ben bu yazıyı sana yazdım

Hep sen bana yazdın bugüne kadar. Şimdiyse sıra bende. "Biz birbirimizi sevmediğimiz için değil anlaşamadığımız için ayrılıyoruz " demiştin. Haklıydın belki de ,ya benim açımdan hiç düşünmüş müydün. Şimdiye kadar senden soğuma ihtimalimi hiç düşünmüş müydün. Bana üç beş beden fazla ciddi gelmene ne demeli. Bütün bunlara rağmen evet içim acıyor ama seninle artık olmak istemiyorum bunu çok iyi anladım. Hep geri adım atan oldun hep döndün hiçbir zaman ayrılık kararının arkasında duramadın. Oysa şimdi gerçekten dönme gerçekten istemediğime eminim.

sen suya benzerdin ya, sensiz olmazdı, olduğu
kadar da olmazdı, yani ben bir hiç kimseydim ama
yine de ben toplardım yerlerden kalbimin
kırıklarını...
sırf ayaklarına batmasın diye.

senle konuşmak isterken sürekli offline, konuşmadığımız birbirimize kızgın olduğumuz zamanlarda sürekli online sın ya işte bunu seviyorum.

çok sıkıldım, çok. her şey iyiydi, hoştu da biraz boştu demek ki. ama anlayamıyorum, anlamak gerekmez mi? kalbim kırıldı benim. ben hiç kırılmaz sanıyordum biliyor musun? bambaşka planların varmış, neden hiç anlatmadın? değer vermek mi olay? vermedin evet, hiç vermedin. ama kötü bir şey var; ben vermiştim sanırım. bugün içime dert oldu. hep geç 'dank' ediyor bana eksiklikler. ya kimseye yetemiyorum ben ya da... ya da öyle işte. yaşadığım, yaşattığın, birçok şeyle yeni yeni yüzleşiyorum. garip geliyor, 'ben mi yaptım bunları' diye sorup duruyorum kendime. ama çabuk inanıyorum. biliyordun inandığımı, güvendiğimi. bir de bağlanmak var. çok aptalca, susuyorum. çok üzgünüm. çok üzüldüm. çok üzdün.

ılık rüzgarda düşüyorsun aklıma dilimde eskilerden kalma bir caz. ayağım yalınayak yürüyorum taşlı yollarda seni mırıldanarak. kim olduğuna dair hiç bir fikrim yok. bazen biri bazen hiç kimse oluyorsun ruh halim değiştikçe, yenilendikçe. ama değişmeyen şey dilimde hep bir şarkısın, bazen hüzünlü bazen ise isyankar. bazen sen de fısıldıyorsun bir şeyler bana, uzaktan hayalin getiriyor o cümleleri, ve o cümleler bazen ılık bazen ise öfkeli. benim sen de sevdiğim şey ne yaşadığımız -hayali de olsa- ne de gerçek. ben, bana getirdiğin ödünç duyguları seviyorum evet sadece duyguları, hissettirdiklerini. o kadar.evet bana duygu hırsızı diyebilirsin bay bazen biri bay bazen hiç kimse.

sözüm sana kızım, bir gün gelecek uğruna gittiğin bütün değerleri arar olacaksın. senden 14 yaş büyük o adam ve çok kıllı ve kilolu. sen 43 kilosun dayanamazsın yapma aklını topla. etiket derdinden vazgeç. lanet olsun mühendisliği kazandığım güne ve lanet olsun yüksek mühendis olduğum 2 şubat 2012 tarihine.

