bugün

hassas midelilerin birinci düşmanı. boş mideye içildiği zaman kusturma olasılığı büyük olan bir içecek.
türkiye gerçeği.

şöyle ki;

geçen gün sabah arkadaşım aradı, berbere gideceğini ve yanında arkadaş olmamı istedi, yüzümü yıkamadan evden çıkıp berberin bir şey içer misin kardeşim sorusuna evet der halde buldum kendimi.- hayatında ilk defa gittiğin esnafta kola ısmarlatacak halin yoktur, esasında dükkan sahibi söylediği sürece içilebilecek tek şey çaydır ve kıraathanelerde bilirsiniz çay her zaman bayattır.- çayı içtikten sonra, bir süre gazete okudum ve berberden çıktığımızda boş midemde raks eden çayı yolun ortasına kustum.

ikinci olarak, bizim elit tasarımlı, kusursuz insanlarımızın takıldığı kafeler daima çayı iki liradan aşağı satmayıp bir de üzerine çayı milyonlarca kez demlemektedirler. o kafelerde içilebilecek en ucuz içecek olan çayla, en yakın içecek arasında genellikle 3 lira fiyat farkı olur. Ya bir bayat çay içer ya da beş liraya bir kahve içersiniz. işinize gelirse.

eğer mideniz hassas ise, cafede çay içmeyin.
sabah sabah aç karnına dışarda çay içmeyin.
ben ki o gün demlenmiş çayı akşama kadar içebilirim. anneannemin komşusu bir teyze vardı, kocası öldüğünden tek yaşıyordu "dün demlediğim çayı bile içerim." derdi.
ama sağlıklı bir şey değildir muhtemelen, bekledikçe toksit ürettiği söyleniyor.
Hususi olarak sadece bunu içenler var.

Bir kahvehane devralan arkadaşım bu şekilde bayat çay müşterilerini de devralmıştı. 2 kişiydi yanlış hatırlamıyorsam.

Bir gün öncesinin kalan çayından ayırır her gün gelen bayat çay müşterileri sadece onu içip giderdi.

Kimi öyle kimi böyle işte...