kıravatlar çekilmiş, gömlek ütülenmiş, o son salam dilimide yenilip, omuz geniş, baş dik bir şekilde yola koyulmuş jilet gibi bir çocuğun, şiir'i okuduktan sonra alkışlarla merdivenlerden inerken, kötü adam tahircan'ın;

+ naber lan piç. akşam maç var kalecisin ona göre.

diyerekten mahfettiği, yıktığı anın vazgeçilmez sınıf düşüşüdür. uçan kuşu vurmaktır, kalleşliktir.
dinleyici sayısı arttıkça çıplaklık hissi de artar.
(bkz: kurban bayraminda siir okuyan ilkokul ogrencisi)
kendini dünyayı kurtaran insan sanma psikolojisidir. okul çıkışı milyonların senden imza almak için okul kapısına doluşacağı hissiyatını da getirir akabinde.
okucayacak olan yavrucağın gerçek ile hayal ayrımını ilk yaptığı olaylardan biridir. kendisini binlerce kişinin önünde okunaklı ve artistik bir biçimde şiir okurken düşünen bu şanslı delikanlı veya minik kız, ertesi gün bir devlet okulunun bahçesinde 100-150 kişilik genellikle törenden bağımsız grup karşısında, o cızırtılı çığırtkanlı mikrofonu eline alıp da narayı patlattığında gerçekte olayların düşündüğünden çok farklı gerçekleştiğini anlar. bu bakımdan önemlidir efendim. çocuklarınıza şiir okuyun, okutun. hem bazen 29 harften harika eserler ortaya çıkabiliyor.

(bkz: çıkmaz demeyin şansınızı deneyin)

edit: anlatım bozukluğu