Bilmezler çektiğin acıyı. Kimsenin farkına varmadığını düşünürsün. Her gördüğünle konuşmak istersin. Evet dersin bu sefer olacak. O, beni anlar ..
Ama sen daha yeni yeni başlamışken konuşmaya dinlenmeden söylenen "yalnış yapıyorsun , boşuna acı çekiyorsun" diye devam eden hep aynı sözler...
Oysa bunlar değildir duymak istediğin...
Susarsın .Boğazına düğümlenir kelimeler...
Bir anlatsan kurtulacaksın ama anlatamazsın...
Umut edersin anlayacak, sen haklısın diyecek birileri olmalı diye. Beklersin..
Konuşmak istersin hiç susmadan bağıra çağıra konuşmak. Bütün kelimeleri kullanmak söylenecek ne varsa söylemek atmak içinden acıyı ama yapamazsın..
Anlatamazsın...
Anlatıp da tüketemezsin...
Fark etmezsin anlatmaya çalıştıkça içinin daha çok yandığını . Acılarına yenilerinin eklendiğini fark edemezsin..
Gözlerin dolar ağlayamazsın..
Utanır da akıtamazsın gözyaşlarını..
Susmak erdemdir.
Susmak iyidir..
Susmak güzeldir..
Susmak hayattır..
Dersin..,,
Susmalıyım .Yaslanırsın nemli bir duvara. O çektikçe seni kendine sen susarsın. Ama bilirsin yinede anlatsan kurtulacağını
Anlatamazsın..
Seni anlayacak birini bulamazsın..
Bilirsin ki acının kaynağı ancak anlar seni. Kaybedilen sevgiliyedir sitemin.Kızmak bağırmak istersin. Nefreti yüreğine oturtup kurtulmak istersin ama kaybetmenin dönüşü yoktur artık..
Anlatamazsın kıyamazsın ona beyaz yapraklarda şiirler biriktirirsin, anlatamazsın&...
Susmayı öğrenirsin. Öğrendikçe tükenir, tükendikçe silinir gidersin hayattan.. Tam kurtuldum derken bir kelebek, bir çiçek, gördüğün bir maviyle yeniden doğarsın
Yeni baştan başlar hayat
Ve sen yine
Anlatamazsın...
Anlatamazsın derdini. Bıkmadan usanmadan konuşmak istersin, anlatamazsın...
Anlatsan da tüketemezsin...

Not: *, *.

oysa bi '' yarınki sınavda başarılar '' mesajı beni bulutların üstüne taşıyacaktı ama sen o lanet olası gururunu sevginden üstün tuttuğun için yine olmadı. olsun seni yine çok seviyorum.

yarın sınava gireceğiz o kadar heyecanlıyım ve o kadar korkuyorum ki bu heyecan ve korkumu geçen sene seninle paylaşıyordum şimdi ise bir sözlüğe yazıyorum çok üzülüyorum bu duruma ama yapabileceğim hiçbir şey yok artık. senin için gideceğim istanbuldan ne olursa olsun burada olmamalıyım. senin için iyi dileklerde bulunmayı inan bana çok isterdim ama bulunmayacağım. gerçekten ama gerçekten o istediğin üniversiteyi kazanmanı istemiyorum sen benim hayallerimle oynadın umarım seninde hayalin gerçek olmaz ve o zaman görürsün hayal kırıklığı ne demek nasıl can acıtıyor tek dileğim bu.

Günlerden bir gün hangi günde olduğumuzu unutmuştum.Hava buna yakın sıcaktı, ağzımda buz parçacıkları senin için çekirdeklerini ayıklardım.Buz meyve midir diye sorduğunda gene anlamsızca inatlaşmıştık.Doğru cevabı bulana kadar, o buzlar iyice büyüdü dağ olmaya başlayıp aramıza girdi ve batırmaya başladı bizi.Herşeyi sıfırlamak adına takvimlerden bile rakamları sildik fakat yaşananların kiri kaldı, tutunamadık.Bu arada geçte olsa cevap veriyorum, buz bir tatlı türüdür.

aynı şehirde yaşamak bile yetiyor bazen.

neden şimdi değil diye soruyorum kendime neden tutmuyosun ki elimi yine. niye bıraktın ki beni bu çaresiz derde. belki başka bi hayatta elimi tutarsın belki o zaman sarılırsın bana sımsıkı. sarılırsın değil mi küçük adam? artık hayal etmek bile istemiyorum çok canım acıyo. gözlerimden süzülen iki damla yaşa karıştı aşkın. ben artık boş zamanlarımı hobilerimle süsleyemiyorum. ne zaman nefes alacak vaktim olsa seni düşünürken buluyorum kendimi dua ediyorum belki bir ihtimal geri gelirsin diye. belki bir ihtimal..

senin aşkın soğumamışken içimde yeni birisini aldım hayatıma biliyomusun. tıpkı senin yaptığın gibi. olmuyo yapamıyorum kimse senin gibi dokunmuyo kimsenin gözlerine bakarken bişey hissetmiyorum. çıldırıyorum artık. bırak ömrümün sonuna kadar son nefesime kadar bakayım gözlerinin içine nolur. aşk de bana yine papatyam de nolur. bırak onu gel bana de. şimdi bu cümleler sadece hayallerimde ve dualarımda var. sen bana gelene kadar da bu böyle olucak ister dünyada ister başka bir hayatta. seni çok özlüyorum küçük adam..

o golü nasıl attın be ? helal olsun çocuk !

