bugün

Merhaba sevgili Uludağ Sözlük kullanıcıları.

Bugün burada anlatacaklarım belki kiminiz için bir komedi, kiminiz için ürkütücü kiminiz içinse hüzünlü gelecek. Anlatacağım şeyler benim başımdan geçmiş paranormal denecek cinsten bir olay, kişi hakları gereğince şahısların ismini değiştireceğim ve buna kendi ismimde dahil.

Ben Sevda 23 yaşındayım ve olaylar lise yıllarıma aitti, sıradan bir genç kızdım. öyle büyük bir olayı yoktu hayatımın. Okuldan eve, evden okula gidip gelirdim. Lise 3. Sınıfım ve katı bir ailemin olmasından kaynaklı pek bir yere çıkamıyordum, akşam ezanı okundu mu hemen evde olmam gerekirdi. Mahalleden çok yakın olduğum bir kız vardı adı Esra, birtek onunla konuşur ona içimi açardım. Bazende kendi kendime kızım yık artık şu tabularını biraz sosyalleş diye telkinlerde bulunsamda yine aynı kafada ilerlerdim. Kısacası içine kapanık ve ürkek bir genç kızdım. Birgün okuldan çıkmış daha vakit var diyerek Esra’nın yanına uğramıştım. O gün evde tekti, Annesi Melahat teyze ve babası şehir dışına rahatsızlanan anneannesinin yanına gitmişti. Geceye doğru döneceklerdi. Başımı yere eğerek evlerine adımlarken önüme kendisinden asla hazetmediğim Harun çıkmıştı. Çocuk benden ne istiyordu bilmiyorum, ben o dönem beni zorbalamak için uğraştığını sansamda iş çok farklıydı sonradan anladım. " Hop nereye böyle bakalım" diyerek omzumdan hafifçe ittirdi. " Esralara gidiyorum" dedim. Kısık gözlerle bana bakıyordu,fazlasıyla kötü kalpliydi ve Ben bunu iliklerime kadar hissederdim. Bendende büyüktü zaten 22 yaşındaydı. Baştan asagi beni süzdükten sonra " iyi bakalım dikkatli git " dediğinde koşar adım yanından uzaklaştım. Aklıma ihtimaller geliyordu ama hemen kovmaya çalışıyordum. Mahallenin tüm pisliği bundan sorulurdu, olduğu yoldan geçmeye tövbe ettim içimden. Alelacele Esranin evine geldiğimde nefes nefese çaldım kapiyi, açmıştı. 'Ne oldu kızım neyin var"
Ona üstü kapalı anlattığımda Tedirgin bakışlar attı bana ve " Bu Harunun gözü sende, takmış kafayı sana. öyle uğraşmak falan istemiyor" içimden o an ağlama isteği gelmişti ben daha 17 yaşındaydım. Harunuda annesinide çok iyi tanıyordum, kadında oğluda manyakti. Konuyu kapattim orada daha sonra hava kararmaya yakın kalkarak evime gittim. Akşam yemeğini hep beraber yedikten sonra odama çekildim. Ders falan çalışayim derken saat 22.00 olmuştu, ışıkları söndürerek uyumaya hazırlanırken açık olan perde dikkatimi çekti. Bu aralar nedendir bilmem pencerenin açık olmasi geriyordu beni, sanki bir cift göz izliyordu beni. Pencereye yaklaştığımda tam perdeyi çekeceğim sırada ağacın arkasında bir beden beni görmesiyle hemen kendini sakladı. Aklımı yitirecek gibi olmuştum o an, kimdi neydi bu saatte camimin tam karşısında dikilmiş evimi gözetliyordu.
Evimiz müstakildi site bile değildi! Hemencecik perdeyi çekerek yatağıma girdim, simsiyah kapüşonunu çekmiş birde altına şapka taktiği için yüzünü seçememiştim. Kalbim küt küt atarken o ara uykuya daldım...
Bu böyle devam etti, her akşam evimin çevresinde gördüm o adamı. Akşam oldu mu sabaha kadar neredeyse bekliyordu ve onu fark etmediğimi sanıyordu. Ve ben ne Anneme ne babama bunu anlatamıyordum çünkü fazlasıyla geri kafalılardı bu her kimse beni ondan korumaz aksine ellerine teslim ederlerdi. Bir ara Esraya bile kendimi açmayı düşündüm ama onunda ağzından bakla ıslanmazdi hemen annesine söyler oda anneme öterdi. Belkide bir sapıktı ya da bir katil bilmiyorum bu işin sonu nereye çıkacaktı. Artık okul harici bir yere gitmek istemiyordum, ta ki birgun tamamen ortadan kaybolana dek. Uzun bir süre onu çevremde görmedim, ne o adam tarafindan gizlice takip edildim ne de akşam evimin çevresinde görüldü. öyle bir rahatlama kaplamisti ki içimi size anlatamam, bir sapığım vardı ve ne o karşıma çıkma cesaretinde bulunuyordu ne de ben onu eleverebiliyordum. öyle saçma sapan bir döngüdeydik. Neyse ben yaz tatiline kadar acayip rahat bir şekilde
takıldım ve yaşadığımı unutmaya çalıştım belliki serserinin biriydi ve sıkılıp gitmişti. Yaz tatiline girmemizle ailecek köye gitmiştik ve kışa kadar orada kalmış bolca aile büyüklerimle vakit geçirmiştim. Her şey önceki gibiydi gayet normal. Yaz tatilinin sonuna geldiğimizde artık okullar açılmıştı 12. Sınıfa geçmiş hayalleri olan gencecik bir kızdım , tabi 18 yaşımada girmiştim. O kadar mutluydum ki reşit olduğum için, yaşayacaklarımı önceden bilseydim lanetler okurdum girdiğim yaşa. Herşey 18. Yaşımı doldurmamla başladı, şehire gelmemizin üstünden 1 ay geçmiş Yağmurlu bir gündü ve ben çamurlara bata çıka okula gitmeye çalışıyordum. Uzun zamandır görmediğim için şükürler ettiğim Harun yine karşıma çıkmış aynı sokağın başında beni sıkıştırmıştı. Yüzünde iğrenç bir gülümseme vardı, ve kocaman bir farklilik. Gözünün feri gitmiş, birazda çökmüştü. " Keyfini çıkar bu zamanların" dedi " Ne diyorsun sen be" diye cevap vermiştim tersleyerek.

