bugün

ülke yönetiminde 24 sene boyunca aynı kulvarda ilerlemiş olan mustafa kemal paşa ile ismet inönü nün, nyon konferansı sonrasında bağlarının kopmasından önce geçirilen süreçte etkili olan sebeplerdir.

bu hususta ilk kriz, dönemin maliye bakanı mustafa şeref özkan ın görevinden alınması olarak bilinmektedir. sıkı devletçi yapının ekonomi üzerinde hakimiyet kurmasını istemeyen mustafa kemal paşa, 1932 yılında, özel sektörün teşebbüs ettiği kağıt fabrikasını engellemeye çalışan maliye bakanı özkan ın istifasını istemiş ve yerine celal bayar ı atamıştır. karma ekonomi yolunda atılan bu adım hükümet tarafından hoş karşılanmamıştır.

bir diğer husumet ise, eğitimde reform programını devreye sokmak amacıyla yaşı ilerlemiş olan esat bey i görevden almayı planlayan mustafa kemal paşa nın bu hususu ismet inönü ye telgraf ile açıklamasından doğmuştur. inönü ise cevabi telgrafında, " gece yarısı gaflet uykusundan uyandırılarak kabinede değişiklik yapılmak istendiği haberini alan bir başvekilin, bu hususta ileri süreceği mütalaadan nasıl bir fikir selameti beklenebilir ? " diyerek tepkisini ortaya koymuştur.

bir diğer ayrılık sinyali ise, mustafa kemal paşa nın, hatay meselesini çözmek adına girişimlere başlamasıyla verilmiştir. lozan antlaşması ile fransa ya bırakılan hatay ın türkiye ye bağlanması için müzakere kartını değerlendirmek isteyen ve bu konuda, dönemin dışişleri bakanı tevfik rüştü aras tan ; müzakere için makul yorumu alan mustafa kemal paşa, bir memorandum hazırlanarak durumun fransa ya bildirilmesini istemiştir. bu konunun, türkiye - fransa ilişkilerini bozacağını düşünen ve müzakere edilecekse bile yumuşak bir tavırla halledilmesi gerektiğini vurgulayan inönü, bakanlarından şükrü saraçoğlu nun, " bir hatay için savaşı göze almak, fransa yı karşımıza çekmek ne demek ? bizim nüfusumuz her yıl hatay ölçüsünde zaten büyüyor. " açıklamasıyla hararetini belli etmiştir.

bardağın taşmasına neden olan son olay ise nyon konferansıdır. konferansın en önemli konusu olan akdeniz deki denizaltılarının durumunun tartışıldığı sırada karara bağlanan " fransa ve ingiltere devletleri akdeniz deki denizaltı korsanlığını önlemek için gerektiğinde türkiye den kuvvet yardımı isteyeceklerdir. " maddesinin, mustafa kemal paşa nın telgrafı ile birlikte dışişleri bakanı tevfik rüştü aras a imzalatılması, bu maddelerin türkiye yi ileride güç durumda bırakacağını düşünen inönü nün hoşuna gitmemişti. hükümet, olaydan üç gün sonra attığı bir telgrafla antlaşmanın kabul edilmesini iletmek zorunda kalmıştır.

görev arkadaşlığını bitiren ise, tbmm nin, antlaşmanın onaylanması için olağanüstü toplantıya çağrılması ile ankara ya varılmasından sonra olmuştur. mustafa kemal paşa nın devlet işlerinde kendisine şans tanımamasını ve iç politikadan sonra dış politikaya da sıklıkla müdahil olmasını kabullenemeyen inönü, bakanlar toplantısının ilk oturumunda mustafa kemal paşa nın yanına gelerek ; " ne oldu paşam size ?.. eskiden böyle değildiniz ?.. artık emirlerinizi hep sofranızdan mı alacağız ?.. aramıza kara tahsinler giriyor, konuşmamıza meydan vermiyorlar. ne olacak bunun sonu ? " şeklinde sitem etmiş ve mustafa kemal paşa dan duyduğu karar sonrasında üzüntüsünü gizleyememiştir.

http://www.dunyabulteni.n...aber&ArticleID=217585