bugün

yarın öbür gün onlarada vergi kaçırıyorlar diye musallat olacakları için bir anda gösterilen tepkidir.
terbiyesizlik değil, resmen yerinde ve kazanılmış bir davranıştır. bilkentlilerin içinde adam olan öğrenciler de var imiş demek düşer.

ayrıca (bkz: bakanınız kadar konuşun)
doğru bir davranıştır. bugünün sağlıkçıları bile yılmışken yarının bireyleri baştan tepkilerini göstermiştir, aferindir gençliğe.
demokratik tepkiyi nasıl ve ne şekilde vereceğini bilmeyen, üniversiteli cahillerin yaptığı şeydir.
edit: aramızdalar.
eylemin içeriği olan atatürkçülük bir kenara bırakılırsa burada yapılan eleştirinin bağcıyı dövmek olacağı da ortaya çıkar. yapılan eylem içerik bakımından zayıftır, cumhuriyet mitinglerinde olduğu gibi dayanak noktaları güçsüzdür. ancak belli ki olayın bu boyutu eleştirilmiyor yalnızca yani olayın boyutu ulusalcılık eleştirisi değil eylemin kendisidir. açıktır ki; ne orada yapılan protesto ne de bakanın kendisi siyasal kimliklerinden bağımsız değildir. bakan yalnızca oraya bir veli olarak çıkmaz çünkü kendisi aynı zamanda bir tüzel kişiliği de temsil etmektedir. o nedenle burada savunulan şey ulusalcılık eleştirisi değildir, protesto yapma eyleminin kendisidir. bu olay bir başka yerde olsaydı dayanacağı noktalar başka motifler içerebilirdi veya gene aynı motifler üzerinden olabiliridi fakat dayanak noktasının daha güçlü olacağı kesindi. ve gene aynı şekilde bu bazı kesimlerce terbiyesizlik olarak algılanacaktı. çünkü kendileri açısından bakan eleştirilemez, eleştirilirse dahi bu sessizce yapılmalıdır. böyle bir mantık yoktur, protestonun kendisi dışavurumu temsil eder. burada yargılanan ulusalcılık değil, protesto eylemini gerçekleştirmek. tabi yerseniz.
demokratik tepkiden tek anladığı oy vermek olanların elbette demokratik tepki kapsamında görmeyeceği güzel davranıştır.

ilerlemiş ve demokratik ülkelerde başbakanlara yumurta, boya fırlatılırken ve bu bakanlar bu davranışlardan şikayetçi olmadığı halde; akplilerin demokrasi anlayışı nasıl bir anlayıştır ki yuhlamayı ve sesi bastıracak alkış yapmayı bile demokratik tepki dışı görürler? komiksiniz.
hiç şaşırılmaması gereken olaydır.

zira köpek havlıyorsa sahibine hesap sormalı.
türk tipi komünist işte, özel okulda okur, türkiye de parayo vuran komünist oluyor, hayır mı hacı.

pardon pardon, bir an unuttum, türkan saylan için tepki göstermişler, haklılar efenim, komünist faşist bunlar yani ulusalcı.

not: yaftaladıgım konusunda eleştiri getiren arkadaşım, eger ben yaftalıyorsam ve bunlar faşist degilse, ortaya konulan tepkiye bir küçük haklı gerekçe ortaya koymalısın, bakanlar eleştirilir ve eleştirilmelidir de ama, ortada fol yok yumurta yokken, sadece atatürk resimleri ve türkan saylan resimleri ortaya çıkıyorsa bana yapılan yaftalıyor açıklaması biraz yanlış bir tutum olur, bunlar düpe düz faşisttir ve kendilerine verdikleri isimde ulusalcılıktır. ben sadece nakleden kişiyim, bir nevi anlatıcı, manzara koymakbi nevi.
siyasetçilerinin her geçen gün terbiyesizlik sınırını zorladığı bir ülkede şaşırılmaması gereken eylemdir.
senin bakanına bağırıyorlar, benim değil. onu da ben seçmedim..
eğer oraya bir bakan olarak değil de, bir veli olarak çıkmışsa; kişisel görüşüme göre, yanlıştır. ancak ve ancak, eğer oraya bir bakan olarak çıkmışsa; tepkisini göstermek isteyen halk tarafından, gerekli tepki gösterilmiştir. yamuk yoktur. *
kime göre , neye göre terbiyesizlik hatta kime neye göre bakan dedirten olay.
demokrasinin köpeği olduğunu bas bas bağıran kimselerin demokrasiyle çelişen açıklamalarına mahal veren gelişmedir. bunları sık sık görmek isteriz. ülkemizde demokrasinin bekçiliğini yaka paça yırtınıp "benim de benim" diyen oyuncakçı mağduru küçük çocuklar gibi sahiplenmeye çalışan, gezegendeki tüm solcu canlılar tarafından dışlanan ve en önemlisi hakk 'ın kendilerinden hiç bir zaman razı olmayacağı insanları böylelikle daha yakından tanıyabiliyoruz.