Bir anda kolumdan tutmuştu, ben anlam veremiyordum hâlâ. " Sen anlamadın galiba Yaşınada geldin, alıcam kendime seni" diye birşeyler zırvaladı.

O an başımdan kaynar sular akmıstı, kolumu ellerinden kurtararak geriye attım kendimi." Sen ne sacmaliyorsun Harun abi, gözünü seveyim çekil surdan" diyerek isyan ediyordum.

Ben ite kalka okuyordum zaten bu okulu, ailemin bir kulağına gitse hersey mahvolurdu. " inat etmeyeceksin Sevda, bekledim bekleyeceğim kadar. Sana bir nefes kadar yakın olan kimdi ha"

Diyerek boş sokakta sesini yükseltti. Allah kahretsin. Oydu işte sürekli gizli gizli peşimde dolanan oydu. " Gör artık beni gör yoksa her sey daha kötü olacak"

Arkama bile bakmadan koşarak okul kapısına geldim, başım dönüyordu. Ben daha neydim ki bana neler diyordu. Aklım fikrim mesleğimi elime alıp ayaklarımin üstünde durmakti, harunun bu halini farketmemi sağlayan Esraydi ve onunda sözleriyle zaten emin olmuştum. Ama kendisinden duymak dahada korkutmuştu o zaman beni. Çünkü psikopata baglamisti 7/24 alkollü geziyordu.

