı unuttunuz mu? siz hiç yanı başınızda ölmeye yatan kocaman bir ailenin başında ağladınız mı?
hiç pazarlığa tutuştunuz mu allah'la, ne olursa olsun deyip... hiç, dünyanın en büyük sözlerini verirken onları nasıl gerçekleştireceğinizi bilmeden yalvardınız mı o'na? ucunda yalancı çıkacağınızı bildiğiniz bir şeyler söylediniz mi anneniz için? babanız için? abiniz ablanız sevgiliniz için...
bütün ailenizin vücudunda sayısız delik açtılar mı? çaresizce kıvranmalarını seyrettiniz mi baş uçlarında? jiletle bileklerini soydular mı onların? yalvaran bakışlarını görmemeye çalışarak sıkıca tuttunuz mu ayaklarından... sizin hiç bütün aileniz aynı anda öldü mü?
ölmesin... dayanılır şey değil.
sen benim en güzel, en biricik, en hakikatli ailem oldun. ben seni acılar içinde ölüme sürükledim. sen ölmeye yattığında bile beni istedin yanında. ben gözlerinin içine bakacak kadar bile cesur olamadım.
sen bana anne, sen bana baba, sen bana hayat oldun.
ben sana doğru düzgün bir veda bile edemedim.
dünyayı üstüme kapatmışlar da açmayacaklarmış gibi geliyor zoro. gözlerimin en saklısında boncuk gözlerinin hatırası için hep bir damla duracak. ama hiç düşmeyecek.
hoşça kal yorgun savaşçım... hoşça kal bütün ailem...
görsel
herkes bin kez de çıksa bin kez geri dönebileceği bir evin insanı.
herkes gırtlağına kadar gurbete de batsa, efl efil sıla kokmakta.
ben hariç.
ömrümün bütün yüklerini aile denen insanlar omuzlattı bana. çok fazla yük. taşıyamadım tabii. yapabileceğim tek şey vardı, kendime bir aile bulmak.
buldum.
daha 10 yaşında bir çocukken seçtim ailemi. sessizdi. gözlerimizle anlaşırdık neredeyse. biraz saftı, biraz çocuk. biraz değil çok çocuk. ve hep çocuk.
üstümü örtmezdi, kavgaya giremezdi benimle, sırlardan da anlamazdı. ama zararsızdı. beklediği tek şey dostluğum, sunduğu en güzel şey dostluğu, kimsesizliğin ne boktan bir şey olduğunu daha bebeyken yoklamış olan benim biricik ailemdi işte.
yıllar geçti, uzun uzun yıllar. rengi değişti, ismi değişti, sesi değişti dostluğu değişmedi. gözleri değişti bakışları değişmedi. söyledikleri değişti sessizliği değişmedi. onu hep hakir gördüler, olmadık sıfatlar kondurdular isminin baş ucuna. o hala çocuk...
siz hiç hem anneniz hem babanız hem ablanız hem abiniz hem eşiniz hem dostunuz olan bir kedi sevdiniz mi?
siz hiç bir kediyle acıyı paylaştınız mı? onun acıda hep büyük parçayı aldığını biliyor musunuz peki? siz hiç bir kediyle konuşa konuşa sokakta yürüdünüz mü? sustunuz mu onunla? tek kelime bile etmeden sizi anladığını hissettiniz mi? burnunuzu tüylerine gömüp dünyayı unuttunuz mu? siz hiç yanı başınızda ölmeye yatan kocaman bir ailenin başında ağladınız mı?
hiç pazarlığa tutuştunuz mu allah'la, ne olursa olsun deyip... hiç, dünyanın en büyük sözlerini verirken onları nasıl gerçekleştireceğinizi bilmeden yalvardınız mı o'na? ucunda yalancı çıkacağınızı bildiğiniz bir şeyler söylediniz mi anneniz için? babanız için? abiniz ablanız sevgiliniz için...
bütün ailenizin vücudunda sayısız delik açtılar mı? çaresizce kıvranmalarını seyrettiniz mi baş uçlarında? jiletle bileklerini soydular mı onların? yalvaran bakışlarını görmemeye çalışarak sıkıca tuttunuz mu ayaklarından... sizin hiç bütün aileniz aynı anda öldü mü?
ölmesin... dayanılır şey değil.
sen benim en güzel, en biricik, en hakikatli ailem oldun. ben seni acılar içinde ölüme sürükledim. sen ölmeye yattığında bile beni istedin yanında. ben gözlerinin içine bakacak kadar bile cesur olamadım.
sen bana anne, sen bana baba, sen bana hayat oldun.
ben sana doğru düzgün bir veda bile edemedim.
dünyayı üstüme kapatmışlar da açmayacaklarmış gibi geliyor zoro. gözlerimin en saklısında boncuk gözlerinin hatırası için hep bir damla duracak. ama hiç düşmeyecek.
hoşça kal yorgun savaşçım... hoşça kal bütün ailem...
görsel
ironik bir veda.
burada sadece maddi sıkıntısı olanlar yazıyor sanıyordum ben.
burada sadece maddi sıkıntısı olanlar yazıyor sanıyordum ben.
14 dakikada maddi sıkıntını hallettiysen bize de bir el atıver.
ben gidiyor olsam, çok kısa yazardım;
topunuzun cebine koyayım der, çeker giderdim...
topunuzun cebine koyayım der, çeker giderdim...
sebep ne olursa olsun sözlüğe veda üzücü. umarım çözersiniz sıkıntılarınızı, başarılar.
Maddi sebep derken?
Mayışlar mı ödenmedi?
Mayışlar mı ödenmedi?
Arkadaşlar sıkıntı giderildi. Vedam iptal oldu.
Dejavu yaşattıran veda yazısı. Lan bu kaçıncı veda? geçenlerde de aynısı oldu ahah.
güncel Önemli Başlıklar