bugün

kemalistler önce bir okuyun daha sonra eksi vermek isteyen olursa verebilir.

tanım: kemalistler gibi boş sözlerle bi savunma ya da eleştiri değil belgelere dayalı olarak verilen ayardır. şöyle ki;

--spoiler--
Sözü, 3 Temmuz 1927'den ölümü olan 10 Kasım 1938'e kadar M. Kemal’in yanından hiç ayrılmayan ve bu müddet zarfında M. Kemal Atatürk’e hizmet eden, Cemal Granda’ya bırakıyoruz:

O akşam ilk kez konuştuğum Atatürk’le aramızda şunlar geçti:

- Senin ismin nedir?
- Cemal!..
- Sonu yok mu bunun?
- Var, Cemalettin…

Bunun üzerine Atatürk birden bana doğru ilerliyerek:

- Haaa… dedi. Isimler Kemalettin olur, fakat Cemalettin olmaz. Sen yine Cemal kal. Dinin Cemali miydin ki, sana bu ismi koydular? Aradan yarım saat geçmişti. Yemek devam ediyordu. (…)

Fakat Atatürk, bu Cemal adına tutulmuş olacak ki yeniden seslendi:

- Bu Cemalettin ismini kim koydu sana?

Artık adamakıllı korkmağa başlamıştım;

- Babam, diye cevap verdim.
- Öyle ise baban ne adammış senin. Diye sertçe çıkıştı.

Bunun üzerine:

- Ben babamı tanımıyorum. Deyince yüzü daha da sertleşti:
- Babamı tanımıyorum ne demek? Sen babasız mı doğdun? Baban yok mu senin?..
- Ben dokuz aylıkken babam ölmüş.

Atatürk üzüldüğümü yüzümden okumuş olacak ki, birden sesini yumuşattı:

- Ananı tanıyorsun ya yeter!.. Dedi. Ve biraz durduktan sonra ekledi: Ben de babamı tanımıyorum ya… (…)
--spoiler--

uşağının paylaşmış olduğu bu anıdan atatürk'ün babasını tanımadığı aleni görülmekte. kemalistlerin dillerine pelesenk ettikleri "baban kimdi bilemezdin şerefsiz" sözüne kapak olacaktır.
ayarı bozuk, ayar olmaya elverişli kemaliste verilen ayardır.
hiç kolay değildir.
Ayarsızların beyhude çabasıdır.
ayarın en sağlamıdır.
ayar verdiği sanan yazarlardır.

entryleri siklenmeyip, kendi entrylerine yazıp kendi kendilerine ayar verirler.
bunların sayıları çok olduğu için yapılmaması gereken eylem.
kemalistlerin hiç bir kaynağı olmayan o olmasaydı babanız belli olmazdı teorisi kadar doğal bir düşüncedir. hani kardeşim babamın belli olmama teorine kaynak göster kanıtla nerden biliyorsun yahu allah mısın sen sorusunu yöneltme sebebidir. hahaha.
babanız belli olmazdı teorisini anlamayan bir kişi tarafından ayar olarak algılanmış entry dir. bu teoride söylenmeye çalışan türk insanının başka milletlerin egemenliğine girmeden özgür olarak yaşamasını atatürk ve silah arkadaşlarına borçlu olduğudur. yani burada babasızlar kötüdür şeklinde bir gönderme yoktur. tarih kitapları yanılabilir veya yanıltabilir. fakata atatürkün veya bir başkasının babasının olmaması durumu, başka milletlere peşkeş çekilmiş bir yurdun evlatları olma durumundan çok çok farklıdır.
anladınız siz.
--spoiler--
iyi söylüyorsun da sazın yok, dese kemalistler yeridir. kaynak?
--spoiler--

ayar vermek sanırım böyle birşey.
gereksizdir. muhattap almak, seviyesine düsmek gereksizdir. insanlıgınn yapacak daha önemli isleri olmalı.
yaşadığı topraklardaki cumhuriyetin ona sağladığı ifade özgürlüğünden yararlanarak atatürk'e dinsiz demekten öteye gidemeyecek (bkz: şakirt) eylemidir.
(bkz: yobazlardaki inanılmaz mantık hatası)
(bkz: hatalı üretim)
(bkz: anne ben adam oldum atatürke saydırdım)
evet çanakkale deki zaferin peygamberimiz ve gökyüzü ordularının yardımıyla kazanıldığı gerçeğide iyi bir ayar örneğidir. Nitekim Hamilton şöyle demiştir:

“Bizi Türklerin maddî gücü değil manevî gücü yendi. Onların atacak barutu bile kalmamıştı lakin biz gökten inen güçleri müşahede ettik.”

Yine Çörçil(Churchill) bunca teknolojiye rağmen Türklere nasıl yenilirsiniz? diye sıkıştırılınca şu cevabı vermiştir:

“Anlamıyor musunuz, biz Çanakkale’de Türklerle değil Tanrıyla harbettik, herhalde yenildik.”

Bu ilahî yardımlardan bizim için en şereflisi hiç şüphesiz iki cihan güneşi sevgili Peygamberimizin Mehmetçikle beraber olması, kendisine yapılan istimdada (yardım istemeye) –biiznillah- cevap vermesidir. Nitekim savaşın çok kızıştığı bir esnada, stratejik mevkilerimizi teker teker kaybettiğimiz bir hengâmede, Binbaşı Lütfi Bey “Yetiş ya Muhammed, yetiş Ya Muhammed, kitabın gidiyor!” feryatları ile düşman saflarına hücum etti. Onun bu feryadı, yüreği Peygamber sevgisi ve Kur’an hürmeti ile dolu Mehmetçiğimize çok tesir etti. Onlar da vecd içinde, ölümüne düşman siperlerine hücum ettiler. Neticede kaybettiğimiz yerleri geri aldığımız gibi birkaç siper de fazladan kazandık.

muhtemel kemalist tepkileri :

(bkz: laiklik elden gidiyor)
(bkz: pis yobazlar)
(bkz: bunlar yalan dolan)

haha siz öyle sanın zevkini tattıracak eylemdir.
her havlayan köpeğe taş atsan dünyada taş kalmaz " deyimi akla gelip acilen vaz geçilmesi gereken ayar. ıslah dilenebilir.
çanakkale savaşını yöneten mustafa kemaldir.
ergen fantezisidir ki aynı zamanda hz. muhammed'e hakaret etmektedir.
insanların babaları anneleri çocukluklarında vefat ede bilir ve onlar ana-babalarını tanımaya bilirler...
örnek : hz. muhammed.
hz.muhammed daha doğmadan babası vefat etti. bu hz. muhamemd'e inanmayan biri için bile hakaret amaçlı söylenemez, insanlık dışıdır.
atamızın babası da atatürkümüzün babası da daha atatürk çocukken vefat etti.
basittir ve her zaman yapılmaktadır. artık ayar vermekten bıktık.

yedikleri ayardır fakat hissettikleri budur;

http://galeri.uludagsozluk.com/g/kaz%C4%B1k/

zira o kadar hakaret ve küfür başka türlü edilemez.
marmaraya verilemeyen ayardan dolayı soluğu yine kemalistlerin yaninda almaktır.
zordur aga. pragmatist bir yaşam tarzıyla yetişmiş bir bireyle konuşuyor olursunuz. yanlışları günün şartları, günün durumları olarak değerlendirirler. tabi herkes kendine göre haklıdır. ama bana göre değildir?