O gün aklımda ruhumda derste değildi, sanki rüya içindeydim. Neyse arkadaşlar o günde çok şükür Haruna yakalanmadan evime dönebilmiştim. Akşam yemek dahi yemeden odama girdim, tüm perdeleri milim boşluk kalmadan kapadım ve yatağıma gectim. Sadece uyumak istiyordum ama mümkün mü tabiki hayır. Teleofunmdan yükselen bildirim sesiyle birlikte gelen mesaja baktım. Üstünde " Aşağı in" yazıyordu. Elim ayağım buz kesmişti ne yapacağımı şaşırmıştım. Yataktan nasıl fırladım da pencereye koştum bilmem. Ufacık perdenin altindan baktığımda yine aynı kombinle o duruyordu Harun. " Beni sinirlendirme Sevda in aşağı konuşacaz" o gün nasıl dil döktüm yalvardım gitmesi için size anlatamam, neyse ki defolup gitmişti. Yarın haftasonuydu ve tüm gün boştum bunu fırsat bilerek açık açık konuşacaktim. Ertesi gün sabah oldu kahvaltı faslını atlattıktan sonra babam işe gitti annemden zar zor izin alarak Esraya diyerek evden çıktım. Bizim burada küçük bir çay bahçesi vardı orada buluşacaktık. Gittim orada bekliyordu ben gider gitmez ayağa kalktı ve sandalyemi çekti. Daha sonra oturduk ve söze girdim. " Ne istiyorsun"
" Seni seviyorum ve istiyorum, Bak Sevda sende biraz beni tanı belki içimde ki sevgi sanada gecer" midem bulanmisti büyüktü benden ve tehlikeli bir insandı. Ayrıca hangi ara içinde sevgi oluşmuştu bana karşı.
" istetemiyorum Harun abi, kararım kesin buraya vazgeçmen için geldim. Küçücük yer laf söz olur" Bu sözlerimle gözlerinde büyük bir öfke belirmişti. Ne diyeceğini dinlemek istemiyordum ayağa kalkarak ardimi döndüğümde bileğimden sertçe tutarak fısıldadi. " Ya güzellikle ya zorla Sevda, ama büyük konuştun. Gün gelecek sen benim kapıma geleceksin buda sana sözüm olsun"

Daha bir çok şey zırvalamıştı ama doğru düzgün hatırlamıyorum. içimi kısa süreli bir korku kaplasada en sonunda oluruna bırakmaya karar verdim. En fazla bana ne yapabilirdi ki diye düşünüyordum. Günler haftalar geçmişti Harun her gördüğünde dik dik bakmaya devam ediyordu, yalnız sadece son karsilasmamizda yüzünde farklı bir gülüş vardı. Sanki bir zafer gülüşuydu bilmiyorum.
Hayatım Harun dışında güzel ilerliyordu, notlarım yüksekti, ailemle aram iyiydi.

Günlerden Pazartesiydi, o gün hava fazlasıyla bozmuştu devamsızligimda olmadığı için evde kalmıştım, annem ve babam işteydi. Öğle saatleriydi ama hava o kadar kapalıydı ki evin içine karanlık çökmüştü. Ihtiyacimi gidermek için lavaboya girmiştim arkamdan kapıyı kapadığım sıra kocaman bir gök gürültüsü koptu aynı saniyeler içinde ampul patlayarak söndü. Lavaboya girdiğim gibi çıkarak kendimi dışarı attım. Yüreğim ağzımdaydı, elim kalbimde öylece duvara yaslanmistim. Diğer odaları kontrol ettiğimde evin elektiriklerinin gittigini anlamıştım. Annem gece vardiyasina kalmıştı babamsa geç saatlerde eve gelmesi adet olmuştu. Ve eğer elektirikler bir süre daha geri gelmezse geceyi karanlıkta geçirecektim.

Şimdi bile tek kalmayı bırak karanlikta olma düşüncesi boğuyordu beni. Pencereden dışarı baktığımda diğer evlerin elektrikleri yanıyordu. içimden acaba babam faturaları mi ödemedi diye geçirmedim değil, ama günü gününe hallederdi. Belkide gözden kaçırdı. Babami aradığımda acmamıştı annemi aradım oda acmadi. El mahkum bir mum yakarak odama geçtim, gözlerim yavaş yavaş kapanırken kendimi uykunun tatli kollarına bırakmıştım. Rüyadaydım ve odamdaydim bir ara aklım karismisti hatta, acaba uyumadım mi diye. Neyse sirt üstü uyanıyorum ve kısık kısık fısıldıyorlar kulağıma, kulağımı sağır eden çirkin bir kadın sesi "anhad anhad anhad " üç kere sanki kulağımı delmek ister gibi tekrar etti. Sonradan öğrendim arapça kalk kalk kalk diyormuş. Nefes nefese yerimden doğruldum etrafıma baktım kimse yok. Kalktim yataktan ayaklarım kendiliginden yatağımın tam karşısında bulunan pencereye gitti. Alelacele actigimda nefesim kesildi, kara çarşaflı saçları kınalı yaşlı bir kadın avuçlariyla bahçemin topragini kazıyordu, dilim lal olmuştu. Bir anda başını kaldırdığında yüzü paramparca , gözleri bembeyaz , dişleri simsiyah bir şekilde bana bakarak bağırıyordu " taeal 'iilaya" nefes nefese tekrardan uyanıyorum uykumdan. içimden rabbime dualar etmek geliyor ama sureler hep birbirine karışıyor. Terler boşanıyor vücudumdan, lütfen artık tamamen uyanmış olayım diyorum. Anlam veremiyorum ilk defa yaşadığım bu olaylara. Odada derin bir sessizlik hakim, yüzüm tam cama bakarken gidip bakmak istiyorum ama güç bulamıyorum. Hala rüyada miydim bilmiyorum ama ben put kesilmiş öylece dururken koridorun ordan gelen sesle yerimden sıçradım, yüzüm kapıdan tarafa dönerken upuzun bir siluet duman gibi geçerek annemle babamın odasına girdi. Göğsüm hızla inip kalkarken avuclarimi gözlerime bastirarak çığlık attım. Allaha yalvariyordum delirecektim neydi bu. Uyanmam lazım uyanmam lazım diyerek bagiriyorum ama yok, bu rüya değildi olmaması daha korkunctu. Işıklar yoktu sadece küçücuk bir mum vardı ve sönmesi an meselesiydi...

