bugün

bana yazmak kara yazmak
bana ilim gerekli sana yazma
başini bağlayıp oturup azma
bence karakterini harcama nazla.
Sen Bana yalan söylerken benim sana inandıgımı mı sanıyorsun...
Tuttuğun takim jeneriklik gol yesin de her gördüğünde kahrol e mi!
içimde biriken zehri dökmem gerek galiba.

bugün doğum günün.yanında olmak isterdim aslında.hani şu aylar öncesinden planlarını yaptığımız gibi.ama giderken altın götürdün tüm planları hayalleri güzel şarkıları kendinle birlikte.evet ya şarkılar.mesela severek çaldığım ve kaydettiğim aşk durdukça.hani çok sevindiğin 'sevilğimi hissettim şu an' dediğin.artık eski tadı yok.biliyor musun o günden beri hiç çalmadım o şarkıyı.hiç dinlemedim.ya da sunshine of your love.çok severdim bu şarkıyı biliyor musun?biliyorsun tabi.onlarca kez söylemişimdir bunu sana.hani 'önceden de severek dinlediğim şarkıların öznesi oldun, daha anlamlı geliyorlar artık' demiştim ya.şimdi boş kaldı orası.halbuki senden önce de boştu.ama şimdi daha boş.boşluklarımı da aldın giderken.

insan hayal kurmak için yaratılmıştır.hayal kırıklığına uğrasa da yeniden kurabilir.zaten hayaller kırılmaz, buz gibi erir damla damla gözlerinden.sen 'tamam erimiştir artık'dersin.ama yeni bir buz dağına çarptığının farkına bile varamamışındır.birgün yeniden güzel hayaller kuracağım içinde sen olmayan.zaten hayal kurmayı bıraktığın gün ruhen ölmüşsün demektir.ama bugün kuramıyorum biliyor musun?ah-haa, işte bunu bilmiyorsun bak.en baştan başladım ben de.yeniden çocuksu hayallerle.mesela bugün sokakta mahallenin bebelerinin yaptığı tek kale maça dahil oldum.5 de biter dediler, bizim takım kaybetti.ama ben 1 gol 1 asistle oynadım.-kamu spotu.sigara sağlığa zararlıdır-.hatta canla beraber vizelerden sonra bilyalı yapmaya karar verdik.mavi duraktan aşşağı kaycaz.ben yine maçtaki gibi seni bir anlığına unutucam.erik ağacı bulabilseydim eğer eriğe dalıcaktım.kısmet işte, bazen herşey istediğin gibi gitmio.haa bi de geçen gece can sıkıntısından çocuk parkına gidip kaydıraktan kaydığımı da eklemem lazım.gerçi öylesine atmıştım fikri ortaya ama kabul etti eşşekler geri vites yapamadım.

yani öyle işte.kendimi yeniden büyütmeye başladım.kök hücremden yeni bir kalp yapmaya çalışıyorum.bu kez kırılmayanından.ama yapamıcağımı biliyorum.çünkü en son 'bu seferki yaptığım kırılmıcak' dediğim kalbi sen verdin elime paramparça halde.

yazıya bak.aynı kafamın içi gibi saçma sapan.hangi düşüncenin eteğinden tutup gittiği yere sürüklensem hiç gitmemesi gereken yerlere gidiyor.yazı da öyle.kim bilir başlarken ne anlatmak istemiştim.muhtemelen gece kafamı yastığa koyduğumda aklıma gelicek.sonra ben o düşünceyi kazağın sökülmüş ipini çeker gibi çekiştircem.ilmekler söküldükçe gecenin karanlığı sökülecek.gecenin sökülen ilmeklerinden sızan gün ışığı vuracak camıma.hadi kalk bak ben yüzyıllardır aynı inatla doğuyorum yeni güne.sen şunun şurası yirmi küsür senelik adamsın nedir bu bezginlik dicek.ben de bir anlık gazla 'haklısın lan' dicem.her zamanki gibi kulaklığımı takıp yollara düşücem.carry on my wayward son diyecek müzik çalarım.

