bugün
- 195 lik erkek olarak 150 lik kızla çıkmak9
- israil'in refahta sivil çadırlarını vurmasi23
- online 28 yazar şu an ne yapıyor22
- fenerbahçe'nin gs'nin balonunu patlatmış olması20
- sevgiliyle uyumak8
- müslümanların anadili arapçadır10
- icardi190511
- abberrline8
- astrolog meral güven20
- galatasaray ın verilmeyen penaltısı9
- mauro icardi18
- dilan dere ile evlenmek10
- hadise'nin külotla marş söylemesi9
- hamas9
- para bok huzur yok10
- albay kemal11
- okan buruk'un rakiplerine küfür etmesi10
- galatasaray'ın hakemleri kutlamalara çağırması11
- neden yazarlık yapıyorsunuz23
- kur an çevirisi yapmanın haram olması18
- true karı mı9
- satrançta oyuna beyazın başlaması8
- emre belözoğlu14
- galatasaray19
- mert hakan yandaş18
- fenerbahçe12
- ismail kartal11
- 2023 2024 sezonu süper lig şampiyonu galatasaray16
- ergin ataman13
- pornhub com10
- fenevin üzerindeki trabzonspor laneti8
- fenerbahçe taraftarı12
- evlenmelik sözlük erkekleri27
- beşiktaşın en kötü sezonunda bile kupa alması9
- ikizler burcu erkeği10
- karşı cinste çekici gelen özellikler19
- hangi süper güce sahip olmak isterdiniz12
- aslolan fenerbahcedirin anlık suratı10
- nihavend longa8
- sokak hayvanları uyutulacak9
- yazarların bugün içtiği sigara sayısı20
- 26 mayıs 2024 konyaspor galatasaray maçı10
- mika raun'un gelinlik giymesi12
- istanbul'a taşınmak isteyenler için tavsiyeler14
- true bekarsa ispatlasın13
- sözlükteki en sapık 10 yazar16
- fettullah gülen'in ölmesi22
- ölen arkadaşın karısının seksi olması9
- namaz kılan kemalist fayda görür mü11
- fenerbahçe amblemindeki ot9
- "Quo vadis, Domini?"
Yakalanacağını anlayınca Roma'dan kaçan havarî Petrus'un yolda giderken kendisiyle karşılaştığı Efendisi isa'ya merak ve heyecan içinde sorduğu sorudur bu!
- "Efendim, nereye gidiyorsunuz?"
Hz. isa'nın bakışlarında incinmişlik, sesindeyse sitem dolu bir hüzün vardır:
- "Roma'ya!"
Gözleri faltaşı gibi açılmış bir hâlde "Niçin?" diye sorar Petrus, şaşkın şaşkın...
isa, o mağrur, o mazlum bakışlarını vakarla yere indirir ve dudağının kenarına ilişen acı bir tebessümün eşliğinde şöyle der:
- "ikinci kez çarmıha gerilmek için!"
incinmiş bir sevgilinin, âşıkına en kahredici cilvesi, her hâlde, ona sadakatinden kuşkulandığı îmasında bulunmasıdır.
iki sevgili arasında tarihin nadiren tanık olacağı en iç acıtıcı sahnelerden biridir bu! Hissedildiğini gösterecek tek alâmet ise iki damla gözyaşı!
Petrus işareti almıştır. Ağlayarak Roma'ya geri döner ve yakalanır ve çarmıha gerilir. Üstelik başaşağı.
Kurban göğün nazarına sunulmuştur ya, artık kuzularının uğruna Efendi'nin kendisini ikinci kez feda etmesine gerek kalmamıştır.
Baki olan, sadece aşka hürmet ve sadakattir.
Aziz Petrus'un çarmıha gerilişi, birçok sanatçı (msl. Massacio, Michelangelo, Caravaggio, Guido Reni, Giordano) tarafından farklı ayrıntılar öne çıkarılarak resm ve tasvir edilmiştir.
Bu sanatçılar arasında, belki de sanat tarihinin en huysuz, en kavgacı, en serserî ressamı olan Caravaggio'nun isminin altına bir mim koyalım.
Koyalım, çünkü kendisine "câni ressam" bile denilmiş bulunan Caravaggio'nun bu şah-eseri tek kelimeyle bir istisnadır, bir şahikadır.
Petrus'u resmederken ulaştığı zirveye bugüne yüz sürebilmiş bir başka sanatçı var mıdır, hakikaten, hatırlamakta güçlük çekiyorum.
Eleştirmenler birbirinden farklı beğeni ölçütleri kullanırlar Caravaggio'nun mezkur eserini yorumlarken. Oysa biz burada muhtelif eleştiri teknikleriyle vakit kaybetmeyeceğiz ve sadece birkaç ayrıntıya dikkat çekmekle yetineceğiz.
