bugün

yazarın biri ayarın allahını vermiştir, oturduğunuz koltuktan düşer gibi olmuş içinizi hırs kaplamıştır. ayar neymiş göstereyim dersiniz, entrylerini teker teker okumaya başlarsınız, bir türlü ayar verecek entry bulamazsınız, tam bir tane denk gelir bir bakarsınız ayarı zaten çoktan başkası vermiştir ona. sonra şansınıza küsüp entrylerini eksilersiniz, biraz da olsa içiniz rahatlar.
(bkz: bir seri eksi oy veren ibnenin günlüğü)
düşmanı iyi tanımaktır. açık aramak ve zaaflarını öğrenmektir tabi ki yersen.
(bkz: ayar vermeden önce yazarı incelemek)*
ders çalışmaktır.
köpekler gibi koklayarak sahibinin avladığı kuşu bulmaktır.* yine de bu hırs bazen iyidir, bazen ise deliliğe yol açar.
(bkz: bakıyorum bakıyorum ayarı bi türlü veremiyorum)*
(bkz: osman sınav bir ayarcının anatomisini sunar)
ayarı yedikten sonra seri eksi oy veren ibneye dönüşmeyip efendi efendi savunduğu veya çürütmek istediği fikri,kavramı veya olguyu karşısındakinin varsa tutarsız söylemlerinden örnekler vererek kendi yanlışlarının da eleştirisini yapabilen elleri öpülesi takdir edilesi kişidir.
bir yazar arkadasimizin 'sen hep benim yazilarimi mi okuyorsun? diye sordugu,itiraf edeyim heryerde o var. ama kesinlikle ayar amacli okuyup, oy vermedigim. konuylada alakasi olunan bizzat yasanmis olay. *