yani uzun lafın kısası kadın, ben bir müddet daha böyle devam edicem.sen ise arkadaşlarında doğum gününü kutluyor olacaksın.duymadığın onlarca fısıltım gibi söylüyorum yine taze taze çökmüş karanlığa.nice yıllara.
Seni her zaman farklı gördü gözlerim. Beynim kusurlarını bulsa da gözlerime söz geçiremedi bir türlü. Sen kusursuz güzellik, vazgeçilmez bir eş, anlatılmaz bir zevktin onlar için. insan, karşısındakinin değerini kaybedince anlar diye bir söz varya, işte bu sözün geçerli olduğunu kabul ettiğim ilk kişisin. Belki acemi aşığım, belki çok abartıyorum, belki de daha beterini yaşayacağım, bilmiyorum. Seni özlüyorum bana uzak olduğunu hissettiğim her an. Üzerinden geçtiğim, isteyerek veya istemeyerek uğradığım, uzaklardan gördüğüm hatta düşündüğüm her yer seni hatırlatır oldu yine. Bunu nasıl aşarım onu da bilmiyorum. Tekrar eskisi gibi olsak iyi mi olacak onu hiç bilmiyorum. Seni düşünmek imkansız bir hale geldi, tıpkı nefes alıp vermeyi bırakmak gibi. Yaşadığım her an hissettiğim tek şey seni taparcasına sevdiğim oluyor. Yine gel, sadece görmeye.
Hiç düşmedim mi aklına, hiç çalmadı mı o şarkı?
7 ay koskoca 7 ay geçirdik seninle be! Aptal saçma salak şeyler yüzünden ayrıldın benden. Hatırlasana yağmur başladığında herkes kaçışırken biz el ele yavaş yavaş yürüyoduk. Hatırla bize geldiğin ilk günü yemek yapmıştın annem gelmişti oturup muhabbet etmiştik. Motorla gezerken yağmur başlamıştı sırılsıklan olmuştuk bize gelip üstüne benim kıyafetlerimden giymiştin. Daha bi çok anı. Koca 7 ay'ı buraya sığdıramam.
çok pişmansın ve ben bunu biliyorum.
çok çakalsın ve sen bunu biliyorsun.
Bugün orada da pazartesi mi?
m azide kalan tüm aşklar gibi
e skimedi sana olan hislerim.
m anidar bakışlar ebedi kaldı,
e n derinde sakladım seni.

v uslat zamanı şimdi gönül,
a rşınlasam da gelsem yanına;
r ahat etme zamanı şimdi.

d iğer tüm yaşananlardan farklı,
e skide kalamadın sen.
d uvarlara sıkıştı kalbim,
i çim sığamadı içime.
l ütuftur seni görmek bana artık,
e lini tutmaya geliyorum,
r iyakarlık zamanı değil.

g üneş bugün bize doğmuş olsun,
e fkarlanalım akşamında da günün,
l ale bahçelerinde sıkışmış,
d argınlıklar buketi ellerimde,
i mdan çığlıkları kulaklarımda;
k ulaklarımda sadece sen.
ikiyüzlü dostluğunun, sahte samimiyetinin farkındayım kızım. herkesi kendim gibi sanma gafletimin eserlerinden biri de sensin. ilk intibanın ne denli mühim bişey olduğunu anımsıyorum senin gibilerine rastladıkça. dilerim kendin gibiler eksik olmaz yaşamından. dilerim.
görünen o ki yaptıkların yanına kar kalmış. benimse her günüm daha da kötüye gidiyor. insan derdini özler mi. ben özlüyorum. her geçen gün daha ağır sorunlarla sıkıntılarla boğuşuyorum. keşke tek sorunum sen olarak kalsaydın. bazen belki rüyamda güzel birşeyler görürüm diye uykuya dalıyorum. ama nafile. rüyalarım bile kabus. güzel şeyleri hayal bile edemiyorum artık.
aykırılığın doğasında ‘doğrudanlık’ vardır çünkü. gece yarısı plajda akdeniz akşamlarını söyleyerek potansiyel bir fuckbuddy arayışı içinde gözlerini çemberde gezdirmek aykırı değildir. ya da ”ben çok çılgınım” mottosuyla boktan club şarkılarında tavşan gibi zıp zıp zıplamak. kendini çarmıha gerilmiş isa pozisyonunda melankolik dalgalanımlar içinde canlandırırken bir yandan da ‘ben hiçbir şeyi takmıyorum’ vurgusu yaparak 8-10 kişilik dar sosyal çevre üzerinde saatlerce dedikodu yürütmek. cinsel devrimi, ‘önüme her gelenle yatabilirim’ e indirgeyip bir yandan da ilk one night stand gecesinde ”beni seviyor musun?” diye sormak. ilkel insan güdülerini basit bulup duygulardan bahsederken, bütün rutinini en temel 4 fiziksel güdü çevresinde şekillendirmek. buna karşı bu güdülerden hiçbirini doyuramayıp nevrotikleşmek, çevreye nefret saçmaktır. saçmalamayın!
az kaldı, yakında geliyorum.
Yanından ayrıldığımdan beri ilk kez mutlu uyandım. Sebebi yine sensin. Senin gönlünden düşen katıksız kelimelere ölürüm ben.
şimdi konuya nasıl gireceğimi bilmiyorum lakin, ilk önce size bulunduğum köyden bahsedeyim. denizli'nin sarayköy ilçesinin 250 nüfuslu karakıran köyünden yazıyorum arkadaşlar. bulunduğum köyde, kahvehane genelde açık olmaz, zaten açılsa da sadece akşamları açılır. bakkal yok gibi bir şey. yani eğer tarihi geçmek üzere olan birkaç mamulden almak isterseniz evine gidip bakkalı çağırıp açtırmanız lazım. ki genelde o da evde olmaz. caminin deseniz toplam cemaati cuma namazları dahil 30 kişiyi geçmez.

