bugün

ofiste çaycılık yapan insanın ofisteki müdürü evire çevire dövmesi.
nişantaşı çocuğundan köşe bucak kaçılması gerektiğini gördük.
bir dizi hem her hafta izelenip , hem de o diziye çamur atılabilir , çok doğal bir davranıştır bu zira.
bir şeyi tadında bırakmak gerektiği ki buna bokunu çıkarmamak da diyebiliriz.
sözüm sana;

(bkz: gülse birsel)
dergilerin ofiste dönen muhabbetle basıldığı. zira bir fotoğraf veya haber getiren bir muhabir göremedik daha akşama kadar bik bik bik muhabbet ...
yan taraftaki evden zart zurt akraba, arkadaş vb. insancıklar her an içeri dalıp keyfinizi kaçırma ihtimali varmış. insan bi " yeter lan akraba da bir yere kadar" diyerek kapıyı kilit vurdurmaz mı?
rock/metal muzik dinleyen tayfanin kizli erkekli tek odada yatip kalkmasi, sen samata gecen geceler, su gibi akan ickiler. yok olum oyle bisey, ozendirmeyin lan milleti.
''adam olabiliten yokmuş'' demesini öğrendik diyebilitesim gelen başlıktır.

ilgilenenler için; (bkz: şahika koçarslanlı)
malesef dakka başı ekranda görülen şeyin mikrafon değil mikrofon olduğunu öğretememiştir bize avrupa yakası
bir insansın gardrop da yaşayabileceği.
iftar davulu. valla bak. vardı bi bölümde.
(bkz: hossik)
(bkz: sasi)