bugün

Korku bir kuştur
Uçmuştur içimden
Yüreğimi sıcak bir ekmek gibi sofralara götürüyorum
Koyuyorum bıçakların gölgesine
Çünkü büyütür ağzını çocukların
Kirli bir nehir gibi akıp giden zaman
Yaşamak iğrenç
Yaşamak tükürmek gibi bir şey, kusmak gibi
Ne krallar geldi dünyaya
Ne Tanrı sananlar kendini
Ne sultanlar geldi, ne orospular
Hiçbiri ağlamadı başkasının yerine
Hiçbiri içine halkın acısını koymadı
Ve milyarlarca insanı yuttu bu toprak
Doymadı

insanlaar
insanlaaar
insanlaaaar ey
Beni 26 yaşımda ihtiyarlatan
Sevdası değildir mavi gözlü bir kızın
Ayrılıklar değildir
işte bu yüzden susmuyor çanları öfkemin
içimin cehenneminde silahlar patlıyor
Kana bularken gökyüzünü çığlıklar
Sabrım toprak gibi çatlıyor

Bu kâğıt
Bu kalem
Bu Bafra sigarası
Ve bulutların içine girmesi başımın
Ve büyümesi yumruklarımın iki dağ kadar
Sizler için
Yıkmak için duvarlarını karanlığın
Ben Muammer Hacıoğlu
Kimse bilemez benden başka
Bir simidin ikiye bölünürken ne dediğini
Ve kar
Cansız kelebekler gibi düşerken dal uçlarına
Hastane önlerinde paltolarına sığmayan adamların
Tırnaklarını nasıl sapladığını avuçlarına

Bu şiir bitmeyecek bitmeyecek
Güneş
Sönmüş bir kömür gibi düştü tepelerin ardına
Adımları yavaşlıyor hamalların
Fabrikalar huysuz çocuklar gibi bağırıyor
Ben gidiyorum, bana haydi
Beni sokaklar çağırıyor *