bugün

Olarak öyle kolay alınsaydı böyle yapılırdı.
kurtuluş savaşı 9 eylül 1922'de izmir'in kurtarılması ile son bulduğu gün...

yanındaki paşalar mustafa kemal'e şöyle der; ''paşam devam edelim, selanik'i de alalım''..

tabi, atamız tınlamaz, ''buraya kadar'' der...

elinde tutamayacağın yeri almayacaksın arkadaşım...

gelelim hatay olayına...

aynı kıbrıs gibi stratejik öneme haiz bir konumdadır ve mustafa kemal'in planları dahilinde olan bir yerdir...

2. dünya savaşı ile ilgili naçizane bir entarim var, oraya bir (bkz: #9461333)...

şimdinin dümbelek şakirtleri bilmez ki; yoğun göçlerle filistin'e yerleşecek yahudileri önlemek içindi. inanmak istemeyenler için atamızın 1935-36 yıllarında yaptığı önemli konuşmaları da aktarırız...(resmi kayıtlar)

hatay ve kıbrıs önemlidir.
o kadarını verdikleri için o kadarı alınmıştır. belki ezber bozmak gibi olacak ama, sınırlarımız 1922-23'te değil, 1919'da çizildiğine ilişkin veriler vardır. (kaynak verebilirim!)
doğu trakya yı zoruna almış bir milletten batı trakya yı niye almadın diye sitemde bulunmak yanlıştır..

hatay ise milli meseleden ziyade kişisel bir meseledir..
misak-ı milli sınırları içinde batı trakya yoktur. yani orada türkler azınlıktadır.
yine de bir parça olsun hayır duasını hak eden zihniyettir. Ki o sayede her sene milyarlarca dolar kazanıyor bu ülke isdemir sayesinde iskenderun limanı sayesinde az şey mi millet haksızlık etmeyiniz.
lozan görüşmeleri başlarken lord curzon yunan temsilciye şunu demiştir.

- adamların liderinin doğduğu şehir selanik, oraya kadar sesini çıkarma ondan sonrası için ben sana yardım ederim.

türk heyeti sözcüsü ismet paşa sözlerine edirne karaağaç ile başlayınca kurnaz ingiliz siyaseti bu küçük mahalleyi bile vakıflar karşılığında pazarlık konusu yapmıştır.

sonuç olarak, diplomasiden zerre kadar anlamayan bir askeri bu konferansa yollamak yapılan en büyük hatadır. koskoca 600 yıllık geçmişi olan bir ülkenin gönderecek diplomatı yok muydu, elbette ki vardır ancak masa başında kaybetmek için bir basiretsiz adam göndermeniz yeterlidir.
ingiliz temsilcisi ile ismet paşa arasındaki diyologlardan bi haber insanlar yine inönü ye laf söylemektedirler...

selanik e kadar türklere müdahele etmeyelim demiş miş...

okuyan insan bilir ki, ismet paşa telgraf çeker kemal paşa ya... edirneyi alamayacak gibiyiz musul ile eş değerde tutuyorlar gibisinden...
kemal paşa şöyle der: 91 yıl ( net emin değilim ) osmanlı ya başkentlik yapan şehri almadan olmaz.. vazgeçme edirneden der..

karaağaç denen mahalle olmasa tunca ve meriç nehirleri sınır olacaktır.. edirneli olmayan bilmez, emirgan mesela yunan ın olacaktı....

diplomasi yoksunu asker olarak küçümsenen kişi mudanya anlaşmasında türkiye temsilcisidir ve başarılı olduğu için lozan a yollanmıştır.
rica ediyorum sizlerden yazar arkadaşlar....
lütfen okumadan yazmayın bilmeden kulaktan dolma bilgilerle yazmayın....
--spoiler--
misak-ı milli sınırları içinde batı trakya yoktur. yani orada türkler azınlıktadır.
--spoiler--
en çok buna güldüm. neden?

1. misak-ı milli metnini hiç görmemiş, onu atatürk'ün yazdığını veya mevcut sınırları kasdettiğini sanmasından.. (oysa orada batı trakya için plebisit istenir. hatta elden çıkan arap ülkeleri için bile..)

2. batı trakya'da türklerin azınlık değil, tek topluluktu; başka da kimse pek yoktu o zamanlar. oysa izmir'de türkler azınlıktı, ismet paşa'nın hayıflandığına göre "mardin'de bir tek türk yok"tu. doğu trakya'da bile çok yoğun bir rum nüfusu vardı...

naaber gençlik?
çanakkale boğazı'nı geçebilecek donanmaya maalesef ki sahip olmayan zihniyettir.
yoksa kurtuluş savaşı tarihini ayrıntılı olarak analiz etmiş olanlar bilirler ki izmir'in alınmasının hemen ardından balıkesir-manisa arasında konuşlu tümen ve fahrettin altay komutasındaki süvari tümeni yönlerini gelibolu'ya geçmek için çanakkale'ye çevirmiş, lakin o sırada çanakkale boğazı açıklarında bulunan bir ingiliz zırhlısının ve marmara'da bulunan 2 denizaltının varlığından dolayı bu harekattan vazgeçilmiştir.
sonrasında ise gerek ordu'nun yorgun olması ve ekonominin kötülüğü ve yoksulluk, gerekse de lozan'daki diplomatik başarısızlıklar batı trakya'yı malesef kalbimizin bir köşesinde yara olarak kalmasına sebep olmuştur. tıpkı musul gibi, batum gibi, girit gibi...
protest sanayici nin belirttiği gibi denize ait hiçbir kuvveti yoktu ülkenin..
attığı kurşunu sscb yollamış giydiği don u pakistan yollamış bir millet nasıl deniz aşırı gidecek...

siz bilmez misiniz ki 1974 te çıkartma yapabildik kıbrıs a..
onca eziyete niye bir 3. inönü savaşı yapamadı inönü 1965 lerde...
çünkü donanmamız yoktu... 1974 te kaddafi sağolsun civataydı petroldü verdi de çıkabildik mazlumların tepesine..

bu günden bakan arkadaşlar sizlere sesleniyorum tarihteki olayları günümüz şartlarında değerlendirmeyin..
edit: batı trakya girsin götünüze. ulan nedir bu mesnetsiz eksileme. gidin alın ulan, eminim kılınız kıpırdamaz. işin tiraji-komik tarafı şu ki; ben oralıyım zaten. ulan bi atatürk düşmanlığı yapacaz sevdasına mardin taklacılarını geçtiniz, bir oraya bir buraya.
''bir gün tüm türk devletleriyle çin seddinde buluşacağız''diyen zihniyettir.
(bkz: o hatayı yapmayacaktın)