bugün

An itibariyle horluyorsun ve ben entry giriyorum. Anlatacaklarım bu kadar. Teşekkür ederim.
etrafimizdaki hersey degisiyor zamanla. ben nasil ayni kalayim? bu isler "hadi ben kendimden cok sikildim degisiyim artik" demekle olmuyor ki. insanlar taniyorum ben, yeni olaylar yasiyorum, kiriliyorum, uzuluyorum, seviniyorum zaman geciyor ve ben degisiyorum, degistigimin de farkina varmiyorum. ve en yakinlarim degistiriyor beni, en basta sen. seninle buyumusken tanistigimiz zamanda kalmami bekledin benden. sonra da beni sevmekten vaz gectin. "degistin, sen boyle degildin, eskisi gibi ol" dedin hep, ama nedenini hic sorgulamadin. acimadan butun hislerimi benden tek tek sokerken "ben ne yapiyorum bu kiza" diye sormadin hic. simdi bakiyorum kendime hissiz, merhametsiz, tahammulu olmayan biri oldum. heyecanlanamiyorum, birinden hoslanamiyorum bile, biri ölse sanki uzulmicem, en son ne zaman agladim bilmiyorum. boyle yasamak istemiyorum ben, sen beni olmak istemedigim biri haline getirip, oldugum kisi yuzunden terk ettin beni. simdi herseyim elimden alinmis gibi; yalniz, yorgun ve mutsuz. seni de suclayamiyorum, ben sectim seninle yasamayi, sen bana her aci cektirdiginde ben sana daha cok tutundum, vazgecmeyi bilmedim simdi bu haldeyim ellerimize saglik.
dokunmak istiyorum sana, sırf 'gerçek misin' diye.. gülüşün bu dünyadan olamayacak kadar kusursuz çünkü..
gitme; aklim sende kalir uyuyamam geceleri..
hızlı koşan at çabuk yorulurmuş delikanlı dikkat et derim.
Yan yana gelmekle insan birlikte olmaz, ruh lazım.
sevebileceğim tonla insan var. beni seven insanlar var. ben hala seninleyim ve sen bana kendimi bir sevgi dilencisi gibi hissettiriyorsun. yapma.
bakma gözlerime öyle, gelemem sana. olmaz benden, mutsuz olacağını biliyorum, ve bunu istemiyorum.
ilkokul birinci sınıf öğretmenime,
Defterlerin kenarına, çiçek böcek çizip, takdirini kazanmak modasının olduğu o günlerde, arkadaşlarımın bir çoğuyla birlikte masana gelip, defterimi gösterdiğimde, küçücük yanağıma indirdiğin o tokadı hiç unutmadım ve seni hiç affetmedim öğretmenim. Sınıfta yaşanan kargaşadan bunaldığını, sinirlendiğini şimdi anlayabiliyorum. Ama o gün arkadaşlarımın yanında, beğenecek mi acaba diye kalbim pır pır atarken, bana o tokadı atmayacaktın. Ben acıdan ve şaşkınlıktan altımı ıslatmayacaktım, yerde çiş göleti oluşmayacak, arkadaşlarım gülüşmeyecekti. Yedi yaşımda hayatımın mahcubiyetini yaşamayacaktım ve senden nefret etmeyecektim. Bütün öğretmenlerimi çok sevdim, Onlar da beni... Bir tek seni sevmedim. Ellerinden öpmüyorum öğretmenim...
yüzünü unuttum. çok mutluyum.
(bkz: s kerim geçmişini)
"buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim"
Parçanın adı Unut Beni. Adında hüzün var ama içinde rüya gibi bir başlangıç. "Bana hüzün yapma bu gece, gelemem. " diye ses kontrol yapıyor Feridun, hah diyorsun, bu muzır şarkı böyle gider, kapatır uyurum diyorsun. "Ölü düşlerim sarhoş, gözlerim düşüncelerimden efkarlı. " Uykusuzluktandır diyorsun, kendi yalanını kendin söylüyorsun. "Bana biraz yalan söyle bu gece, ihtiyacım var. " Bu yüzden şarkılara parça derlermiş, hangi parçandan eksiksen oraya ekleyebilesin diye.
onu seviyorum çünkü ;yatağa girdiği anda uyuya kaldığını, yatarken sürekli üzerini açtığını, uyuduktan beş dakkika sonra ağzının suyunun yastığa aktığını biliyorum. yüzünün sadece sol tarafını beğendiğini ,sevmediği yemekleri ,bir şeyle uğraşırken başka hiç bir şey düşünmediğini , en büyük korkusunun sevilmemek olduğunu biliyorum. Hangi dişinin çürük olduğunu bile biliyorum daha nasıl tanıyabilir ve sevebilirim ki bir insanı ! Onu çok seviyorum sanırım ;öküzlüğüne rağmen ; o da beni sevse keşke beceriksizliğime rağmen ( ben bu yazıyı ona yazdım )
"beni değiştiremezsin" insanlar bukelamun değildir. kolay değişmez değiştiğini söyleyenlerse genelde yalan söyler özüne döndüklerini bilmez özüme dönenli hayli zaman oldu benden kafana göre sen yaratamazsın ben benim beni sen yapamazsın .
aşk olsun sana çocuk.
rüzgar,

