bugün

sanırım en iyisi bir erkek tarafından bu olayın anlatılması ki yanlış kanılara varılmasın. toplanın şöyle yamacıma anlatayım size;

kadınların bildiklerinin aksine erkekler öyle “neyse bu bitti. sıradaki nerde?” diye düşünmez ya da hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam etmez. o üzüntüsünü, acısını yalnızken yaşar. içine atar çoğu şeyi. yalnız kaldığı zamanlarda onun resimlerine bakar, anıları teker teker düşünür, hatta oturup ağlar. sonra en yakın dostu alkol olur. tembelliğinden değil, rüyasında onu görme ümidiyle sık sık uyur. uyanık olduğunda düşünmemeye, acı çekmemeye çalışmak için arkadaşlarıyla buluşur onu yapar, bunu yapar, oyun oynar. derdini de anlatamaz çünkü toplumun yüklediği bir görev vardır erkeğe. erkek ne olursa olsun sağlam durmak, zayıf gözükmemek ve duygularını göstermemek zorundadır. ondandır ki bırakın kadın olanları, erkek olan arkadaşlarından bile gizler aslında hissettiklerini. en yakın arkadaşı bilir/bildiğini zanneder ama gerçekte o en yakın arkadaşın/kankanın vs. bildiği sadece iceberg in görünen kısmıdır.

işte bu sebepler yüzünden erkek ve ayrılık sonrası hissettikleri genelde yanlış anlaşılmaktadır, erkekler umursamaz, erkekler ağlamaz tarzı genellemeler atılır ortaya.

ps. ha tabii ki her erkek böyle midir? değildir. her ayrılık koymaz, her erkek duygularını saklamaz. bir de bazı kesim gerçekten bu yapılan tespitlerdeki gibidir. hiç kimseyi, hiçbir ayrılığı umursamaz. onlarla ilgili yorum yapmaya gerek yok. genellemeler zaten yeterli.
Eğer ayrılan bensem ya ortada karşı tarafın zarar göreceği bir durum vardır ya da imkansız vardır. Sonrasında kahrolurum zaten 1 kez yaşadım çok ağırdı umarım birdaha olmaz.
görsel
arkadaş grubuna “hangi pavyona gidiyoruz?” diye sorar.
o kimseyi ilgilendirmez çünkü artık beni de ilgilendirmez.
hiçbir şey. erkekler pek hisli varlıklar olmadığı için, instagram'dan başka bir kıza mesaj atar.