bugün

not: başlık aslında "abazanlığı sevgi zannetmek" olacaktı fakat, abazanlarla ilgili başlık açılmaması konusunda otomatik bir uyarı alındığı için bu şekilde açılmıştır.

bayanlarda görülme olasılığı yok denecek kadar az olan, genel olarak erkeklerin bazılarında görülen zannetme olayıdır...

burada büyük olasılıkla er kişi olan, beyini henüz yeterli olgunluğa ulaşamamış bir şahsımız vardır... bu şahıs sevgilisine ilişkileri boyunca dengesiz tavırlar sergiler, dönem dönem de tabir-i caizse hayvan gibi davranır... ancak çiftmizin ilişkilerinde iyi giden bir cinsel yaşamları vardır. velhasıl kelam er kişi, bir dönem sonra kendisini brad pitt zannetmeye başlar çok daha muhteşem bir hatun bulma kesinliği içerisinde, hatun kişiye yol verir... bu yol verme işlemini de öyle gayet medeni değil, hayvani yapar... veya hatun kişi elamanın bu davranışlarından bıkar elemana yol verir, eleman da "nasıl olsa geri döner" veya "nasıl olsa daha iyisini bulurum" mantığı ile bu yol verme olayını penisine takmaz...

film buradan sonra değişik bir hal almaya başlar... elamanın brad pitt olmadığı ortaya çıkar... ya hiç kimseyi bulamaz, ya bulduğu hatun elemanın dengesiz tavırlarından bıkar erkenden yol verir, ya da bulduğu hatun amiyane tabirle vermeyince hatuna yol vermek düşer... çünkü ortada cinsel organın fayda maksimizasyonunun düşüklüğü mevcuttur... fayda maksimizasyonu güden öküzümüz, pardon elemanımız, cinselliği dilediği gibi yaşayabildiği eski sevgilisinin rıhtımına yanaşmak için kürekleri çekmeye başlar... bu kürek çekme olayı sırasında, "özür dilerim"ler, "hatalarımı biliyorum bir daha yapmayacağım"lar, "seni seviyorum"lar, "sana aşığım"lar, "benimle evlenir misin?"ler havada uçuşur... romantizm üst seviyededir... tabi, bu blöfü görmeyip, er kişiye koşan hatunlar çokcadır... ve bu koşa koşa giden hatunun, elemanın işi bittikten sonra arkasına baka baka dönmesi muhtemeldir... hatta geri dönüş operasyonunda kendisini eleştiren arkadaşlarına "ama artık akıllanmış, o beni çok seviyooo, ben de onu seviyorummm" cümlesiyle savunma yaparlar...

blöfü görmeyip, seven ancak, gururunu daha ön planda tutan hatunlar elemanı denemeye alırlar... her türlü teklifi reddedilir ancak, kafada "acaba akıllandı mı?" sorusu olduğundan açık kapı bırakılır... velhasıl uzunca bir süreden sonra testi başarıyla geçen er kişiye hatun kişi geri döner... tabi er kişinin çok sağlam oynaması hatun kişinin gözünden kaçabilir...

blöfü gören ve direkt olarak kapıları kapatan hatun ise büyük bir baskı altına girer... telefon trafiği, mail trafiği, mesaj trafiği hatun kişiyi bunaltsa da, er kişiye kapıyı kapatmıştır... ancak er kişinin azmışlık seviyesi üst noktalara tırmandıkca, daha da hırslanır, daha fazla baskı uygular, hatta terbiyesizleşebilir... bununla beraber, kendisini acındırma çabaları, ölümcül hastalık numaraları, hastaneye kaldırılma gibi yeşilçam hikayeleri de yapılanlar arasındadır...

sonuç olarak bu zannetme olayında, ya hatun kişi zart diye verir, "yorgan gitti, kavga bitti" olayı neticesinde, hatun kişi yeni bir hüzün dalgasına maruz kalır, ya eleman harbiden akıllanmıştır -ki, bu çok çok düşük bir ihtimaldir- mutlu bir dönem başlar, ya da hatun kişi hiçbir şekilde vermez, ne gönlünü ne de küçük kaygan deliğini... vermeyince de, elemanın psikolojisi iyice bozulur, sevmediği halde, aşık olmadığı halde, sırf elde edemediği için, hatun kişiyi sevdiğini, ona deliler gibi aşık olduğunu zanneder...
şehveti sevgi zannetmek kibarcasıdır ama aşık olan kişi şehvet duyamaz mı? freud'a göre şehvet amacına ulaştı mı ortadan kalkar o zaman da insan anlar aşık olup olmadığını.....