bugün

ilahı yoktur. bir şeylerin olması için gereken bir neden yoktur. din hiç bir zaman hiç bir şeyi kanıtlamadığı halde her boşluğu sahiplenir.
bu adamların bir harika dostum.

(#26439844)
inanmayan din mi?
teist olmayan. a - teist. teist denyolar tarafından hakaret amaçlı kullanılır.
insanın doğasında varmış.

http://www.sozcu.com.tr/2...in-dogasinda-var-1098343/

hakkında Ünlü Düşünürlerin sözleri;
https://onedio.com/haber/...%B6z&utm_medium=tweet
Türkiye asla ne olduğu tam anlaşılmayacak.
insanlığın isyanıdır.
Tanrı saçmalığını reddederken demonları da reddetme yanılgısına düşmektir. Eksik kafirliktir. Yine de teist ve deistlerden daha iyidir ateistler.
hak yoldur.
Bok yoludur.
Ademoğlunun ottan boktan türediğine inanabilecek bir beyinle dünya üzerinde boşa nefes tüketen insancıklardır. Ülkemizde ki temsilcileri genelde chplidir.
valla aslinda en iyisi inanmak, ama olmayan birseye nasil inanabilirsin ki?
lan bu dinciler inanmanin kiymetini bilmiyor valla. adamlar müslümanim diye geciniyor ama yapmadiklari sey yok. keske bende inansaydim. siktir ederdim herseyi, nasil olsa allah var. yukarda. izliyor. allah i olanlarin yalnizligi olmaz ki. üzüntüsü olmaz. caresizligi, umutsuzlugu, sorgulamasi falan olmaz. herseyin bir nedeni vardir cünkü. senin bu yasaminin nedeni vardir. istediginde konusursun tanrinla, sohbet edersin, kimsenin yardimina ihtiyacin yok, ne güzel lan.
torpilli bu dinciler ama haberleri yok valla. inanmak kadar güzel birsey var mi lan? kötü birsey mi oldu, kader der gecersin. durumlar kötü mü gidiyor, allah kimseye tasimayacagi kadarini vermez dersin. herseyi yapabilecek biri ile konusabiliyorsun, evreni yaratan biri ile konusabiliyorsun. dahasi var mi?
Doğru yol.
Allaha inanmayan varlığını reddeden bir görüştür .
(bkz: inançsızlık) , anlamlandırma çabaları sonucu boşluğa ulaşan insanların takındıkları isim. bu ismin belli başlı ağırlıkları vardır ve kişi zamanla ateist olduğuna inanıp bu takıntının ona sağladığı özgürlükleri gündelik hayata uyarlamaya ve uygulamaya başlar. bu sorun günümüzde o kadar yayılmıştır ki internet aleminin bir çok kesiminde karşılaşılabilecek boyuttadır ve bu bir siber savaşın yaşandığının göstergesidir. internet üzerinden daima fikirleri ile savaşan ve her yazılana cevap verme isteği duyan insanların aslında birer zombiye dönüştürüldüklerinin farkında olmaması günümüzün en büyük acı senaryosudur.
tanrının olmadığına inanıyorsun ama tanrı diye bir şeyden haberinin olması.
sene 2016 hala daha akıllı tasarım vesaire..

böyle eğitimin böyle çıktıları olur yani aslında çok normal..

fine tuningmiş, neymiş o fine tuning?

fine tuning denen şey milyar yıllar almış bir süreçten ibaret olur mu olamaz mı hiç düşünmezlet tabii..

ateizmi tanıyış ve algılayıs şekil ile yöntemleri komple lise terk..

bu arada çok lafını ettiğiniz yaratılış teorisi veya akıllı tasarım dediğiniz de bir ingiliz sığırlığı yaratısıdır..

bunu da bilin istedim..

hocalarınız bir kısım sığır ingilizin papağanlığını yapıyor..

endoplazmik retikulum, golgi cisimciği, venn şeması, iki kimyasal reaksiyon denklemi yazma ve vektör soruları ile bizim insanımız kainatı çözüyor..

ya da çözemiyor da işte hiç çözemediği akıl yürütemediği şeyler hakkında akıllı tasarım, yaratılış vs yorumlar getiriyor..

ah şu akraba evlilikleri..
tanrıcılığa inanmayan düzenin tamamen etkileşimden ve var oluştan fizikten matematikten meydana geldiğine inanan bir inanıştır. bence saçmalık tır . hiduzimde ineğe inanırlar bunların hiç bir şeye inandığı yok.

