bugün

o musluktan su içmenin içine sinmediği andır bir daha içinden o musluktan su içmek gelmez.
çocukken, maç sonrası yapılması bi derece mantıklı olabilecek hareket. tabii artık çeşme suyu içemiyoruz mirim.
çeşme suyu tadının rahatsız etmediği bir insanın yapabileceği iştir.
''kana kana içmek'' deyiminin hayat bulduğu, doruklarına kadar hissedildiği eylemdir. suya kavuşmanın verdiği iştah, karnınız şişinceye kadar yüklenmeniz demektir. suyun soğukluğunu, boğazdan aşağı doğru inerken verdiği keyif ve duruluğu '' hayat bu be '' dedirtir.
musluk sadece kişiye aitse, afiyet olsun. ama değilse, uyarıyorum onu burdan. en tiksindiğim 3 şeyden biridir.
daha çok köylerde yol üstünde bulunan çeşmelerden gerçekleştirilen eylemdir. tadı bir başkadır.
onur akın'ın bir şarkısında geçen mısramsıdır;

ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi;

öncesinde de;

"seviyorum seni,
ekmeği tuza banıp, banıp yer gibi" der
"atlara su veriyorum" der.
nasıl bir sevgidir hem kahvaltı yapıp hem hayvan yemler; nasıl bir sevgilidir iki eylemi de yaparken hatırlanır.
içinden içilebilecek su akan musluk bulmanın imkansızlaştığı ülkemde yapılamayacak aktivite.
Nazım Hikmet'in muhteşem bir dizesidir.

Edit: harf hatası değil.
seviyorum seni
ekmeği tuza banip banip yer gibi
geceleri ateşler içinde uyanarak
ağzımı dayayip musluğa su içer gibi.
iki buçuk litrelik şişeyi kafaya dikmekten daha kibarcadır.
günümüzde ütopik kalan çocukluk anılarından yazık ki sadece bir tanesidir.