O esnada Allahin bir mucizesi miydi bilmiyorum ama kapı açıldı ve annem yanıma geldi. Anneme sıkı sıkı sarıldığımı hatırlıyorum. Aklım yerine geldiğinde öğrenmiştim, gece rahatsizlandigi için çıkıp gelmiş işten. Sabaha kadar annemle zar zor uyudum, uyandığımda annem yanımda yoktu. Ayağa kalkarak mutfağa gittiğimde kahvaltı hazırladığını gördüm babamda gelmiş baş köşede oturuyordu.
" Hadi sofraya Sevda" Elimi yüzümü yıkamak üzere banyoya girmiştim, patlayan ampul için normalde sıkı bir azar çekecek olan annem hicbirsey dememisti. Herhalde o kadar feci haldeydim ki ses etmemişti. Aynada bir süre kendime baktım, gözlerimi gözlerime diktim ve uzunca bir süre sanki hipnoz olmuşcasına kendimi izledim. Bir an irkilerek kendimi geri çektim ve suratıma soğuk suyu çarparak oyalanmadan dışarı çıktım. O esnada olanlara anlam verememiştim.

Mutfağa giderek azda olsa annemin hazırladıklarını yedim. Dahaa sonra toplamssina yardım ettikten sonra odama çekildim, o gün okul vardı ama gidecek halim yoktu. Acayip yorgun hissediyordum.
Odamda saatlerce tavanı izledim, belkide ben kafamda kurmuştum. Karanlıktan korktum ve beynimde bana olmayan şeyleri gösterdi. Bilinçaltı sonuçta bu. Kötü birsey yoktu. Kendimi böyle böyle rahatlatmaya çalıştım. Gece alamadigim uykumu biraz olsun almak için gözlerimi kapadım. Bu sefer uykuyla uyanıklık arasındaydım ve Omzuma değen sert bir darbeyle yerimden doğruldum. Kolum öyle bir acımıştı ki size anlatamam sanki demirle vurmuşlardı. Kaç dakika olmuştu uykuya dalali, zamanı algılayamiyordum.
içimden birkaç dua okuduğumu anımsıyorum, Odamda kalmak istiyor ama bir yandanda kaçıp gitmek istiyordum. Belki biraz hava alsam iyi gelecekti, ama gözlerim o kadar ağrıyordu ki. Güçle odamdan çıktım, mutfağa gittiğimde annemle babam karşılıklı kahve içiyordu.
" Anne ben biraz sizin odanızda uzansam olur mu" Bana anlamsız bakışlar attılar annem ufak bir baş hareketiyle gitmemi onayladı. Biraz olsun annemin odasında kestirsem fena olmazdı. Üzerime kalın bir battaniye alarak boğazıma kadar örtündüm. Zaten yorgun olan bedenim anında uykuya dalmıştı. Şimdi beni etkileyen ilk rüyamı size anlatıyorum arkadaşlar o gün annemlerin odasında yatarken yemyeşil bir arazideydim hava o kadar güzeldi ki sanki cennete dusmustum. O kadar mutluydum ki, daha sonra bir erkek sesi geldi. Bu ses cok tanıdıkti sesin geldiği yöne baktığımda bunun Harun olduğunu gördüm Harunu görmemle o güzel hava bir anda kara bulutlarla kaplanmisti bana elini uzattı ve " Gel" dedi. itiraz ettim bu sefer yüzündeki masum gulumseme silindi gözleri kapkara kesildi ve kapkalin bir sesle aynı bahçemde gördüğüm kadinin dedigini dedi. " taeal 'iilaya" Öyle bir bağırmıştı ki sanki içinde başka bir varlık vardı. Bana karşı sürekli aynı tonda bunu söylüyordu haykirarak. Hava kapkara olmuş etrafta rüzgar öyle bir esiyordu ki önüne gelen herseyi uçuruyordu. Ve Harunun şiddetli bagirislari daha çok artıyordu. Ellerimle kulaklarımı kapatarak basimi yere eğerek dizlerimin üstüne çöktüm. Korkuyordum. Daha sonra tam tepemden bir el uzanarak başımı avuçlarinin arasına alarak kendisine çevirdi
O an kocaman bir çığlık firar etti benden. Bu korkunç kadın o kadjndi, bahçedeki yüzü paramparça olmus haliyle kafamdan tutmuş kendisine bakmami saglamısti.
Başımı koparmak istercesine tekrardan çevirerek bu sefer tam karşımda ki Haruna bakmami sağladı. Harununda yüzü onun gibi olmuştu. Başımı çevirmek istesemde beni tutuyor ve zorla ona baktırıyordu. Ve sürekli şunu söylüyordu ''iidhhab iilayh"

