bugün

sizi gördüğünde mırıldanarak küfür ettiği anlardır. * *
para verdiği andır.
Biraz da muhalif olmalı.

insanın en iyi dostu diye bildiğimiz bu hayvanı daha nesnel yorumlarsak. insanın değil ona bakan sahibinin en iyi dostu olduğunu rahatlıkla görebiliriz. Köpek ile ilişkilerimiz birinci dereceden onun hayatında olduğumuzda iyi olur genelde. Herkesle anlaşabilen cana yakınları da çoktur. Mesela sokak köpekleri.

Bu arada köpeklerin çocuklarla anlaşma konusunda en sorunlu hayvan olduğunu belirtmeme gerek yok.

Saçma demeyin. Sahibinin çocuğuna tabii ki iyi davranacaktır. (Arada olmadığı da oluyor) Ama köpekler genellikle çocukları kendi dengi olarak görmektedir. Bu yüzden onlara itaat etmezler hatta kıskanırlar bile. Bu yüzden genelde köpek saldırısına uğrayan insanların çoğunlğu genelde çocukluk yaşlarında yaşamıştır bunu.

En eskilerden ya da en eski (hala emin değiller bu konuda) evcilleştirilen hayvan olmasından dolayı. insanla gerçekten uyumludur. Ancak insan köpeği eti ya da sütü için değil başka insanlara ya da hayvanlara karşı evcilleştirmiş ve evrimine katkıda sağlamıştır. işte burası üzerinde durulmaya değer bir nokta. Çünkü sahibinin yakın dostu onu canı pahasına korumaya programlanmıştır adeta. O zaman diğer bütün hayvanlar ya da yabancı insanların tehdit olma ihtimali yüksektir.

Kısacası sahip pembe dünyalarında yaşarken diğer insanlar için bu hiç de aynı durumda değildir. Tabii ki çok sevimli köpekler de olmuyor değil. (eve giren hırsızla oynama gibi) Ama genelleme yapıyoruz.

Zeki bir hayvandır. Ancak etrafımızda gördüğümüz ondan daha zeki olan hayvanların sayısı azımsanmayacak kadar fazladır. iki örnek vermek gerekirse karga ve domuz... Ancak bu hayvanlar insanlara hünerlerini göstermez. Neden göstersin ki zaten. insan kargadan bişey istemez, domuzdan ise yemlenip semirmesini isteyebilir ancak. Bu yüzdendir ki hayvanların karakter ve davranışlarına göre damızlıklara ayrırmadığımızdan. Domuz köpeğe göre daha başına buyruk yetişmiştir.)

insan emirlerine uyan hayvanları zeki olarak tanımlar. Ancak zeka gerçekten de bu mudur? mesela eşeğin attan çok daha zeki olduğu biliniyor. Bu yüzden inatçı gibi gelebilir ama her şeyden önce kendini düşünen muhasebe yapan bir hayvan.

Köpeğin kedi ile kıyaslanması ise, balık ile kelebeğin kıyaslanması kadar saçma bir durumdur. iki hayvanı birbirlerine üstünlükleri elbette vardır. Ancak bu üstünlük onunla yaşayacak insana göre değişir.

Ayrıca kedi hala tartışıma konusudur. Evcil mi değil mi diye. (bu evcil konusu sanıldığı kadar kolay değildir.) Bir hayvan illa insanlarla iyi anlaşıyor diye evcil denilemez. ANcak o hayvanın yavruları hiç alıştırılmadan da olsa kolayca insanlara uyum sağlayabiliyorsa ve bu nesiller boyu devam ediyorsa evcildir denilir. Ancak kedi kendiliğinden evcilleşmiş tek hayvandır.(evcil olarak kabul edersek) Bu yüzden insanın üzerinde şekillendirmesi köpeğe göre çok azdır. (bu arada bilmeyenler için doğada köpek diye bir hayvan yoktur. Köpeğin safkanı son bilgilere göre asya kurduymuş) Bu yüzden köpeğe göre çok daha özgürlüğüne düşkün ve başı buyruktur.

Kimileri kedinin bu özelliğini nankörlükle kıyaslarken, kimileri de özgürlüğüne düşkün karakterli bir hayvan olarak tanımlar. Sonuçta kedi avcı bir hayvandır. Ve kedigillerin büyük bir çoğunluğu yalnız yaşamayı seçer. Tabii ki iki hayvan da insanla ilişkiye girdiğinde son derece sıcak olurlar. hatta evcil domuz ve hatta tilki bile vardır.

Bu arada köpeklerin doğası gece sokaklarda tekrar ortaya çıkar. Ataları kurtlar kadar sosyal olan bu hayvan gruplar olusturmayı sever. (bu şekilde insanlara karşı daha tehlikeli olurlar. Çünkü toplamlarının onları güçlü kıldığını bildiklerinden dolayı insanları takmamaya başlarlar ve saldırganlaşırlar.) Bu arada pek çok uzman kurtların köpeklerin tüm cinslerinden daha zeki olduklarını söylemekteler. Sonuçta doğada yaşamak çok daha zor, ve pratik zeka ve avlanma zekası kesinlikle gerekli...

National Geographic'in bir belgeselinde, bir ev köpeğini ormana bırakırsanız yaşayamaz. Ancak evde doğmuş bir ev kedisini bırakırsanız, bir hafta aç kaldıktan sonra böcekle başladığı avcılığını tavşana kadar çıkartır demekteydi... Bu köpekleri doğasından kopardığımızdan dolayı olmaktadır tabii.. Bu arada ezan okunurken ulumaları yine kurtlara özgü bir davranışlarıdır...