Önce, Aziz Petrus'un bazılarına göre, Efendisine hürmeten! çarmıha başaşağı gerildiğini hatırlayacağız.
Sonra, dikkatlice şehîdimizin çehresine bakacağız. O yaşlı yüzdeki teslimiyete. Sabırla mermere hâkedilmişcesine yüz çizgilerinden yansıyan o izzet ve vakara. "Hadi şu işi bir an önce bitirin de sevgiliye kavuşayım!" der gibi bakınan inançlı gözlerin derinliğine. O derinliklerden ışıyan tevekkül ve sükûnete.
Zahmet edip resme atf-ı nazar eyleyen her talibin, ancak sadakatini isbat eden âşıklarda rastlanabilecek o müsterih yüze odaklanmaktan başka yapabileceği pek bir şey yoktur.
Bu eser mâtem hâlindeki zayıf yürekleri ısıran kara bir ağıt değil! Yasını tutacakların yaralı gönüllerine ürperti düşürecek mutaassıb bir tebliğ gösterisi ise hiç değil!
- "Quo vadis, Domini?"
Bakışları o çehreyle meşgul olanın kulağında çınlayacak olan da hep bu ifadedir.
- "Efendim, nereye gidiyorsunuz?"
Dikkat ettiniz mi bilemiyorum ama menkıbede Hz. isa'nın cevabına mukabil Petrus'tan sadır olan sözlü bir karşılık kaydedilmemiştir.
Caravaggio, Petrus'un sükûtunu, âdeta çehresindeki teslimiyet ve tevekkülle seslendirmiştir.
[Aslında, "gördüğüm, sevgilinin yanına gideceğini bilen bir âşıkın umarsızlığı" da diyebilirdim.]
Bil ki ey talib, âşıkın hâlinde gaflet olmaz! Başka bir deyişle, âşık aslâ gafil olmaz!
Aşk vadisinde yapılmış ve yapılacak olan en küçük hatanın hükmü daha baştan bellidir: ihanet!
Sadakatin zıddı yani.
Aşık hata yaparsa, yani gözlerini kapar ve bir anlığına bile uyursa, aşka ihanet etmiş olur. Yani hesap ederse, yani akleder ve düşünürse...
Akıldan yardım almaksızın hiçbir hain ihanet edemez! Aşık ise akıldan özgür olandır; aklı terketmiş bulunandır. Hesap kitap nedir bilmez o! Bilmeye başladığı an, aşk libasından soyunmaya başlamış demektir. Aşıklar aldanırlar belki ama asla aldatmayı beceremezler.
- "L'homme est né libre, et partout il est dans les fers."
Jean-Jacques Rousseau'nun ünlü eseri Du Contrat Social (Toplumsal Sözleşme) işbu cümleyle başlar:
- "insan özgür doğar, ve fakat her yerde zincirleriyle yaşar."
Ey talib, ben de diyorum ki, zincire vurulmayı göze almazsan aslâ Tanrı'ya inanamazsın.
Aşık olmak demek, zincire vurulmak demektir. Sevmek demek, sevgisiz ellerce çarmıha gerilmek demektir. Senin anlayacağın, aşk, özgürlükten vazgeçmek demektir.
ikide bir inandığını söyleyip durma da göster bana, hani, prangaların nerede? Nerede zincirlerin?
Madem inanıyorsun, o hâlde niçin Roma'dan kaçıyorsun?
(bkz: dücane cündioğlu)
Yakalanacağını anlayınca Roma'dan kaçan havarî Petrus'un yolda giderken kendisiyle karşılaştığı Efendisi isa'ya merak ve heyecan içinde sorduğu sorudur bu!
- "Efendim, nereye gidiyorsunuz?"
Hz. isa'nın bakışlarında incinmişlik, sesindeyse sitem dolu bir hüzün vardır:
- "Roma'ya!"
Gözleri faltaşı gibi açılmış bir hâlde "Niçin?" diye sorar Petrus, şaşkın şaşkın...
isa, o mağrur, o mazlum bakışlarını vakarla yere indirir ve dudağının kenarına ilişen acı bir tebessümün eşliğinde şöyle der:
- "ikinci kez çarmıha gerilmek için!"
incinmiş bir sevgilinin, âşıkına en kahredici cilvesi, her hâlde, ona sadakatinden kuşkulandığı îmasında bulunmasıdır.
iki sevgili arasında tarihin nadiren tanık olacağı en iç acıtıcı sahnelerden biridir bu! Hissedildiğini gösterecek tek alâmet ise iki damla gözyaşı!
Petrus işareti almıştır. Ağlayarak Roma'ya geri döner ve yakalanır ve çarmıha gerilir. Üstelik başaşağı.
Kurban göğün nazarına sunulmuştur ya, artık kuzularının uğruna Efendi'nin kendisini ikinci kez feda etmesine gerek kalmamıştır.