--spoiler--
hidular kadar olamadınız.
--spoiler--
https://m.uludagsozluk.com/e/34721592/
oğlum size ne içiriyorlar lan? daha laboratuvar ortamında canlı hücre tasarlayamazken tüm bu oluşumu tesadüflere nasıl bağlıyorsunuz? ne yani aradan birkaç milyar yıl geçince tesadüf iddiası daha mı mantıklı oluyor? başkalarını papağanlıkla itham ediyorsun ama senin iddiaların da pek orjinal sayılmaz.
güzel kardeşim benim orijinal olup olmamak konusunda bir kaygım yok..

orijinal olacağım ya da olmayacağım diye akıl dışı yöntem ve gözlemlere de başvuracak değilim..

ne yapalım söyler misin?

sizler için fizik, kimya, biyoloji, istatistik vs kurslar mı açalım?

bir ateistten beklentiniz nedir?

sadece bunlar da yetmez, tarih, psikoloji vs.. en önemlisi de bütün bu bilgileri solid bir mantığa oturtmak ve akılcı yorumlamak..

şimdi argümanın ne?

tesadüf mü? bunca şey tesadüfen olamaz vesaire..

ben de sana neden olmasın diyorum o zaman senin mantığınla..

milyar sene sonra insan türünün 3. kulağı da çıkacak diyebilirim..

veyahut insan akciğeri bugünkinden daha kompleks ve işlevsel bir hal alacak diyebiliyorum sana bir mantık dahilinde..

sen bana hayır olamaz diyebilirsin pekala ama hangi mantık ve altyapı ile bunu diyeceksin asıl mesele o..

edit:lab ortamında canlı hücre tasarlanamamış olması savı ile tesadüfen bir şeyin olup olamayacağını nasıl bağlıyorsunuz..
https://m.uludagsozluk.com/e/34721730/
do you wanna fight? kamoonn!
argüman mı istiyorsun? bana entropi yasasını açıkla. bana big bangi açıkla. entropi yasası evrenin devamlı bir düzensizliğe gittiğini gösterir. eğer evren ezeli olsaydı bizim düzensizliğimizin de ezeli olması lazımdı. sonsuz düzensizlik de atomların bir araya girip molekül oluşturamaması demek. lisedeki o basit kimya derslerini gören herkes bunu bilir. yani evrenin bir başlangıcı var. big bang teorisi de bunu kanıtlar nitelikte. evrenin başlangıcını sağlayan kuvvet ne? enerji yoktan var olamıyorsa?
ayrıca tarih ve psikoloji bilgisiyle tanrının yokluğunu nasıl kanıtlayacağını merak ettim. mesela sümer inanışlarıyla yahudilik arasında bir bağlantı kurup "aha tanrı toktur" falan mı diyeceksin?
not: ayrıca orjinal olmak gibi bir derdinin olmaması kimseyi bağlamaz. eğer sen başkalarını papağanlıkla itham ediyorsan senin söylemlerinin de başkalarına ait olmaması lazım. aksi takdirde iddialarının hiç bir manası kalmaz.
Öncelikle,

1. Kavga istemiyorum, isteseydim beynini de al gel derdim. Zira adil bir savaş olmazdı.

2. Ateist dünyada ki her bilginin mutlak sahibi değildir, bu tarz ordan burdan duyduğunu öğrendiğini hadi şunu açıkla hadi hadi bunu açıkla kafasıyla bir tartışma yapılmaz. Tartışma diyorsan buna, bu satırları yazarken baktığın ekranla tartışabilirsin.