O sırada çığlık atarak uyandığımda başımda annem vardı. Bana neyim olduğunu uykumda bağırdığımi söyledi.
iyi olduğumu ve sadece korktuğumu söyledim. Neyi nasıl anlatacağımı bilmediğim için bu konudan bahsetmek istemiyordum. " Senin halin hâl değil" diyerek odadan ciktiginda kendimi tutamayarak hıçkıra hıçkıra ağladım. Ne hale gelmiştim iki günde, rüyalarımın birbiriyle bağlantısı neydi? Yataktan kalkarak odadan çıkacağım sırada aynada alnımda oluşan kizarikliga ve cenemde ki izlere gözüm değdi. Bedenim gorduklerimle buz kesmişti, rüyamda tenime geçirdiği tırnaklarinin acısı aklima geldiğinde neredeyse bayginkik geçirecektim. Şimdi düşünüyorum da o yaştaki bir genç kız için bunlar oldukça fazlaydı. Neden bende yaşıtlarım gibi normal bir hayat yaşamıyordum neden benim başıma bu gelmişti diye dusunuyordum.

Annemlerin odasindan çıkarak kendi odama girdim telefonumu alarak Esrayi aradım, hemen bize gelmesini istedim. Çünkü annemler yine işe gidecekti ama bu sefer babam erken gelecekti eve onun geliş saatine kadar en azından benimle dursundu. Annemle babamı yolcu ettikten sonra Esra’da hemencecik gelmişti. Onu salona gönderdikten sonra ikimize bir kahve yapmaya koyuldum. O esnada telefonuma gelen bildirimi gormemle içimi değişik bir duygu kapladı Harun mesaj atmıştı " Nasılsın Güzelim" değişik hissetmiştim sanki kötü olduğumu anlamış gibi bana yazmıştı. Görüldü atarak telefonu kapatmak istedim ama yapamadım parmaklarim bir anda ona cevap verdi. " Kötüyüm " cevap anında gelmişti. " Geleyim istersen, gezdireyim seni" ve daha sonra hemen beni aradı. Sürekli yanıma gelip beni çıkartmak istediğini söyledi ama reddettim. En sonunda ise gece en azından konuşalim neden kötüsün onu anlat bari dedi ve bende kabul ettim. Salona geçtiğimde Esra televizyon izliyordu. " Kaçak seni, kaç gündür okuluda asiyorsun hayırdır "

