bugün

aç kalan zengin ama büfesiz insanın yapacağı davranıştır.

nasıl anlatsam bilemiyorum, derin bir soğuğun bünyemi etkilediği bir gündü. sadece dağa çıkmak, kültür düzeyimi zirvelere entegre etmek istiyordum. lakin soğuk iyice kendini gösterince dağda bir başıma mahsur kalmıştım. başıma gelmedik kalmadı. önce bir ayıyla karşılaştım, boz ayı üstüme bir aslan gibi atlamıştı, pençelerini suratıma suratıma geçiriyor, narin sıfatımı perşembe pazarı gibi fakir bir pazara çeviriyordu. cebimden çıkardığım isviçre çakısı ile ayının boğazına tornavidayı geçirdim, diğer 32 bıçakla da çeşitli yerlerinden yaraladım kendisini, tabii öldürmedim, parası neyse verip veterinere git dedim.

akabinde midem kazınmış, bir taşın üstünde havanın durulmasını bekliyordum. lakin vakit daralmıştı, gerçekten yiyecek bir şeyler bulmam lazımdı. keşke ayıyı göndermeseydim, pişirip yerdim. ama çok geçti, cebimden çıkardığım tamı tamına bir fakirin 1 yıllık ev kirası niteliğindeki parayı karla karıştırıp bir güzel yedim. o gün yine 'param' sayesinde kurtulmuştum. görün işte azizim, 'açlık' insana neler yaptırıyor yahu.

bu da böyle bir anımdır sayın ulu.
bir beslenme türüdür.
(bkz: nerden aklina geliyo bu espriler)
(bkz: gul gul olduk)
(bkz: allah iyiligi versin)