3. Neden 1. maddede ki gibi sert girdim. Özetlemeye çalışayım. Bir inanışı, ki burada inanandan kastımız insan olduğuna göre halen daha goygoy style hadi bağalım tarih ile psikoloji ile açıklanamayacak bir şey olarak görüp bunu şova çevirmen.

Sen bana tesadüf olamayacağını söyledin. Ben de sana neden olamayacağını açıkla dedim.

Entropi dersen, cevabından önce bana türbülansı bir açıklasana der konuyu sulandırırm senin yaptığın gibi.

Entropiyi irreversible energy olarak sana söyleyelim. Enerjinin yoktan varolup olmaması meselesi çok ayrı bir konu. Mutlak sıfırda enerji de sıfırdır ama halen madde, bildiğimiz maddedir.. Entropi demek enerjinin artık kullanılamayacak hale gelmesidir ve tesadüfen bir şeyin var olup olmamasıyla ne alakası var?

Lisede duyduğumuz ve bize ilginç gelen şeyleri tekrarlayarak buradan bir şey iddia edebiliyorsak ne mutlu bize tabii..

Kaos teorisi var kuantum fiziği dünya yunus çengelin termodinamik kitabıyla dönmüyor bunu da bilesin.

Bizler mühendis olarak, mühendislik kabulleriyle sonuçlar elde edebiliriz. Bizim hakim olmadığımız koca bir bilim dünyası var..

Tarih, felsefe, psikoloji vs konular ise özetle şu.. insan denen yaratığı, bir şeye inanmaya iten bir sebep var mıdır? Varsa nedir?

Mesela güç kaygısı, yönetme arzusu, korku, bilinmeyenden çekinme ve onu normalleştirmek adına bir sebebe bağlama vs. bak basit sorular yetiyor bu alanların ateizm vs çeşitli konulara bağlanması için..

Eğri oturalım doğru konuşalım, temel bilgi ve mantık etrafında konuşabilecek durumdayız..

Zira evrenin bütün bilgilerine de sahip değiliz, kaldı ki sahip olmamız da gerekiyor mu tartışılır..

Yeter ki ayarı kaçırmayalım..

Konuya dönelim, mükemmeliyet nedir? tesadüfen olamamanın somut kanıtı nedir?
3-e sınıfından ali laf sokmaya gelmiş en sevdiğim… Monşer senle tartışırken pek beyne ihtiyaç duymuyorum açıkçası. O kadar zorlamıyorsun beni.
2)Sana açıkla dediğim şeyler aslında senin istediğin argümanlardı. Dikkat edecek olursan onları daha sonra kendim açıkladım ve bu açıklamaları çürütmeni istedim. Tarih ve psikolojiyle ilgili iddialı sözlerin vardı. Ben de bu iddianı kanıtlamanı istedim. insanın inanma ihtiyacı varsa, gücü kontrol etme isteği varsa bunların hiç biri tanrının var olmadığı manasına gelmez. Hatta birileri gelip “bu duygular bize allah’ı bulabilmemiz için bize doğuştan verilmiş” bile diyebilir.
3) tesadüfen olamamanın somut kanıtını istemişsin. Dostum şimdi benim bu yazıyı klavyedeki tuşlara rastgele basarak anlamlı bir şekilde yazma olasılığım ne? Ya da başkalarının günlük hayattaki konuşmaları herhangi bir bilince dayanmadan rastgele hece ve sesleri sıralayarak ortaya çıkarması ne kadar mantıklı? Ve Sana diyorum ki evrenin tesadüfen oluşma olasılığı senin tesadüfen konuşma olasılığından daha az. Kaldı ki önceki yazının herhangi bir yerinde tesadüften bahsetmedim konuyu neden hemen buraya çektin?
Ayrıca entropiyi basitçe “kullanılamayan termal enerji” şeklinde de tanımlayabilirsin. “irreversible energy” diyerek ingilizce kasmanın manası yok ucuz hileler bunlar  mesele ingilizceyse bu paragrafları çok rahat bir şekilde ingilizce olarak yazarım sana.
Entropiyi tanımlamışsın güzel hoş ama ben sadece entropinin tanımından bahsetmiyorum. Entropi yasası sistemlerin devamlı düzensizliğe gittiğinden bahseder. Mesela bardağın yere düşünce kırılması entropinin pratik hayattaki örneklerinden biridir. Ve gördüğün gibi burada “somut” ve “maddesel” bir değişim var. Şimdi bu bilgilerden sonra önceki entryi bir daha okursan ne demek istediğimi daha iyi anlayacağına eminim. Ben entropiyi tesadüfle değil, evrenin bir başlangıcının olmasıyla ilişkilendirdim. Tesadüf bir önceki yazının neresinde? Tamamen evren inbir başlangıcının olmasına değindim orada. Yazılanları okumuyorsun sanırım.
öncelikle beyine ihtiyacın olmadığı aşikar..