ne de olsa bu insanlar şirk ehli. helak mevzu'unun alasını göreceğiz, buyrun heykeller cilalnsın...
recep akdağ bey gibi ağır başlı ve çalışkan bir insana yapılmış ayıptır diye düşünüyorum. akepe yi hiç sevmem. asla oy vermem ama recep akdağ gerçekten çalışkanlığı ve siyasal tarafsızlığıyla göz dolduran bir anadolu çocuğudur. başkasına yapılsa bende aferin derim ama ayıp olmuş. onun bakanlığından önce sağlık sektörü nasıldı, şimdi nasıl, aklı olan biraz düşünsün.
iktidarı desteklemeyen biri olarak yakıştıramadığım olay. bu bilkentliler akıllarını peynir ekmekle yemişler herhalde.

terbiyesizliktir bunun adı. futbol maçında mısın yuhalıyorsun ! bakanı futbolcu sandılar herhalde...

demokrasiye yakışmayan bir tepki, bu tepkinin yeri miting alanlarıdır.
bütün bilkentlileri bağlamayan eylemdir. bir veli olarak ayıp olmuştur, evet ama bunu da bütün bilkent üniversitesi öğrencilerine mal etmek haksızlıktır. bu eylem de hiçkimseye profesto eden öğrencilere hakaret hakkını vermez. onlar sadece ıslıklamışlar ve yuhalamışlardır. tepkilerini göstermişlerdir. oradaki hiçkimse bakan akdağ'ı oğlunun velisi olduğu için profesto etmemiştir. türkiye cumhuriyeti'nin bakanı olduğu için profesto etmiştir.

ha oğlu ve ailesi için zor bir durum mudur? evet zordur. bu yüzden bakan sinirlenmiştir, bu siniri de mazur görmek gerekir. zaten dikat ederseniz cılız profesto da bakan "burası bilkent mi üçüncü dünya üniversitesi mi" dediği anda alevlenmiştir.

aman neyse canım olan olmuştur. bırakın ben size bilkent üniversitesi kütüphanesinden söz edeyim. şimdi oradaki yarım milyon kitap...
çok yönlü bakılması gereken bir olay, alın size doğrudan içeriden bilgiler;
birincisi benim bildiğim kadarıyla protesto bir terbiyesizlik değildir. her ne kadar son yıllarda, siyasetçilere halife gözüyle bakılsa, isimlerinin kısaltılmasını bile hakaret kabul eden adamlar bunu değiştirmeye çalışsa da, yine genel akp seçmeninin ve geri kalan insanların bunu terbiyesizlik olarak görmediğini düşünüyorum.
ikincisi, her yerin bir usulu vardır. bu doğru veya yanlış olabilir. ama sen bir akp bakanı olarak, çok az olsa bilkent'in hükümetine karşı olan tavrını biliyorsun. amacından saptırılmadan evvel, ilk cumhuriyet mitinglerinden biri bilkentte yapılmıştır. hadi tarihi geçtim sadece sabahki törene bak, öğrenci başkanının, devrimlerin durdurulması, geriletilmesi veya tersine işletilmesine hiç bir bilkent öğrecisi müsade etmeyecektir sözü, hukuk fakültesinin atatürk şovu.
tüm bunlar var iken, daha abdullah gül krizi bu kadar taze iken (ki burada mevzu kızın türbanla diplama alması değildir, diğer türbanlılar alamazken, sadece gül'ün kızı diye tek bir kişiye müsade edilmek zorunda kalınmasıdır, yoksa biz de isteriz herkes birlikte alsa), sen bir akp bakanı olarak çıkıp konuşma yapmaya kalkmamalıydın. ben olsam aynı konumda, bilkent öğrencileri akp hükümetine karşı çok tavırlı ben en iyisi susayım oturayım derdim. ama adam gaz çıktı.
neyse protesto başladı, burada adam ya, adam gibi konuşacak, söylemek istediğini aktaracak ve inecek, ya da susup oturacaktı. ama yapamadı, tuttu çocuk gibi laf dalaşına girdi. bu noktadan sonra meselenin siyasi bir yanı kalmadı. ortada tek başına dikilmiş önündeki binlerce kişiye laf eden bir adam ve o binlerce kişinin rekabeti kaldı.

