bugün

belki bu söylediğim çok saçma gelebilir size, ama türk milletinin ne kadar dejenere olduğunu, türkiye de ki çeşitli meslek gruplarında çalışan insanlar rahatlıkla görebilir.

örneğin turizm. yıllardır turizm sektöründe çalışıyorum ve turizm sezonunda çalışmayanlar bunu anlayamazlar. çalışanlar da türk milletinin ne kadar aşağılık duygusu ile yaşadığını bilir.

turizm sektöründe çalışanlar, türkler dahil hiç bir millet türk misafirleri sevmez. sadece türk dediğime de bakmayın, türkiyede yaşayan türkler diyeyim ben size.

- türk girişlerinin çok olduğu gün çalışanlar; "baş belaları geliyor" derler.
- ben de türküm ama türklerden nefret ediyorum sözünü çok kere duyarsınız.

Türk misafirle aynı asansörü kullandığınızda türk misafir geride bile olsa ilk önce çıkmaya çalışır ve çarpsa dahi özür dilemez, fakat yabancı misafire inmesi için öncelik verdiğinizde tüm ailesi bu inceliğiniz için teşekkür eder.

Türk misafir kendisine öncelik tanındığı halde öncelik tanınmadığını iddia eder ve market, spa ve hatta barda dahi türk olduğu için ayrıcalık bekler.

en güzel odalar türklere verilmeye çalışıldığı halde, iyi odaları yabancılara veriyorlar en kötü odaları bize veriyorlar diye çığırtkanlık yapar.

barmanden içki istemesini bilmez, sıcaklık göstermez ve bunun sonucunda barman kendisi ile muhabbet etmeyince; türklere ilgi göstermiyorlar hep yabancılarla muhabbet ediyorlar diye çığırtkanlık yapar.

bunlara daha bir sürü şey eklenebilir...

medeni ve çağdaş olmak tatile çıkabilmek, eşine bikini giydirmek değildir. önemli olan tatil kavramından ne anladığın ve bu kavramı yaşarken nasıl davrandığındır.

sözlerim eminim bir çok insana anlamsız geliyor. dilerim bir gün bu gözlem imkanına ulaşırsınız.
türk milleti'nin çok kolay arabeske sarma ve çirkefe yatma katsayısıyla doğruluğu kolayca anlaşılabilir önerme. benim kanaatime göre de büyük ölçüde doğrudur.
iki duygu arasında ciddi ve derin git-gellerimiz var:
Aşağılık ve büyüklük kompleksi.
(bkz: türksün di mi)
(bkz: kişi kendinden bilir işi)
"ne batıyı tanıyoruz ne doğuyu... en az tanıdığımızsa kendimiziz. biz müslümanlığından, doğululuğundan,türklüğünden utanan, tarihinden utanan, dilinden utanan şuursuz bir yığın haline geldik.." sözüyle cemil meriç üstadın damarına bastığı konu. burda da belgeselden güzel bir bölüm var.

http://ulu.so/usclys

(bkz: türkiye nin ruhu cemil meriç/#13703869)
öyleyiz tabii...bizim futbol takımlarımız içeride kayserispor´a falan karşı kök söktürür, ingilizlere karşı da ayakları panikten birbirine dolanır 8 tane yer gelir.
o bile bunun göstergesidir.

bunun dışında kendi değerlerini hakir görmeye başlamışsın sen. senin atan kebap erbabıyken mcdonalds´a , kahve osmanlı´dan batıya geçmiş, ama sen starbucks´a yazılmışsın. bi de bunu "hava yapma" vesilesi olarak görüyosun. olay orada zaten.

git bakiim o koskoca paris´te kaç tane mcdonalds var? benim bildiğim valla benim bildigim 3 tanedir, ki büyük kısmını da bilirim. adam kendi yemeğini yer, kendi şarabını içer.

başkalarına kapılarını kapamıycaksın ama, onların her haltını da seninkilerden daha üstün saymayacaksın. bizim 72 yaşında bi alman arkadaşımız var, adam övünçle " mcdonalds benden tek euro kazanamadı daha" demişti bize...o da biraz aşırı uç tabii..ama ne demek istediğimi anlamışsındır.