şimdi bu küçük birkaç örnekten de anlayabileceğiniz üzere, köyümüzde maalesef okul da yok. köy çocuklarımız, yaklaşık 5 km ilerde ki, hallice daha büyük olan köy okuluna taşımalı sistemle gitmekteler. haliyle okul olmayınca köyde çocuklarımızın faydalanabileceği bir kütüphaneleri, yahut en kötü ihtimalle oturup ders çalışabilecekleri bir odaları bile yok...

yıllardır ben elimden geldiğince dilimin döndüğünce yardımcı olmaya çalışsam da, 3 hafta sonraki düğünüm sebebiyle artık ne maddi durumum elverişli bazı şeylere, ne de vaktim müsait. 96 yılında başladığım okul hayatımdan, mezun oluncaya kadar ki dönemde aynı zorlukları çekmiş biri olarak söylüyorum ki, bu çocuklar bu devirde okumak için zorluk çekmemeli, öğrenmek için gösterdiği çabaların karşılığını alabilmeli artık.

köydeki duyarlı birkaç kişiden biri olarak düşüncem şu ki, bu çocuklar benim çektiğim zorluğu çekmeyecekler. en azından köy muhtarlığında dahi olsa, küçük bir odaları olmalı, okuyabilmeli bu çocuklar, öğrenebilmeli. çiftçilikle uğraşan ailelerin çocukları bile olsalar, okuldan gelince kalem tutmalı bu çocuklar, tarlada kürek değil...

evet, dilencilik yapacağım sözlükte, yüzsüzlük edip kitap dileneceğim, bilgi isteyeceğim yazar arkadaşlardan. sadece kendi köyüm için değil elbet, allah ömür verdiği sürece, edirne'nin köyü de bir, izmir'in köyü de, hakkari'nin köyü de..

son olarak, başta zall olmak üzere tüm sözlük yönetimine diyorum ki, yöneticilik, entry silip, yazarlık onaylıp, tv programlarında boy göstermek değildir sadece. yöneticilik yazarlarla yazar olup, herkesin isteklerine kulak kabartabilmektir. troller de dahil...

sözlük modlarından rica ettim bu durumu, yardımcı olun dedim, duyuralım birlik olalım dedim, zall'a mesaj at dediler. e zall'a mesaj attık defalarca, o da takmadı bile, zalladı resmen. yani ben modlara, modlar zall'a, zall'da dünya bi şekil minare bi şekil hesabı...

kısaca diyorum ki arkadaşlar, el birlik olalım, değirelim ateşi fitile. inşallah destek olan arkadaşlar çıkacaktır diye umuyorum. sizden şaşalı kitaplar, cilt cilt ansiklopediler, dünya klasiklerinden seçmeler istemiyorum arkadaşlar. küçük bir şiir kitabı da olur, eski bir tarih ansiklopedisi de, hatta lise veya üniversitede kullandığınız ders kitapları da. yeter ki yazı olsun, bilgi olsun, en önemlisi bu kampanyaya ilgi olsun...

bilmiyorum eksik bir şey kaldı mı ama, son olarak diyorum ki, destek olandan da allah razı olsun, olamayandan da, olmayan da. aynı yangının ateşi altında ısınabilmek dileğiyle...
tatlım, cicim. çiçek açtım.
ben bu yazıyı ve bundan sonrakiler ve ondan sonrakileri de gökyüzüne yükselen, ve hep yanımda olduğuna inandığım. tek aşkıma yazıyorum. söylemek için çok kelime. Bazen ise tek sözcük bulamıyorum. Bu bir isyan değil. Ama bazen eğer, kader diye bir şey var ise şunu merak ediyorum. Aşkımın öldüğü gece, yeryüzünde belki bir sürü cinayet işlendi, bir çok çocuk istismar edildi, bir çok kadın başka erkeklere para karşılığında satıldı, gasp edilen bir çok kişi oldu. Bir çok kadın tecavüze uğradı. Ve belki de tüm bunları yapan insanların hepsi hayattaydı. Ama benim canım gibi sevdiğim ve beni canı gibi seven biri bu dünyadan ayrıldı. Anılarımız, benimle. Ölmeseydi olmaz mıydı?
bugün günlerden mutluluk.
iyi ki varsın, iyi ki tanıdım seni...
yine seninle yine sensizim. her sey ayni, degisen hic bir sey yok...
gülümse, seviyorum.
sana zorla kahve içirip, kırk yıl kitleyesim var.
Benliğime kazınıyorsun.
gel de öldür beni yaşasam neyleyeyim bu zalım dünyada. (bkz: vur gitsin beni)