Baki olan, sadece aşka hürmet ve sadakattir.
Aziz Petrus'un çarmıha gerilişi, birçok sanatçı (msl. Massacio, Michelangelo, Caravaggio, Guido Reni, Giordano) tarafından farklı ayrıntılar öne çıkarılarak resm ve tasvir edilmiştir.
Bu sanatçılar arasında, belki de sanat tarihinin en huysuz, en kavgacı, en serserî ressamı olan Caravaggio'nun isminin altına bir mim koyalım.
Koyalım, çünkü kendisine "câni ressam" bile denilmiş bulunan Caravaggio'nun bu şah-eseri tek kelimeyle bir istisnadır, bir şahikadır.
Petrus'u resmederken ulaştığı zirveye bugüne yüz sürebilmiş bir başka sanatçı var mıdır, hakikaten, hatırlamakta güçlük çekiyorum.
Eleştirmenler birbirinden farklı beğeni ölçütleri kullanırlar Caravaggio'nun mezkur eserini yorumlarken. Oysa biz burada muhtelif eleştiri teknikleriyle vakit kaybetmeyeceğiz ve sadece birkaç ayrıntıya dikkat çekmekle yetineceğiz.
Önce, Aziz Petrus'un bazılarına göre, Efendisine hürmeten! çarmıha başaşağı gerildiğini hatırlayacağız.
Sonra, dikkatlice şehîdimizin çehresine bakacağız. O yaşlı yüzdeki teslimiyete. Sabırla mermere hâkedilmişcesine yüz çizgilerinden yansıyan o izzet ve vakara. "Hadi şu işi bir an önce bitirin de sevgiliye kavuşayım!" der gibi bakınan inançlı gözlerin derinliğine. O derinliklerden ışıyan tevekkül ve sükûnete.
Zahmet edip resme atf-ı nazar eyleyen her talibin, ancak sadakatini isbat eden âşıklarda rastlanabilecek o müsterih yüze odaklanmaktan başka yapabileceği pek bir şey yoktur.
Bu eser mâtem hâlindeki zayıf yürekleri ısıran kara bir ağıt değil! Yasını tutacakların yaralı gönüllerine ürperti düşürecek mutaassıb bir tebliğ gösterisi ise hiç değil!
- "Quo vadis, Domini?"
Bakışları o çehreyle meşgul olanın kulağında çınlayacak olan da hep bu ifadedir.
- "Efendim, nereye gidiyorsunuz?"
Dikkat ettiniz mi bilemiyorum ama menkıbede Hz. isa'nın cevabına mukabil Petrus'tan sadır olan sözlü bir karşılık kaydedilmemiştir.
Caravaggio, Petrus'un sükûtunu, âdeta çehresindeki teslimiyet ve tevekkülle seslendirmiştir.
[Aslında, "gördüğüm, sevgilinin yanına gideceğini bilen bir âşıkın umarsızlığı" da diyebilirdim.]
Bil ki ey talib, âşıkın hâlinde gaflet olmaz! Başka bir deyişle, âşık aslâ gafil olmaz!
Aşk vadisinde yapılmış ve yapılacak olan en küçük hatanın hükmü daha baştan bellidir: ihanet!
Sadakatin zıddı yani.
Aşık hata yaparsa, yani gözlerini kapar ve bir anlığına bile uyursa, aşka ihanet etmiş olur. Yani hesap ederse, yani akleder ve düşünürse...
Akıldan yardım almaksızın hiçbir hain ihanet edemez! Aşık ise akıldan özgür olandır; aklı terketmiş bulunandır. Hesap kitap nedir bilmez o! Bilmeye başladığı an, aşk libasından soyunmaya başlamış demektir. Aşıklar aldanırlar belki ama asla aldatmayı beceremezler.
- "L'homme est né libre, et partout il est dans les fers."
Jean-Jacques Rousseau'nun ünlü eseri Du Contrat Social (Toplumsal Sözleşme) işbu cümleyle başlar:
- "insan özgür doğar, ve fakat her yerde zincirleriyle yaşar."
Ey talib, ben de diyorum ki, zincire vurulmayı göze almazsan aslâ Tanrı'ya inanamazsın.
Aşık olmak demek, zincire vurulmak demektir. Sevmek demek, sevgisiz ellerce çarmıha gerilmek demektir. Senin anlayacağın, aşk, özgürlükten vazgeçmek demektir.
ikide bir inandığını söyleyip durma da göster bana, hani, prangaların nerede? Nerede zincirlerin?
Madem inanıyorsun, o hâlde niçin Roma'dan kaçıyorsun?
(bkz: dücane cündioğlu)
neron roma'yı yaktığı için aşkı yanmasın diye kaçan insana bihaber bir şekilde söylenen sözdür.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar