bugün

merzifon oto sanayisinde oto elektrikçisidir. elinde orijinal bir murat 124 vardır. dükkanda durur öyle. cem yılmaz istemiş, vermemiştir. kendi ifadesiyle diyaloğun bir kısmı şöyledir.

cy:cem yılmaz
bu: basri usta
m: menajer

cy: selamünaleyküm.
bu: vaaay aleykümselam.
cy: tanıdın mı beni?
bu: tanımaz olur muyum, sürekli müşterimizsin, hoşgeldin.

(kahkahalar)

m: amma salladın basri usta, cem yılmaz bu. meşhur.

(kahkahalar)

bu: ya ne bileyim, önce de gelen müşteriyse ayıp olmasın dedim, hani gözüm de ısırıyor.

arabaya bakarlar. cem yılmaz arabayı ister.

cy: tamam, alıyorum.
bu: hooop, araba satılık değil ki!
cy: niye usta, parasıyla değil mi?
bu: değil, her şey zenginde mi olacak, bu da fakirde dursun.

arabayı tofaş'tan da, ankara'dan da ve daha bir çok yerden koleksiyoner istemiştir. araba merzifon oto sanayide basri ustanın dükkanında durmaktadır. senede bir iki gün dükkandan çıkar.

sordum basri ustaya, senden sonra çocuklara kalacak, ne vasiyet ettin, satmayacaklar mı?

el cevap: ben öldükten sonra bana ne arabanın akıbetinden. hiç de bişey vasiyet etmedim.

sır gibi adamdır basri usta. gidersin çay ısmarlar. ufak tefek işini halleder. borcunu sorarsın, bir dahaki sefere iki çay içersen şimdi borcun yok der yollar.

mübarek güzel insan.

arabayı ben de inceledim. herşeyi orijinal mi usta bunun dedim. yok dedi, motor yağı değişmiş. orijinal değilmiş.
nasreddin hoca gibi adamdır basri usta.

dükkanında bir şalter var. elektriği açıp kapıyor. Radyoyu da şaltere bağlamış. Dükkanı açınca radyo da açılıyor. TRT türkü dinliyor benim gibi.

bir öğretmen ahbabının arabasına çarpmışlar. kapıda bir göçük. gelmiş adam basri usta'ya. basri usta'da almış gitmiş kaportacıya. Kaportacı 300 kağıt alırım demiş. Yük gelmiş adama, o kadar çok para veremem demiş, gitmiş. giderken arabayı basri usta'nın oraya başka işler için bırakmış. basri usta dur şuna da bakayım demiş, bez koyup, boyayı incitmeden tersten bir iki çekiç atmış, göçüğü düzeltmiş. şansına boya da çatlamamış. ahbabını çağırmış, bi yemek ısmarla, al arabanı git demiş. yemek dediğin sanayide 40 liraya kralı var. adam şaşırmış. kaportacının ordan geçerlerken basri usta kaportacıya "bak ucuza yaptılar" demiş. kaportacı kaç lira deyince de "20 lira" demiş basri usta. yediği yemeğin parası. kaportacı seslenniş. "aklını s... öyle ustanın, aç kalır o usta" demiş. basri usta gülüyor anlatırken, hiç sesimi çıkarmadım, ben yaptım demedim diyor. ayrıca aç da kalmadım, bilakis yemeğimi ısmarladı ahbabım diyor. gözü gönlü tok adam basri usta.