bugün

ispatlanacak birşey olmadığı için ispatlama dertleri de yoktur, yanış önermedir, yazarın ben buradan çekiyorum böyle gider söylemidir.

edit: başlık başıma.
"anlaşılmak" istemelerinden kaynaklı bir eylemdir. Mantıklı gerekçelerini anlatırlar, anlatırlar ki insanlar onların "beyinsiz" ve "mantıksız" olduklarını zannetmesinler.
Çünkü (sözüm herkese değil) "dini bütün" çevreler tarafından dışlanırlar ve sanırım dışlanmışlığın nasıl bir şey olduğunu ve insanda nasıl hisler uynadırdığını anlatmaya gerek yok. Dinleyiniz onları, görüşlerini onaylamasanız bile ters çıkmayın,laf sokmayın, o size inanıyosunuz diye laf sokmuyosa tabii...
(bkz: fatih ürek in çıkarıp masaya vurması)*
egolarinin cok yuksek olmasi sebebi ile hep 'ben' merkezli dusunceler buyuturler, bu yuzden de ara sira komik dustuklerinden bir haber, herseyi biliyormus edasiyla gezinirler. dertleri sadece kendileri.
olaya doğru yönünden bakmak gerekir. her hangi bir dine mensup kişi o dini sorgulamaz, sadece inanır, inanması gerektiğini düşündüğü için.

fakat sözkonusu ateizm olunca durum farklılık gösterir. kişinin; öncelikle kendine bir şeyler ispatlaması, dünyayı kendince yorumlaması ve araştırıp okuması gerekir. buradaki ıspatlama çabası kişinin karşısındakine değil, kendisinedir.

lakin kendini ikna etmiş ve doğru olan düşünceye ulaşmış bir ateist, her hangi dine mensup birine birşeyler ispatlama çabasına girmez, gerek duymaz. yani balık vermez, balığı nerde ve nasıl tutacağını söyler. evet doğru olanı yapar.*
ateizmin endüstriyel devrim ve modernizmin bir sonucu olarak ortaya çıkması sonucu ateistlerin içinde ta en başından beri olan derttir.

bu ispatlama derdi başkalarını ikna etmek için değil, dinsel inancını yıkmak için en baştan beri zaten içindedir ateizmin.

bu arada dinler de ispatlama derdi içindedir. bahsedilen peygamber mucizeleri, allah'ı ispat aracı olarak kullanılan belgeseller* ve saire de bu derdin sonucunda üretilmektedir.
biri ateist olabilir. eyvallah. ama ateistlerde böyle bir gayret var.. ispat çabası..

entry'i burada dondurup çocukluğa dönelim..

---

hatırlar mısınız ufakken karanlıktan korkuyorsak arka odaya giderken anne babamızı da çağırırdık.. neden? çünkü orada öcü vardı, ve biz bok yoluna gidiyorsak biri daha bizimle gelmeliydi..

veya mezarlıktan geçerken korkunca bağırarak şarkı soylerdık, dıkkat dagıtmamız gerektı cunku, cunku korktugumuzu kendımıze ıtıraf edemezdik..

---

donelım entry'e..

buna benzetıyorum ben.. korkuyorlar, evet... bizim de onlarla gelmemizi istiyorlar, yanacaksak beraber yanalım..

ve yuksek sesle soyluyorlar sarkılarını , yuksek sesten kasıt, sureklı baslık acmak entry gırmek vs.. cunku korktuklarını kendılerıne ıtıraf edemıyorlar..

sizin kalbinizde bır sıkısma oluyor ya ara ara, bir huzursuzluk, yemeği fazla kacırmısım dıyorsunuz ya hani, o vicdan aslında, bi dinleyin.. sonra konusalım.