(bkz: dany wellbeck)

senin gittiğin yerler yalnızlık sevgilim
gittiğin yolun başındasın daha
gitme gel...
biraz sohbet edelim
eğer ikna edemezsem seni kalmaya,
ağlarım belki,senin için gözyaşı dökmeye alıştım ben...
belkide saçmalarım sen giderken
ya da savunurum sana buraları
gitmemen için şehrin güzelliklerinden bahsederim
olmadı bizden bahsederim sevgilim
mesela beni ilk kez öptüğün parka gideriz
ben hastayken koparıp getirdiğin papatyalardan,
ya da ne bileyim seni nasıl sevdiğimden bahsederim.
gitme sevgilim...
olmadı dost kalalım...
etrafın da dolanayım
iyi olduğunu, kimle olduğunu bileyim
eğer gerçekten birini seversen giderim ayak altından
ama ara beni arada
mesaj at
bilirim mesaj atmayı sevmezsin sen
ama beni sevdiğin için atardın eskiden
şimdi keşke o günlerin hatrına kalsan
şu an sensizliğe hazır değilim sevgilim...

ben suçlu olduğu halde kendini savunanlardan nefret ederim. seni dinlemememin sebebi de buydu. senden nefret etmek istemiyordum ben. yalan söylediğini duymak istemiyordum, açıklama yapmaya çalışırken debelenmeni de.. bu yüzden susup gitmeni tercih ettim. gittin ve bitti. iyi ki gittin iyi ki bitti.

midem bulanıyor,
midenin nasıl aldığı hakkında hiçbir fikrim yok.

benim beraber olduğum adamla beraber olabilme fikri bile senin canını yakmıyorsa ve onca açık konuşmaya rağmen hiçbir şey öğrenemeyip, yanımda, gözümün içine bakarak rahatça onu evine, odana davet edebiliyorsan,
o zili çalma.
o zili sabahın bu saatinde çalma.
bana yapacak açıklaman yok çünkü.
bana kendini iyi hissettirecek yalanlar söylemene izin vermeyeceğim.

merhaba sevgili düşmanım,
ben seni intihardan kurtaran, ben senin bileklerini saran o kadın.
ben senin ortada özel diye hiçbir şey bırakmadığın, o içine attıklarıyla aylardır her saniye yanında olmaya çalışan kadın.

yıllar geçti. hiçbirşey değişmedi. değişen şey saçlarımdaki beyazlar, yüzümdeki çizgiler oldu. değişen şey ben o kızı artık tamamen kaybettim. keşke...

babam..

dünyanın en saf, en temiz kalpli, en akıllı babası. yanımdayken bilemediğim değerini şimdilerde daha çok anlıyorum. şurda öylece otursan varlığın yetecek. verdiğin güven, mutluluk, neşe ve herşey. yokken anlıyorum seni anlıycağın.. dediklerini yapmadığım için şimdi çok pişmanım. gözün arkada kalmasın hiç ne kadar senin gibi olamasam da elimden gelenin fazlasını yapabilmek için her gün dua ediyorum.. babam olman bir yana çok neşeliydin sen, o yüzden böyle sessi buralar.. hep güldürürdün ya bak ağlatıyorsun şimdi. beni senin kadar anlayan yok. mert, yürekli ve dağ gibi bi adamdın sen aslan babam cok özledim seni.

Seni yanımdayken bile özlerken, olmadığında yarım kalıyorum hep...*

seni her zaman görüp dokunamıyorum ya kafayı yiyorum. özlemekten öleceğim. ve sen dalga geçiyorsun benimle. yanımda haftalardır birisiyle mesajlaşıyorsun. o piç gülümsemenle... sinir oluyorum. bugün duyacağımı bile bile, bir kızla mesajlaştığını söyledin. bilerek yapıyorsun! e ulan gerizekalı, ben mi asılmıştım sana? ben mi buluşalım görüşelim diye bir taraflarımı yırtmıştım? aşık olduğum halde kaç kez hayır dedim içim yana yana. sırf sen bana aşık değilsin diye. hadi tamam oldu bitti, hadi kızla da mesajlaşıyorsun, sevgili yaptın kendine, ona da tamam. peki o zaman niye hala bana şirinlikler yapıyorsun? cinsin ne senin be adam!

aşk dediğimiz şey sadece yokluktan ibaret, sen gibi, ben gibi, biz gibi.

bok mu varda diş hekimi olacaksın! sınavların yüzünden özledim seni! lanet olasıca bitmek bilmiyor! sana da bişey diyemiyorum, hayat neden bize zor?!!!

aylardır ne güzel ortadan kaybolmuşken şimdi neden her yerden fırlıyorsun ? amacın ne lan, bıcırık osman !

amına koyayım ben senin çok ayıp ediyosun.

sen ne yavşak orospu çocuğusun ama en önemlisi kendini biliyorsun ya işte ben buna hayranım.