anlayabildiğin kadar da zorlanırsın sonuçta..

her soruyu yaptım neden 15 aldım yaa diyen tiplerden farklı bir portre çizmiyorsun..

çocukluğa çocukça cevap verdikten sonra devam edelim..

bu arada monşer de çok tanıdık geldi, artık her neredense.. ne bilmediğini bilmeyen kesimin, bilmedikleri olduğunu da kabul eden kesime dahiyane saldırısı..

bu da burada dursun..

entropi konusunda direteceksek, kongre ve sempozyumlarda karşılaşmayı dilerim seninle..

kullanılamayan termal enerji değildir o yanlış olmasın, geri döndürülemez enerjidir.. enerji maddeyi oluşturan moleküllerin hareketidir, termal enerji de molekül düzeyinde hareketlilik ve çarpışmadan ileri gelir.. yani, entropi demek evrenin tamamen hareketsizleşme yönünde ki seyridir.. bu bağlamda kullanılmayan enerjiden ziyade tekrardan enerji oluşumuna geri dönememektir mesele..

bu da buradq dursun..

tarih, sosyoloji, psikoloji konusunda sormuş olduğunu düşündüğün kontra soruya gelelim..

birisi çıkıp da tanrı bana bu duyguyu verdi derse ne diyecek mişim..

cevabını şöyle vereyim, sen kalbiyle sevenlerden misin? 35 satır yazmaktan daha konsantre bir anlatım en nihayetinde..

ayrıca güç, hükmetme gibi kavramları da böyle basitçe kontralarla yok saymaya çalışmasaydın iyiydi..

üstüne basarak söylüyorum, ilkel insanı bir üst akıla inandıran şey ile günümüz insanını bir üst akıla yönlendiren şeyler temelde korkudur..

kah cehennem korkusu, kah anlamsızlık korkusu, kah bir zümreye ait olamama korkusu..

ilkel insanların suya, ateşe, yıldırıma yere göğe tapınması ile bu tapınmanın yerine bugün görülemeyen bir tanrının konulması arasındaki tek fark insanın açıklayıp açıklayamadıklarıdır..

var mı burada bir itiraz?

özetle şu mu yani?

tanrıya tapınma ihtiyacı insanların açıklayamadıkları ve korktukları şeylerden ileri gelen bir istek değil mi?

yukarıda ki soruna döneyim..

duygu, hissetmek vs maddesel mi?

yoksa sana göre ruhani mi?

ruhani ise psikiyatri neden ilaç yazıyor?

kırılan bardak, ergitilerek tekrar o bardak halini alabilir. cam geri dönüşümü diyoruz, dolayısıyla reversible bir durum.. ingilizce kullanıyorum çünkü türkçede ki karşılığı net değil.. çünkü bir insan gittiği yoldan geri döndürülebilir..

ingilizce konusuyla da ne sana ne başkasına bir alt metin koymuyorum.. bunu senin algına bırakıyorum..

son itibariyle bir başlangıç var diyerek tekillik (singularity) vurgusu yapıyorsun madem..

ben de sana soruyorum, bilincin oluşmadan önce neydin? mesela 6 mm boyunda iken anne rahminde o anda ne hissediyordun?

sizlerde ki sorun çok derin..

bütün zorlamalarınız anlam ve neden üzerine..

hangi zihniyetle bilincin olmadığı bir düzlemden anlam çıkarıyorsunuz..

ve evet bu yazıyı zaten hali hazırda tesadüfen yazıyorsun..