Aslında ona en başından beri yaşanilanlari anlatmak istiyordum ama daha elle tutulur birsey yoktu. Inanmayacakti zaten o yüzden başka bir bahane uydurarak konuyu değiştirdim. Saatlerce ordan burdan sohbet ettik, saat akşam 7.00 olunca babam gelmiş Esrada kalkmıştı. Annemin dün geceden yaptığı yemekleri önümüze koydum ikimizde yedikten sonra babam odasına çekildi bende kendi odama geçerek masamda biraz oyalandim. Harunun çağrısı gelince hemencecik açtım saatlerce konustuk belkide onunla, o kadar farklı sohbet edjyordu ki benimle. Sankii bu zamana kadar tanıdığım Harun o değildi. Sürekli değiştim diyip duruyordu. içimde birseylrr filizleniyoddu o sürekli beni sevdiğini söyleyince. Uzun uzun konuştuk ve ikimizde telefonda uyuya daldık. Tek bir kötü olay yaşamadim o gece. Iste o geceden sonra biz Harunla sürekli konuşur hale geldik, ben okula gitmeye devam ettim. Laf söz olmasın diye farklı yollara girer ondan sonra görüşürüz beraber okula yürürdük. Sonra çıkışlardada beni alır evimin iki sokak ötesinde bırakırdi. Alkolu tamamen bırakmış kendine çeki düzen vermişti, tabi ara ara kokusu geliyordu bana yalan söylediğini biliyordum ama dizginlemeue çalışıyordu. Gerçekten o kötü donemimi ilerletmeden Harun sayesinde atlatmistim geceleri ufacık bir urkmemede bile sanki hissediyor arıyordu. Havanın yağmurlu olduğu bir vakit ben alelacele okuldan çıkmış eve doğru koşustururken bir anda başımda bir şemsiye belirdi, şemsiyenin sahibi Harundu. O gün ikimizde o şemsiyenin altında yürüdük ayrılma noktamıza geldigimizde gözlerimin içine baktı. " Ben her şey için özür dilerim, ama değerdi. Sana degerdi"

