bugün

çalıştığı paranın tamamını bankalara yatırarak bir nevi bankalara bağlı hayat yaşanaktır.
Sürekli asgari ödeme tutarını ödeyen kişinin içerisine düştüğü bataklık-vari durumdur. Ancak sürekli tüm borcunu ödüyorsa mantıklı hareket eden kişidir, zira ödeyebileceği kadar harcama yapmıştır.
kapitalizmin kölesi olmaktır.

kölelik zaman içinde tükendi, yok oldu sananlar yanılıyor. kölelik günümüzde şekil değiştirerek sadece belli kesimi hedef almayıp skalasını genişleterek semirmiştir. kapitalizmi bu sistem besler.
aslinda bir dongu icersindedir. bir bankaya olan borcunu baska bi bankadan aldigi borcla veya kredi kartinla aldigi zinet esyasini bozdurup tekrar kredi karti borcuna odeyen insanimiz coktur.
lüx bir hayatı varmış gibi algılanan ama sürekli borç ödemeye çalışarak kfası hiç rahat olamayan insanlardır.
(bkz: taşıma su ile değirmen dönmez) .
nakit ödemekten tek farkı ekstrede bir ay öncesini görebilmek olduğu için yadırganmaması gereken durumdur.
kişi düzenli olarak dönem borcunu kapattığı takdirde, bankalar tarafından pek de sevilmeyen müşteri olmayı doğuran eylem.
bankaların pazarlama taktiği, biraz da kredi kartının paradan bir farkının olmadığını unuttuğumuzdan gerçekleşir. dikkat edin borcunuzu vaktinizde ödediğinizde size özel fırsat adı altında çeşitli indirimler, limit arttirmalar falan olur. anlamadan içeriye girmiş olursunuz.
bir nevi kısır döngünün içine düşme durumudur.
(bkz: bankaya çalışmak)
ülke insanımın büyük çoğunluğunun yaşam biçimidir.
bankalara kredi kartı borcu ödeyerek hayat geçirmek bir türkiye gerçeği. vatandaşın, başka yapacak bir şeyi yok. öyle insanlar var, 5 kredi kartı var. bir bankadan çekip diğerine yatırıyor, borcu borçla kapatıyor.

fakat insan, ayağını yorganına göre uzatmasını bilmeli. vatandaşın 15000 tl parası var gidip 30000 tl verip bankadan kredi çekip veya kredi kartıyla araç satın alıyor buna gerek yok haybeye kendini zora sokuyor.

işleri biraz ters gitse aracın borcunu bile veremez hale düşecek. çoğu bu yüzden aracını kaybedip haciz koyulan çok insan var. bu işler gösteriş yapmaya gelmez, işin çok üst düzel olur istediğin aracı al. maaşla çalışan insan sırf etrafına hava atmak için lüks araç alma peşinde koşuyor. bizim orada bir laf var. kıçında don yok poyraza karşı duruyor derler. görsel
kısır döngü değil bildiğin kara deliktir.. ve o delik her ay bir öncekine göre daha da büyür.. sonra kredi kartlarını kapatmak için kredi çekilir, o kredi ödenirken hayatına devam etmek zorunda olan birey/aile harcamalarını yine kredi kartıyla yapacağından eskisinden daha büyük bir deliğe sahip olur.. ondan sonra gelsin gecikmeli ödemeler, ihtarnameler, hatta hacizler.. *
Eğer tek kredi kartınız varsa ve limitiniz maaşınızdan azsa sorun oluşturmayacak durum.
böyle hayat geÇmez mnski diyerek bilgisayar, telefon, enstrüman ne varsa satıp üstüne bi de denek olmaya karar verdirtir. (bkz: yaşamak bu değil)
yapılan iştende, alınan maaştan da, yaşanan hayattan da bezmektir. daha 4 yıl var nasıl bitecek hiç bilmiyorum. ayrıca öyle sağda solda karılarla ezmedik parayı. gittim ev aldım onun derdini çekiyoruz. sonumuz hayrolsun ama iliğim kemiğim kurudu artık.
öğrenciyken yaptığım eylem. birinden çekip diğerine yatırıyordum. ta ki iki kart da patlayana dek.
kimselere muhtaç olmamak adına bankalardan almış olduğu kredi kartları ile yaşamanın ağır bedelidir.
bir yerde harcamaların kopması yeterlidir. Sonra kredi kartı borcu ödemekten iflahı kesilen şahıs, bir arkadaşının "gel abi, uygun kredi çekelim" lafına kanarak hayat biter.
bankalardan almış olduğu kredi kartını değil, kredi kartlarını hak ettiği gibi kullanamayıp, aldığı maaşın tümünü hatta biraz da kredi çekerek kart borcunu ödeyerek geçiren insanımızın yaşam şeklidir. ağlasak mı, gülsek mi bilemediğimiz gerçekten zor bir durumdur.
maalesef büyük çoğunluk bu şekildedir.