bugün

arkada takıldım okul hayatım boyunca
okul kelimesinin görüntüsü zihnimde öyle kayıtlı
sınıfın en arkasında oturmak, şamatayı önüne alarak mal mal önlere bakmak işte
sınıfın en popüler elemanıyla en seksi, en güzel kızının cilveleşmelerine arkalardan şahit olmak
hocaya en yakın ve en şişman arkadaşın sınıfa duyurularına en arkadan kulak kesilmek...
montlara daima yakın olmak
hep arkadaydım derken de muzur, yavşak, hiperaktif bir öğrenci olduğum manası çıkarılmasın beyanlarımdan
boyum diğerlerinden erken uzadığı için öğretmen tarafından oturtulurdum arkaya
iyi görebildiğim tespitini öğretmen yapmıştı, çok pratik zekalıydı makivari arkadaşlarım varken benim biraz önde olmam ziyadesiyle lükstü
hatırlarsınız hani okulun ilk günlerindeki sıra oturma planı merasimini
alırdı herkes çantasını tahtaya giderdi
öğretmen keskin hesaplarıyla yerlerimizi belirler ve gönderirdi tahta, harabe sıralarımıza
uzatmayayım
bizde boy leylek
kap çantanı yavrum arkaya ilerle
yanımda yamacımda arpası bol gelmiş bebeler
aralarında bi espiri
hemen peşine gelen kahkaha tufanı
malum sende de ortama tutunma çabaları zoraki gülüyorsun götüm gibi espiriye
jargonunu onlara uydurmaya çalışıyorsun ama içinde yoksa onuda beceremiyorsun tabi
ergenlik yelleri beyinleri estirmiş o dönemler
yeni yeni başları henüz
onlarla yakalayacağın en önemli ortak yön cinsellik olur herhalde diye düşünüyorsun
başlıyorsun seksi espiriler yapmaya
acaba beğenilicemmi gülüceklermi espirime diye aklından geçirerekten korka korka
başarısız oluyo tabi çoğu
boğuşmalarına katılmıyorsun köpek yavruları gibi şakalaşıyorlar birbirleriyle
çoğu zaman fenerbahçe galatasaray tezahüratları yapıyorlar işte
en altta kalanı sikertmece oyunları vs
aralarında zeki tipler oluyo ama çoğunda da sike sürülecek gram akıl yok yolu belli
bazen sessizsin diye hırpalanırsın arakada
taşşak geçme maksadıyla el şakaları işte bunlar seni de tezahüratlarına katarlar sarsarak sağdan soldan
gülümsersin sağa sola yalpalarken
aram bozulmasın dersin aman çıkışmayayım aralarında güçlüler var sikerler belamı alırlar façamı diye düşünürsün
bırakın beni amına kodumun evlatları düşüncesiyle güleyim eğlenirmiş gibi yapayım düşüncesi kafanda omlet olur berbat bir duygudur
sınıfın güzellerinden biri olan kız
arka sıralardaki zeki, yakışıklı ve piç elemanlardan birine birşey söylemek için gelir bazen
sende arka sıradasın izliyorsun olan biteni
birkaç cümlede ben duyayım ne diyor bunlar
izlersin onun yeni filizlenmeye başlayan memelerini
azcık kulak kabarttığın muhabbet senin için başka bir dünyadır haddin değildir o dünyada takılmak
içerisinde buluşma, görüşme, beğenme, eğlence kelimelerinin sıkça geçtiği muhabbetler ederler
sen sımsıkı bağlanmış kravatınla, dibine kadar iliklenmiş gömleğinle, özenle külodunun içine sokulmuş atletinle tanık olursun şehvetli sohbetlerine
teneffüsleri iple çekersin
uysal kankanla beraber voltalar atarsın okul bahçesinde
doyumsuz muhabbetler eder güzel planlar kurarsınız
çoğu zamanda sınıfın göz önündeki tiplerininin arkasından veryansın eder her fırsatta ne kadar mal adam olduklarını dillendirirsiniz
notlarınız ne çok iyidir ne de çok düşüktür
iyi öğrenciler arasında olmak işte
sınıf kızlarıyla alakan pek yok çirkin olanlarıyla espirileşiyorsunuz sadece
ödevi sorarsın, zil çalmasına kaç dakika kaldığını filan sorarsın arada
güzel hatunlarla konuşmazsın göt korkusundan
hiçbirini arkadaşın olarak görmezsin güzel kızların
o dönemler libido kavramı hayatına yeni yeni giriyor ve onlar senin hayal gücünün temel malzemeleri olan seks tanrıları
tüm masturbasyonlarına malzeme oluyorlar filan
kankanla birbirinize sınıfın kızları ile olan fantazilerinizi anlatırsınız
arada uçuk yalanlar söylendiği olur
olum x görmüş onu kukusunu okşuyomuş derste gibi kolpajlar