şans eseri seçilmiş bir spermin bir sonucusun..

ulvilik olmayınca ölünmüyor yani işin özü..

not: yazılanı oku ve özümse önce ondan sonra çocuklarışırız yine istersen..

edit: entropiyi evrenin bir başlangıcı olduğunu anlatmak için anlattığını söylemişsin ama kimse sana bir başkangıcı olmadığını söylemedi.. söyledi mi yoksa? big bang'i de biliyoruz..

gel istersen entropi konusunu kapatalım..

ben konuya tesadüf ve fining tuning kavramından girmiştim.. buna ve senin ilk yazına cevabım da yukarıda duruyor..

buradan
https://m.uludagsozluk.com/e/34724123/
bazılarının inatla laf salatalığı yaptığı mevzudur.
beyne 'seninle' tartışırken ihtiyaç duymuyorum. anlaman için illa vurgulamam mı lazım? geçiştir olsun bitsin niye hala uzatıyorsun? boş bi laf söyledin cevabını da aldın.
monşerin tanıdık gelmesi normal. kişisel farkındalık günümüzde önemli bir şey sonuçta. entropi konusunda sempozyuma seve seve gelirim. ancak cevabını buradan vermeye yanaşmaman dikkat çekici. hafif bi kıvırma sezmiyorum değil.
biri sana tanrı bana bu duyguyu verdi derse sen ne dersin demedim. sadece bu konuda o tür açıklamaların da mevcut olduğuna değindim. ayrıntılı bilgiler için caner taslaman'ın arzu delili'ni okuyabilirsin.
güç, hükmetme gibi kavramlarla bi şey kanıtlama ihtiyacında olan sensin. açıklamayı senin yapman lazım. sen ortaya adam akıllı bir şey sürmedin ki uzun uzun cevap vereyim.
bardağı ergitip eski haline döndürürsün. ancak bu geri döndürme işlemi bardağın doğasında yoktur. maddenin doğasındaki esas eğilim düzensizliğe evrilmektir. entropi yasası diyor kardeşim bunu. itirazın mı var bu yasaya? yoksa neyi diretiyorsun?
hayır tanrıya tapınma ihtiyacı basit bir korkudan ileri gelmez. insanın doğasında olan bir şey bu. illa birilerin seni çarpacağından korkarak ibadet etmiyor insanlar. 6 mm boyundayken ne hissettiğimi hatırlamıyorum ve bunun konuyla da zere gram alakası olduğunu zannetmiyorum. sonuçta benim bir başlangıcım var olay bu.
bu yazıyı tesadüfen yazdığımı iddia etmen son derece gülünç.
hem şans eseri diyorsun hem de seçilmiş diyorsun. seçimler bilince dayalıdır ve buna şans eseri demek bir çelişkidir. bir seçenin varlığını kabul etmiş oluyorsun şu anda.
duygu biyolojik de olsa fiziksel de olsa beni ilgilendirmez. benim bu sorunun cevabıyla bir derdim yok.
yazının yarısı saçmalıktan ibaret.
"35 satır yazmaktan daha konsantre bir anlatım en nihayetinde" nedir kurban olduğum? derdini daha düzgün cümlelerle anlatamaz mısın milleti yoruyorsun burada?
"isteseydim beynini de al gel derdim" diyerek hiç bir esprisi olmayan ipe sapa gelmez bir lafı eden sensin. ben çok mu memnunum senin seviyene inmekten?

edit: evrenin başlangıcını sağlayan kuvvet ne o zaman geçen yazıda onu sordum ve cevapsız kaldı bu soru.
güncel Önemli Başlıklar