bugün

kesinlikle işini severek yapmakta olan ve risk yönetimi gibi müşteriyle herhangi bir iletişimi olmayan bir birimde çalışan erkektir. şubede bunu yapmak biraz sıkar efendim. iş görüşmesine bile kulağındaki küpesini çıkartmayıp sakalını kesmeden giden bir insan evladı olarak söyleyebilirim ki, insan nerede çalışırsa çalışsın, kendi doğrularını o işe yansıtamıyorsa asla başarılı olamaz. kendimi başarılı addetmek gibi bir niyetim olmasa da sadece bu yüzden çalıştığım yerde mutlu ve huzurlu olduğumu söyleyebilirim. son olarak belirtmek isterim ki, asıl konu küpe ve sakal değil, insanın karakterinden ödün vermeden de bir işte huzurlu olabileceğidir.
fabrikalarda çalışacak olan erkekler tarafından özenilecek erkektir.
sakal ve küpeden vazgeçemiyorsa bankada çalışmaktan vazgeçecek erkektir.
(bkz: sperm bankası çalısanı olmak)
saçından, sakalından, küpesinden vazgeçmemiş ama kendinden vazgeçmiş demektir. sürekli aynı işi yapıp duran makinenin teki olmuştur. ha bizim görmediğimiz bir sürü farklı yapılanması vardır bankaların. belki bu kadar rutin işlemez oralar bilmiyorum fakat o yapılanmalar da daha bir beterdir teoride. ulan sanane elin şirketinin risk yönetiminden ya da bilmem kime sigorta kakmaktan hatta yatırımcılığını yapmaktan? sen bu işi yaparken kulağında küpe olsa, ayaklarına kadar sakalın olsa, kulağında yirmi sekiz küpe olsa ne boka yarar bu? bu bankalar değil mi ilk fırsatta milleti siken? tetikçilik yapmanın mantığı ne? sen bu düzende önüne geleni düzenin eli ayağı olmuşsun gerisi terane yani anlatma bana. hani o işe girerken imzaladığın sözleşme bile teslimiyetinin göstergesidir. yemişim yani o asil duyguyu. hadi yıkıl karşımdan.

ha kapitalizm böyle bir şey işte. saçını mı uzatmak istiyorsun? uzat ama gel çalış yani ne olacak seni de böyle kabul edelim. küpe mi? o da olur yeter ki iş yap. bunun adını da özgürlük, duygu vs. koy sorun değil biz böyle de kabul ederiz. zaten sorun sen sakal ve küpeden vazgeçmezken aslında karşı olduğun şeye dönüşüyorsun bunu anlamamak. karşıtlık üzerinden kendini tanımlamamak önemli. olay bu naçizane.

not: geçen bir arkadaşımın arkadaşı ile hasbel kader tanıştım. isim vermeyeyim bir bankaya gayet iyi maaşla girmiş. eğitim gibi bir şeye katılmış şuan oradaymış. kişiye saçını şu renge boyasan daha iyi olurdu gibi şeyler bile söylemişler. yuh yani. yuh ki ne yuh. hayır buna yuh ise eğer oraya istediği şekilde gireni kim bilir nasıl sikmişlerdir kafadan. ruhunu çalmışlardır onun.
henüz türkiye sınırları içerisinde örneğine rastlanmamış erkektir. *
şube ya da ön müşteri hizmetleri gibi alanlarda çalışmayıp, bankanın operasyonel alanlarından birinde çalışan yani genel müdürlük personellerinden olan erkek modelidir. sanıldığı gibi kendisine önyargı ile yaklaşılmaz, modern görünümü nedeniyle yeniliğe açık olarak dahi değerlendirilebilir, klasik bankacı görünümlü iş arkadaşları arasından da çabukça sıyrılıp yol alabilir. değişiklik bazen artıdır. yöneticisine göre tabi...
Türkiye'deki köklü kurumsal bankalarda çalışmayan erkektir. Şayet yalan değilse, varsa, ya tırt bankalarda ( pazar payında ilk 4 e giremeyen bankalar) ya da amerikan sistemini taklit eden yabancı sermayeli, ilk fırsatta kaçan banklarda çalışıyor olma olasılığı vardır.
ikisini bir arada yürütebiliyorsa kutlanacak erkektir.
(bkz: ne yardan ne serden)