derslerde filan kendini gösterememek
sorunun cevabını bildiğin halde cevaplamamak
öğretmen tahtaya kaldırmasın diye dünyanın en etkili kamuflaj hareketlerini denemek
sınıf başkanı seçimlerinde hiçbir zaman aday olmaya yeltenmemek
sınıfta dönen bir tartışmada fikir beyan etmemek
yarrak gibi olanı biteni sadece izlemek, eylemsizlik
böyle böyle geçirmezmi bazılarımız okul hayatlarını
mezun olur ilkokuldan mezun olur liseden
peşine üniversiteye girer oranında en siliği en yabanisi olur sosyal manada
bir sevgili edinmesini bilemez
toplar etrafınada kendi gibi üç beş tane halim selim bize sakın dokunmayın
bir sikim de yaptığı yoktur he vaktide boşadır böylelerinin
vakitlerinin çoğu biryerlere birşeyle sürtmekle geçer
ne kendileri yaşarlar ne de yaşayanı severler...
bir şey söyleme, sus. sadece kafamı omzuna yaslayayım, öylece kalalım. ben ağlayayım, gözyaşlarım senin tişörtüne aksın, ıslansın belki de, ama bir şey söyleme, neden deme. nefes al ve ben senin nefes alış-verişinle mutlu olayım. arada ellerinle gözyaşlarımı sil, gözlerimin içine bak. yapabilirsin değil mi bunu? ya da yapma hayır. gözlerinin içine bakmaya dayanamam bilirsin, daha çok ağlarım. sen sus. sadece sarıl, tek kelime etmeden. yanımda varlığını hissedeyim, inan böylesi daha güzel.
bir insan ;bu kadar iyi niyetli, bu kadar şeker, tatlı dilli, güler yüzlü, bu kadar canım cicim modunda olurda bu kadar mı piç ruha sahip olur?

ya ben görmek istediklerimi görüyorum gerisi bahanelerimden ibaret, ya da sen inanılmaz güzel rol yapıyorsun.

bak kadın! eğer bir kez daha hakkımı yemeye kalkarsan, bir kez daha canımı sıkarsan sadece bir kez daha gülümseyerek sanki iyi bir şey söylüyormuş gibi yapıp laf sokmaya kalkarsan, o zaman;