es artık hadi yiğidim,

haydi benim karam,

biliyorum saatleri sayıyorsun,

öldüm ya gene ölürüm sana yüz binlerce kere,

gel yeter ki yeter ki asla bırakma yakamı.

rüzgar,

haydi 3.de kopar aslanım şeytanın kafasını.
sen işin yolunu çok iyi bulmuşsun.
Şems! Ey seyyarelerin en tekinsizi! Çarpacak bir
beni mi buldun? iyi ki beni buldun. Hoş âmedî!
Hoş âmedî! Seni arıyordum Şems! Ama dağıla
dağıla. Seni bekliyordum Şems!
Ama savrula savrula…

Allah’ım beni Şems ile yarala! Öyle yarala ki akan
gözyaşlarım cehennemi söndürsün. Ağlamaktan kör
olup görmesem de cennetini. Sen varsın ya!
(alıntı)
Ellerine bakmıştım ilkin.
Ya da ben yüzüne bakamadığımdan, en fazla ellerine bakabilmiştim o gün senin.
Çok güzeldi.
Temiz tırnakların, küçük ve biçimliydi. Tokalaşırken de farketmiştim gerçi kiBar güzeldi ellerin.

Çatalı, işaret parmağının ta ucunda tutuyordun.
Yani küçüktü fakat kuvvetliydi ellerin.

Bir ara arandığını farkettim, ekmekti derdin, benden istemeyedin, gözün garsona değdi.
Ses etmedim.
Ekmeği uzattım, teşekkür ettin.
Göz göze geldik, köfteyi sevdin mi dedin.
Sevmiştim köfteyi.
Zaten köfteyi çok severdim.
O gün bir daha sevdim köfteyi.
Kötü de olsa sevecektim yani.
Seni yani, köfteyi aslında.

O akşam bir şeyi sevdim, bilemedim.
Köfteyi mi, ellerini mi, yoksa doktor'un yeri'ni mi?

O akşam, trafik akmasa dursa diye çok dua ettim.
Ismimi sevdin, ismimle hitap ettin, ismimi sevdim, güzel telaffuz ettin.

Dedim ya işte bilemedim, seni mi sevdim, şarkıyı mı?
O akşam çok şeyi sevdim, o akşamı sevdim.
Sen geldiğin beri, ellerini sevdim.
Gözlerini
Kırlaşmış şakakları,
Yorgun gözleri,
Şaka mı yaptım ciddi mi bilemez ifadeni,
Özetle cancağzım o akşam geleceği sevdim.
Iyi ki geldin.
bende yaşayıp da değerini bilmediğin tüm güzellikler, dilerim ki bir daha hiçbir kadında karşına çıkmasın. Amin.
o gün gördüğüm kişi ile facebookta gördüğüm kişi aynı değil gibi sanki. o gömleğini biraz daha içeri sok, gevşek liseli tavırları gibi olunca o karizma gitmiş. evet nedeni bu. bir de arkanda solucan figürü olunca karizmatik olmanı bekleyerek hatayı ben yapıyorum zaten. evet. atm kuyruklarında beklemeye devam et o yüzden sen.
yalandan da olsa,
varlığını hissetmek güzeldi.

Seni seviyorum.
Hoşçakal.
belki bir başka yüzde belki bir başka seste seni yaşarım belki bir başka tende. belki bir eski şarkı belki de hoş bir koku esintide hatırlarım seni bir başka yerde...
(bkz: niye yazdın)