bugün

kişinin ilk başladığı yer kendisidir. zaman ve hayat kavramları sınırları bilinmeyen bir nehir gibidir. insan o nehre bir kere atlamaya görsün çoğu kez, kendini nereye götüreceğini, nerede ve ne zaman nehrin kıyısındaki hangi dal parçasına tutunacağını, nehirde umarsızca seyrederken nelerle karşılaşacağını bilmez.
bu nehre giren kişi eğer hedefini bilirse, nerede duracağına ya da neye ulaşacağına karar verebilir ve bu uğurda çaba sarf edebilir, bu çaba sayesinde hayat içerisinde karşılaştığı olayları yorumlayabilir, yanlış ve eksiklerini tamamlayabilirse, bir amaç için çıktığı bu uzun ve çetin yolda belirlediği amacın da ötesine geçerek hakikate erebilir işte o zaman bu birikimle başladığı yere geri dönecektir.
yani kendisine. ne mutludur ki dönmüş dolaşmış ve en sonunda kendi içine dönmüş, yani insan olmanın özünü kavrayabilmiş kişiye.
(şimdi kendimi fantaaazi müzik dinleyen 16 yaşındaki şişko bir kız gibi hissettim yav.)
başladığın halinle döndüğün halinin farklı olduğu hal, durum.

fizyolojik ya da psikolojik aynı olamazsın. bu yüzden bir ilerleme değil diyemeyiz, bir ilerleme de diyemeyiz.

çabanın sonucudur, yenilgidir. zaten yenilmek için yaşamıyor muyuz?
eski sevgilimle yeniden bir araya gelmek.
Aynı noktaya dönmek iyidir sorgulamayın.
'' katil her zaman olay yerine geri döner. ''
(bkz: ring yapmak)