belanı sikerim senin. bencil sürtük.
bugün bir tek sen eksiktin!
bazen seni seviyorum cumlesi inandirici olamiyor bir tur yalan gibi senin dudaklarindan, soylemesen kahrolur, soylersen yalan der ama inanirim hem de deli gibi. mesala bu kelimeyi benden önce kaç sıfat daha duymuş olabilir? ne güzel bir cümle şu görüşmek üzere, hem bir ayrılığı ima ediyor hem de tekrar buluşma arzusunu. ne tümüyle iyimser ne de tümüyle kötümser. ikisi de icinde. ne kendine iyi bak gibi umutsuz, ne hoşçakal gibi yalan. Ama sen yine de gel, gitme, seni sevmedim ben, aşik oldum.
bırakıp gittin ya beni,
başkası var dedin ya hiç acımadan..
senli kelimelerimi yitirdim..
yeşil gözlerine hapsolmuştu yüreğim,
çıkamadım işin içinden sevgili..
hala yüreğimde olmana şaşırıyorum bazen,
bunca zaman oldu, hala aynı yerdesin.
ellerini sadece hayallerimde tutabiliyorum,
gözlerine ancak o zaman bakabiliyorum..
giderken beni benden alarak gittin sevgili..
gözyaşlarım hep sana akıyor.
yüreğim bir sana yanıyor sevgili.
dönmeyeceğini bilmek acıtıyor canımı.
yerine sevemiyorum sevgili..
bir sanşımız olmalıydı bence.
tek bi sefer belki, ama uyurken görmeliydim seni.
aynı odada uyanabilmeliydik bi defa.
tek bi şansımız olmalıydı bence,
mutlu uyanabilir miyiz beraber diye.
yaz kış gözünden çıkarmadığın o güneş gözlüklerini münasip bi tarafına sokmayı çok istiyorum. *
Merhaba okuyan insan.

Yazdıklarımı hazmedene kadar ben yokum. Görüşürüz, kendine çok iyi bak. Evdekilere selamlar.
Gözlerimden akmaya direnen yaşların buğusuyla bakıyorum sayende ekrana... Bir insan hem bu kadar canını yakıp hemde ölümüne sevdirebilir mi kendini?! Sana olan bu aşkımdan çatıyorum ben sana, bu huysuzluğum ilk okuldaki gibi saç çekmeyle, vurup kaçmayla geçmiyor ki... şuan tek istediğim bu sevgime layık olman ama terkedilmekten o kadar çok korkuyorum ki... Bırakma beni sevgilim bu huysuzlugumun çekilmez oldugunu söyle ama bırakma... Hani dün dogümgünümdü ya ailemleydim tüm gün, senide yanımda istedim canım benim. Ben seninle aile olmak istiyorum... Umarım bitanem umarım oluruz, seni cok seven artistin...
kaç yıl özledim ben seni... biliyo musun?
yarın ilişkimizi bitireceğim ve sen bunu şu an bilmiyorsun. bunu asla kabul etmeyeceğini de biliyorum. direneceğini. çok kızacağını. ama gelecek planlarımız apayrı olduğu için ve artık mecbur olduğum için, beraber bir geleceğimiz olamayacağı için bunu yapacağım. kendimi şu an olduğumdan daha mı kötü hissedeceğim bilmiyorum. ilk kez senden gideceğim. istemeye istemeye.
beni perişan bıraktın biliyor musun?
çok arabesk olcak biliyorum. ama gerçekten mutlu olup olmadığını çok merak ediyorum. hata yaptığını düşünüyo musun hiç?
artık birlikte uzun uzun kahvaltı yapabileceğim ve bundan mutlu olabileceğim kimsem yok.
okuduğu kitaptaki beğendiği cümlelerin altını çizip heycanla bana getiren kimsem yok. seni çok özledim aptal!
karanlığın çığlığı duyuldu, rüzgarın dansındaki gizem ile buluştu derin düşünceler ve irkilerek uyandı soğuk ruhum, mantığımı donduracak kadar soğuk bir ses ile fısıldadı; yalnızlıktan başka yazacak kimse yok.
ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
şu aranıp duran korkak ellerimi tut
bu evleri atla bu evleri de bunları da
göğe bakalım

falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
inecek var deriz otobüs durur ineriz
bu karanlık böyle iyi afferin tanrıya
herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
beni bırak göğe bakalım

senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
seni aldım bu sunturlu yere getirdim
sayısız penceren vardı bir bir kapattım
bana dönesin diye bir bir kapattım
şimdi otobüs gelir biner gideriz
dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
bir ellerin, bir ellerim yeter belleyelim yetsin
seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
durma kendini hatırlat
durma göğe bakalım.
bak ne diyorum!
ağzımı kapatsam burnumdan çıkıyorsun. nefesimi geçtim a kadın!!! ciğerimi de alıyorsun...
Dudaklarını özledim.
seni ozledim bebeeem.
Seni aynı zamanda çok özler oldum. Yeniden sıkı sıkı sarıl bana.
Şu an beni düşündüğüne nerdeyse eminim...
farkında mısın hani şu durmadan ayrılıp barışan çiftler olur ya onlar gibiyiz biz de. senli de olmuyor sensiz de.