Galiba ilk zamanlar yaptiklarindan bahsediyordu ama gecip gitmişti. " Benimle ol Sevda, lutfen" Bu seferki teklifi içimde kelebekler uçuşturmhstu. Kabul etmiştim, havalara uçmuştu Harun. Haftalarca bulutlarin üstüne çıkmıştık ikimizde. Ta ki Harunun geçirdiği feci kazaya ve o ölene dek. işte hayatımın dönüm noktası o zaman olmuştu Harun çok büyük günah işlemişti. Bana takintili olan aşkı yüzünden annesiyle havas ilmiyle uğraşan bir medyuma gitmişti. Bana aşk ve bağlama büyüsü yapılmıştı. Bir anda Harunu kabul etmelerim, o kötü olaylarlari yasamam hepsi büyüyle ilgiliydi. Rüyamda bahçeyi elleriyle kazan ve boynunu tutan kadınsa Medyumun ta kendisiydi. Peki Harun neden mi öldü? Cinlerle yaptığı anlaşmaya uyumamıştı, onlar bir adak istemişti Harunda buna cesaret edememişti. Ne olursa olsun Katil olamamisti. En sonunda ise Cinler anlasmayi bozmuş Harundan ise intikamlarini kendilerine kurban alarak almislardi. Harun ölmeden 1 hafta önceki nedensiz ayrılışımızı şimdilerde anlıyordum. Yanıma yanaşamıyor, rahatsız edemiyordu. Bu yaptiklarını öldükten sonra annesi helallik almak icin yanima geldiginde aglayarak anlatmisti. Bana çektirdikleri bir helallikle geçer miydi? Onları Allah affetsindi. işte her şey esasinda Harunun ölümüyle başladı, onlar kurbanı aldı ama hayatta kalan bir kurban yani beni bıraktılar. Anlaşmaya uyulmamıştı ve intikam istiyorlardı. Çünkü büyücü kadın Harun’un onlara bir can veremeyeceğini anladığında anlaşma yaptıkları kabilenin cinini yakarak öldürmeye çalışmıştı. Cin ölmemişti iki boyut arasında sıkışarak azap çekiyordu ve bu kabileyi sinirlendirmişti. Onlar intikamını benden almaya çalışacaklarmış, çünkü herşey bana yapılan büyü yüzünden olmuştu. Ateşten gelen azap çekiyor diye toprağın oğlu kurban edilmişti. Ama cin kurtarılamamıştı! Harun’un annesinden duyduklarım bunlardı, bir insan bunu yapmaya nasıl cesaret ederdi. Filmlerde görüp adını anmaya korktuğumu şeyleri yaşatmıştı bu lanet insanlar bana. Çok korkuyordum, her gece dualar ederek uyuyordum. Harunun ölümünden sonra toparlanmak istememde toparlanamadım. Çünkü annesinin intihar haberi tüm mahallede yayılmıştı, kadını bodrum katta elleri kanlı halde asılı bir şekilde bulmuşlardı. Neler oluyordu en ufak bir fikrim yoktu. En mantıklı olan bir süre buralardan uzaklaşmaktı, ailemle konuştum. Bir haftalğına köye gitmek istediğimi söylemiştim, kabul etmişlerdi. Babam beni otobüse bindirdikten sonra yollar nasıl geçti hatırlamıyorum, beynim alabora olmuştu sanki. Köye gelişimin ikinci günü falandı, Küçük bir dere vardı bizim oralarda, yanıma kuzenimin küçük kızını alarak oraya gitmiştim. Yavaş yavaş derenin etrafında yürüyorduk, kız bir anda ayaklanarak " Teyze ben eve gitmek istiyorum" demisti. Anlam verememistim benden daha çok severdi burayı. " Ama daha yeni geldik" dediğimde çoktan yanımdan uzaklaşmıştı. Peşinden koşarak onu bizim evin avlusuna bıraktım. Ev kalabalikti girmek istemiyordum, gerisin geri dönerek dereye tekrardan geldim. Sırtımı ağacın bir tanesine yaslayarak gözleri mi kapadım. Bir süre sonra arkamda bir nefes hissettim, saçlarımda hafifçe gezinen bir el. Yüreğim ağzıma gelmişti. Ayağa nasıl kalktim bilemedim. Karşımda daha önce hiç görmediğim bir adam duruyordu. Çok çok farklıydı gözleri kehribar, yüz hatlari keskin, oldukça yakışıklı bir adamdı.
" Kimsin" sesim öyle bir titriyordu ki nefes alamiyordum. Gözleri ateş gibiydi asla kırpmıyordu, hareket etmiyordu sadece dümdüz durup bana bakıyordu. Bir sure transa geçmiş gibi sadece bana baktı. " Sen, benimsin" sadece bunu söylemişti sesi öyle ürkütücüydü ki duyan aklını kaybederdi. Oradan nasıl ayrıldımda eve geldim bir ben bir Allah bilir. Yaşadığım şoku hala atlatamazken saat geceye doğru ulaştı, uyumam gerekiyordu ama Odamda yalnız kalacaktım. Çok ama çok korkuyordum. Zoraki daldığım uykudan bir anda nefesim kesilerek uyandığımı hatırlıyorum daha sonra ise pencerenin sertçe açıldığını. Yüreğim agzimda yataktan doğrulurken tam karşımda, dizlerinin üstüne çökmüş başı önüne eğik sabah ki gördüğüm adam duruyordu. içimden bildiğim tüm duaları okumak geldi ama sanki o bunu duymuşcasına kısık ve pürüzlü bir sesle " Yapma " dedi çok konuşmuyor, sadece belirli kelimeler söylüyordu. Size yemin ediyorum arkadaşlar o an aklımı yitirdiğimi düşündüm. Adam bir anda kafasını kaldırarak gözlerimin içine baktığında kendimden geçmiştim. Bedenim kaldıramamıştı gördüklerimi, çünkü kafasını kaldırmasıyla büründüğü insan yüzünün yerini kesik deriler ve kapkara gözler almıştı. Uyandığımda başımda teyzemler vardı, endişeli gözlerle bana bakıyorlardı. Az ötemde ise elinde Yasin okuyan nenem vardı, ne olmuştu ki? Neden bana öyle bakıyorlardı. Göğüs kafesim ağrıyordu, avucumda hissettiğim acıyla elimi kaldırdığımda esas şoku o zaman yaşamıştım. Avucumun tam ortasına kızılca bir kına yakılmıştı ve ancak dikkatli bakıldığında farkedilecek Arapça bir yazı yazıyordu. ( Arkadaşlar devamını yazacağım)
Filmi çıkarsa izleyeceğim çok uzun.
anna karenina bile bu kadar uzun değildi..
(bkz: durumumuz yoktu okuyamadım)

fakat, ara ara göz gezdirdim, copy-paste değilse emek için bile artılarım.