bugün

avrupa hep gelişir, dünyanın diğer bölümleri atalet içindedir.
1100 li yıllarda gelişen bu düşünce, şu an ki avrupa kültürünün temelini oluşturmaktadır.

avrupa bu anlayışla kendini sürekli yücelten bir kısır döngü içine girmiştir.

doğudaki gelişmelere gözünü kapatmış ve teknoşojik gelişimi ile bu görüşü benimsetmekte de başarılı olmuştur.
kıta avrupası'nı oluşturan, farklılık arz etmekle birlikte, genel bir şablon içinde tüm kıta devletleri için genellenebilecek kültürel kimliktir. avrupa'lı devletlerin, "tek avrupa" yolunda bütünleşmesi ile oluşturmak istediği, oluşturduğu kültürel bütünlük bu kimliği oluşturmaktadır.

avrupa ülkeleri, dünya üzerinde rakibi olan ülkelere karşı *, bir bütün oluşturmak ve ekonomik üstünlüğü ele geçirmek adına kültürel ve sosyal alanda da bir birlik öngörmüşlerdir. nitekim, avurpa birliği, genelde ekonomik bir oluşum gibi gözükse de, kıta avrupası'nın kültürel ve sosyal yönden de bir kimliğinin bulunması özellikle amaçlanmıştır. esasen, sosyalliğin ağır basması ve önemsenmesi avrupa'yı çağdaşları ve rakipleri olan devletlerden ayırmaktadır. bu bakımdan, oluşturulan kültürel kimlik belirleyici unsur olmaktadır.