peki ne oldu sonunda, sen, hükümetine karşı olan tavrını bildiğin binlerce kişiye, sempatik gözükmek yerine, tavrınızda çok haklısınız, mesajı verdin. hani bir köprü olayım, bakın biz kötü niyetli değiliz mesajı vereyim yerine, kavga edeyim amacı güttün.
demokrasidir. lakin vahim bir insan tipi için bu insanlar komünistmiş, breh breh breh.

komünizmle alakası olmayan, beyaz türklerin rejim ve iktidar kaygısı ile giriştiği eylemliliktir. demokrasiyi hazmeden bir siyasi figür için sorun teşkil etmez.
facebook kullanıcıları için 55 saniyelik videosu;
http://www.facebook.com/h...?v=98939942329&ref=nf

lütfen recep'e gösterilen tepkinin, bilkent üniversitesi'nde miyim, yoksa 3. dünya üniversitesinde miyim zırvasından sonraki yükleşine dikkat. azıcık kafasını çalıştırsa o tepkiyi susturabilir ama istemiyor, illa ki daha çok nefret edileyim, daha antipatik olayım diye kasıyor. napalım yani?

o değil bize yıllarca apolitik pis gençler dediler, özellikle son 4 yılda siyasi ve sosyal olaylara tepki açısından en aktif okul haline geldik. şimdi de komünist ilan edildik. tam olarak ne yapalım istiyorsunuz?
senin verdiğin oy ne kadar demokratik bir tepki ise o çocukların yuhalamaları da o kadar demokratik bir tepkidir. o senin vicdanınsa, bu da onlarınki. sorgulayamazsın o zaman.

türkan saylan fotoğrafı göstermek ne zamandan beri terbiyesizlik oldu? bak arkadaşım, bir sağlık görevlisinin -bakan olsun, doktor olsun ya da bir başka görevli- hasta insanları iyileştirmek zaten görevidir. bu, halka sunulmuş bir lüks veya onlara yapılmış bir kıyak değil, önce bunu öğren. "bak adam iyileştiriyor, sen ne yapıyorun" gibi bir lafla gidemezsin kimseye. çünkü mecbur. bundan rahatsızlık duyacak insan, bu görevi seçmeyebilir. kendi vicdanıdır.

ayrıca o babayı orda konuşturan baba olması mıdır, bakan olması mıdır? o halde herkesin babasını konuşturun. hatta gelsin senin baban da konuşsun. yani bir babaya tepki gösterilmiyor orada, gayet de bir bakan protesto ediliyor.

unutmadan sormak isterim: bu öğrencileri tuzu kuru yapan ne? vakıf üniversitelerinde okumaları mı? ha tabii canım, senin tuzun kuru. kime tepki veriyorsun, neye tepki veriyorsun? sen kimsin ki?

tepki vermediler "apolitik zengin piçleri" dediniz. tepki verdiler "senin tuzun kuru, neye konuşuyorsun?" oldu.

neyin peşindesiniz siz?
tarihi boyunca postal ve cop yalayan ve yalatan bir kitlenin siyasileştiğini görmemize vesile olmuş demokrasi adına mutlandırıcı olay.

edit: üçüncü dünyalılığı kürtlükle bağdaştırmalarından olmasın sakın lan?
(bkz: morganize işler başlıkları)
(bkz: sazan olmak)
recep akdağ'ın tepki verirken gayet yüzsüz bir ses tonunda konuşması, artık bu tarz durumları ne kadar kanıksadıkları sonucunu çıkarmama neden olmuştur. orada bilkentlilerin gösterdikleri tepki, özerk olması gereken; fakat ülkemizde maalesef ismen özerk olabilen üniversitelerden en çağdaş ve en iyi durumda olanlarından birisinin, yine aynı derecede çağdaş olan öğrencileri tarafından, gayet saygı çerçevesi içinde gösterilmiş, demokratik bir tepkidir. ülkemizde demokrasi bilinci oturmadığından ötürü bazılarına ters gelmiş olabilir.

söylediklerimi biraz daha somutlaştırmak için buyrun size olayın görüntüleri;

http://www.youtube.com/watch?v=U9dSIAECNCM
Tepki demokrasinin kimin elinde olduğuna göre yorumlanır. Demokratik sözcüğünün kullanılabilmesi için herkesin 'eşit' olması gerekir. Eğer herkes eşit, ancak birileri daha eşit ise, oradaki eşitlik bozulur ve Bilkent'li öğrencilerin yaptığı eylemler gibi demokratik hakları, toplumsal haksızlığı ve en önemlisi de kürsüde konuşan bir kişiye karşı ondan daha fazla ancak her eylemiyle 'anti-demokrat' ilan edilecek bir kitlenin onu susturması yapılacak en demokratik eylemdir. Demokrasi, iktidar mekanizmasının elinde sihirini yitirmiş, keskin, laubali bir kılıçtır ancak.