öyle bırakıp gidişlerin oldu ki beni; bazen çok üzüldüm, bazen çok nefret ettim senden. ama birde öyle gelişlerin oldu ki en mutlu günlerimi yaşattın bana.

beni başka kadınlarla yatmak için terk ettin hatılıyor musun? mesafeymiş siktiğimin mesafesi karşı koyduk ya ne kadar zaman. neyse sonra noldu özledim dedin. her işin dengesizce zaten.

bu kadar bağlanmazdım sana ama çok yalnızken buldun beni. sonra da hayatımın bir parçası oldun. ben senin için neyim? evet kocaman bir şehvet besliyorsun başka, aşığım diye yalan söylemek konusunda müthişsin her geri gelişinde çok aşıksın zaten ve her gidişinde ben senin için bir hiçim.

beni kocaman bir bok çukuruna da sürükledin senden önce çok saftım ulan. bir sevgilim bile olmamıştı sende bunu sevdin zaten ama biliyorsun takıldığın bütün kızlar oruspulaşıyor nedense. sen gidivermez başkalarını buldum. çok zarar verdin bana sen.

hani beni terk ederken anneni üzecek şeyler yapma dedin ya yaptıklarımı bilsen sıçardın ağzıma. ah be keşke başımda dursaydın da sıçsaydın, çok seviyorum beni korur tavırlarında bu kavgalarını. sensiz yalnızım ben.

şimdi tekrar boka saracağını bilerek affedeceğim seni. bende özledim seni diyeceğim ne olacağını bile bile. aslına en çok bildiğim şey senle olmak istediğim.
senin gittiğin her yerde, kendi canını hiç'e sayan birileri olacak... *
ben seni sevmeyi "unutmadım", sen beni sevmeyi unuttun mu?
pot kırmaya alıştım farklı olduğumuza alışamaman kadar. haklısın diyorum bazen empati yapabilecek hali kendimde bulduğumda. bende anlamazdım, karşımda ne halt ediliyorsa olsun beklemezdim yani ilgilenildiğini benimle. iki saf tek ipe fazla, artık anlasam mı ki fazla uzatmadan? ya da boşver "merhaba" lar dahi çocuklaştırırken beni güzel tabloyu bozmayayım, hayal olgusuna kanmaya devam edeyim. boşluk bu belki, kestiremiyorum konuyu sen ilan ettiğimden beri. avunmak kolay geliyor bazen. bazense kaçmak. şu son tesadüfte elime yüzüme bulaştırdığım gibi. kaçamıyorum tam anlamıyla da. eli ayağı birbirine dolanmış mertebesini de aştım gördüğün gibi. sahi gördüğünü de mi anlamazsın sen? nedir bu heyecan, böyle miydi bu insan diye aklından sorular uçuşmaz mı hiç? merak ediyorum sürekli hakkında kısmının bilinmeyenlerini. göremiyorsun ama dedektifçilik oynatıyorum sana şu yaşından sonra. biraz arkana baksan farkedip suçunu soracaksın belki. sence suçunu sana açıklayabilir miyim? tanımıyorum ben yüzüne fısıldayabileceği kelimeleri olan insanı. en azından odamdaki aynada yok öyle biri. mazoşizmin doruklarına yolcumuz kalmasın. iyisi ben yetişeyim aracıma. ara sıra uğraştıracağım seni eften püften sebeplerle. sebeplerimi sorgulama ne olursa olsun tebessümünü esirgeme benden. unutmadan aslında güzel olan kahkahalar değil, araya sıkıştırılmış tebessümlerdir. bunu da ben öğretmeyeyim sana.