Bu arada köpek besleyenlerin yarısı, diğer hayvanları besleyenlerden daha farklıdır. Bu biraz kötü anlamda farklılıktır. köpeği aksesuar ve savunma silahı ya da emirlerini yerine getiren bir hayvan gözüyle bakmaktadır.

Diğer yarısı ise gerçekten hayvan sevgisi ile beslemektedir. bazı gelişmiş ülkelerde hayvan sahiplerini sıkı kontrollerle takip ederler. Psikopat bir adamın köpeği de psikopat olacağı için. Bunun önüne geçmek kontrollerle olur. hayvan dayak yemekte mi dövüştürülüyor mu diye.

Köpeği biz yarattık (kurttan) ve en çok bize benziyor. Bu yüzden çok asil ya da abartıldığı kadar dost olduğuna inanmıyorum. Ancak sahibine olan bu dostluğu genelleyemeyiz.

Dünyada hayvan saldırılarından ölen insanlar bilin bakalım en fazla hangi hayvandan ölüyor?

köpekbalığı mı? en büyük ironi bu zaten köpekbalığı çok ama çok aşağılarda yer almakta Arıdan bile daha aşağıda...

Fil, kurt, kaplan daha sayamadığım bütün bu hayvanların saldırıları köpeğinkinden çok daha aşağıda...

Tabii ki bu hayvanlar köpekler gibi insanlarla iç içe yaşamıyorlar bu etkili ancak köpeğin dost canlısı bir hayvan yakıştırmasını (ki büyük bir payını kesinlikle karşılyor) yaparken iki kere düşünelim.
böyle dudağının kenarında bir tebessüm, gözleri güneşten daha aydınlık bir şekilde bana baktığı anlardır.
yok öyle bir an.
ata binerken çarpışmada düştüğümde, o arada gördüğüm bana koşuşu.. senelerdir unutamam. Hatta küçükken, kızdığımda aklıma gelirdi.*
kendisi ile tartıştıktan sonra "sen benim ilk göz ağrımsın ne kadar değerlisin bilemezsin" demesi...
taksitlerinin,ödemelerinin biraz yoğun olduğu bir dönemde,aslında çok da lazım olmadığı halde öyle laf olsun diye "ya baba ben yeni bir laptop istiyorum,bu eskidi baya" dediğiniz zaman "ne laptopı kızım şimdi,bi tomar ödemem var,zamanı mı?" demek yerine "olur kızım,bakalım birşeyler ayarlamaya çalışırız.senin canın sağolsun" deyip güven veren naif gülümsemesini sunduğu an.
telefon açtığında ''gene ne var'' diye bagırdığı andır.
karnımda tekmelemekte ve debelenmekte olan minik evladım uyutmadığında istediğim kadar söyleneyim durmuyor velet! ama babası karnıma el koyduğunda sabaha kadar kımıldamıyor bile. baba sevgisi kız olmasından kaynaklanıyor sanırım. kendi babam içinse ağladığımda "ağlama kızım sen ağladığında ben daha kötü oluyorum" diyerek yanımda derdimi dinlemesi.
Hiç görmediğim ve görmeyeceğime de emin olduğum ve öyle bir şey olmadığına inandığım durum.
17 yaşına kadar bir kez sebepsiz öpmemiş babamın öldüğü gün evden çıkarken üstümü örtüp alnıma bir öpücük koymasını bu anların en değerlisi olarak sayıyorum. seni çok seviyorum babacığım mekanın cennet olsun.
al yavrum sana 1000 lira. git istediğin kıyafeti al. ben senin için çalışıyorum yaw demesini umduğum andır.
evde bir aydır ne zaman döneceğimin teranesi çalındığı halde, iki ay sonra arayıp ''ne zaman geliyon bakayım, yapılacak bir şey var mı?'' diye sorduğu andır.
gecenin bir yarısı alnınızda hissettiğiniz öpücük.
evladı öss yi kaznadığını açıklar ve babanın gözünden 2 damla yaş süzülür. o an evladın ergenlikten çıktığı andır. ve ergenken babasına karşı geldiği üzdüğü sert çıktığı günlere lanet eder.
vefatından sonra erkek bile olsanız sol framede baba yazısını gördükten sonra gözlerinizden yaş süzülmesi. Telefonda hala babam olarak kayıtlı olması. iletilmesede ona sürekli mesaj atmak çok seviyorum baba seni. Ağlattınız lan sözlük akşam akşam...
Eğer siz onun ilk göz ağrısı biricik kızıysanız veda ederken ya da edemezken gözlerinize bakamadığı andır.
gerizekalı bir doktorun boğazınızdaki bir yağ bezesi için "valla kanser olabilir ameliyat şart en az bir hafta hastanede yatırmalıyız" demesinden sonra dükkana gidince daha önce anneyle konuşan babanın beti benzi atmış bir şekilde dükkanın önünde başı avuçları arasında oturduğunu gördüğünüz andır.
arabasını verdiyse tamamdır arkadaş.
ilk tokadı yediğimde benimle birlikte onunda ağlaması..*
yirmi küsür yaşınızda olmanıza rağmen evde onun yanından geçerken kıçınıza, ensenize, sırtınıza vurması ve sıvazlaması...
sarılmasıdır. eğer hep yapmıyorsa.
her hasta olup doktora gittiğimizde ,ki bu nezle bile olsa, önemli bir şey olmadığını öğrendiğinde gözlerinin dolması... benim babam bi' tane!
"get deyen o dillerim gopaydı"
(bkz: babam ve oğlum)
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar