bugün

bu olayın en çok yaşandığı gelişimi anlatıyorum.

-sahilde (tercihen üsküdar sahili) yürürken, bu güzel manzara karşısında bir sigara yakmak, keyiflenmek istersiniz.

-sigara paketinizi (tercihen winston soft) cebinizden çıkarıp bir dal sigara alırsınız ve ağzınıza yerleştirirsiniz.

-ardından paketi usulca cebinize sokarsınız. ve çakmağınızı çıkartırsınız.

-bir iki çakıştan sonra çakmak, deniz rüzgarından dolayı yanmaz.

-bir elinizle set yaparak yakmaya çalışırsınız, bir süre sonra yakarsınız.

-ilk nefesi kız kulesine doğru bakarak, içli bir şekilde çekersiniz. (bu sürelerde sigaranın filtre kısmı dudakla seviyeli bir ilişki yaşamaya başlamıştır bile.)

-elinizi ağzınıza yaklaştırırsınız, işaret ve orta parmağınızla sigarayı kavrarsınız.

-(işte zurnanın jasdkhflkasd dediği yer burası.) sigarayı tam ağzınızdan alırken, sigaranın dudağa yapıştığını fark etmezsiniz. sigaraya çok bastırmadan çektiğiniz için parmaklarınız kayar ve tam sigaranın köz olan kısmında durur. ayrıca filtre de dudağa yapışmıştır ve bir kısmı dudaktan kurtulur, bir kısmı dudaktan aşağı sarkar.

-hem eliniz yanmış olur hem de dudaklarınızda tüm gün boyunca acıyacak bir yara çıkmış olur.

-hayata lanet edersiniz, bulunduğunuz yerin hiçbir anlamı kalmaz, dünyaya küser, sigara için de hay amk diye bir küfür sallarsınız.

-etrafınızda bu olayı gören var mı diye küçük bir bakış attıktan sonra, sigarayı yanmayan elinizle tutup, dudağınızın acımayan yerinden çekerek yürümeye devam etmek zorunda kalırsınız.