bugün

tabii ki bir ebue klasiğidir.

Maç esnasında Ebeu ayağına çok sert bir darbe alır ve spiker aynen şunu söyleyerek beni ve izleyenleri yarmıştır;

" Aman allahım ebue ayağına çok sert bir darbe alıyor ve, ebue yüzünü tutuyor "
(bkz: burak yılmaz)
futbolcunun adını bir türlü söyleyememekten daha beter değildir. hadi ebue neyse de ebeu ne lan?

(bkz: eboue)
geseli futbolcudur. gesede bir tane düzgün futbolcu olmaz mı arkadaş, biri uzun atlamacıdır, her maç atar kendini yere. biri ayaına darbe gelir yüzünü tutar saatlerce yerden kalkmaz. rakibe dirsek atmalar, kendini yere atmalar, hakemi kandırmaya çalışmalar. ne ararsan var şikeci gesede. ha bütün bunlara rağmen temiz futboldan bahsederler. Danny Truva atını gördük, sayesinde penaltı kazandınız.
akıllara 2002 dünya kupasında türkiye brezilya maçındaki rivaldo'yu getirir.
galatasaray camiasında futbolculara öğretilen bir kursun ürünü olan harekettir.

aslına bakılırsa geçmişe bakıldığında bu hareketi yapan futbolcuların hep galatasaray'dan çıktığını görebilirsiniz. nedeni fatih terim'den gelen bir ekol olmasıdır. yani bunu onlara aşılamıştır. sonra da gelenek haline gelmiş ve tüm yabancı futbolculara öğretilmiştir. veya buna meyilli olan futbolculara yapmaları konusunda telkinde bulunulmuştur. melo ve ebue gibi andaval topçular gibi. arif erdem'den de kalan bir ekolde, karşı takımın futbolcusunun daha ayağı değmeden 1000 mil öteden sniper la vurulmuş gibi bir anda yere düşerlerdi. bu miras burak yılmaz'a kaldı arif'ten. bu ekol gerekli tedbirler alınmadığı için böyle devam edecektir.