bugün

tam bir hainliktir. hem senin kıçını kurtaran adamı sevme hem de özgür bir ülke de istediğin gibi yaşa, onun bunun kızına sark. vatan hainliği bu olsa gerek.
türkiye'yi sevmeyip ama başında tc -türkiye cumhuriyeti- olan kurumlarda okumakla, o kurumların bütün imkanlarından yararlanmakla aynı şeydir
recep tayip erdoğan eylemdir. bu sevmemekle de kalmaz ilkelerini de benimsememeyle devam eder.
bağımsızlığı kazandırmıs, bugünleri armağan etmiş, laikliği getirmiş, annelerimizin bacılarımızın namusunu kurtarmıs, en önemlisi türkiye cumhuriyeti'ni dünyaya tanıtmıs kişiyi, abd*ullah gül ile bir tutmakla eşdeğerdir. kansızlıktır. gecmisi bilmemektir.
hainliktir efendim, atatürk'ün bizim için yaptıklarını kimse göz ardı edemez. bunu göz ardı etmediği gibi recep tayip erdoğanında atatürk'ün ilkelerini ve atatürk'ü sevmediğini söyleme hakkı da vermez. eğer ki denilen gibi r.tayip erdoğan atatürk'ü sevmeseydi, hainlik yapsaydı her imkan elinde var ve istediğini yapabilirdi... *
bir ülkeyi sadece o ülkeyi kuranın malı sayıp, o ülkede yaşayanları hiçleyen anlayışın ürünü düşünce.

bu topraklarda doğdum. bu topraklarda ekmeğimi kazanıyorum. ve bu topraklarda "daha iyi nasıl yaşanır" sorusuna, atatürk dışında cevaplar arıyorum.
bizzat atatürk'ün emek yediği devletini sevmeyip, oturup, "bu ülke nasıl daha iyi olur' düşünüp eyleme koyduğu düşünülürse, akıl ev mantık dışı önermedir.

Çünkü padişah da ona ekmek sağılıyordu. Ama o, o ekmeğin o halde yenmesine karşı çıktı.

Ona ülkesini için düşünmek hak da bana neden müstehak?
ekmegin arasina bir sey konmamissa, kuru ekmek yeniyorsa gercekten ayiplanmasi gereken hareket. cik cik cik. yakistiramadim..
resmen vatan hainliğidir. bize bıraktığı ülkenin cümhurbaşkanına saygı duymayanın da hainlik konusunda aşşağı kalır yanı yoktur. sevmek zorunda değilsin ama saygı duyacaksın.
"amerika'ya gitsek, orda çalışşak corç vaşingtonu sevmemiz lazım gerekir" zihniyeti. bu mudur yani? ya da ırak'a giden kamyoncularımız saddam'ı sevmek zorunda. ha sen atatürk'ü sevmezsin ama türkiye'ye gelip hakaret edersen ağzının payını alırsın. o ayrı. ama sevmek, zorunda olunan birşey değildir. saygı duymak ile karıştırılmaması gerekir.
(bkz: atatürk e inanmıyorum ama bir ekmek var)
(bkz: iki ekmek yedin bir kere atatürk demedin)
kişinin yediği kaba sıçması gibi bir durumdur. zira yediği halttan başka da bir şey değildir.
kimse atatürk'ü sevmek zorunda değildir. * yalnız çok vahim olan bir nokta var ki atatürkçülük kisvesi altında yapılan bu tip söylemler tek bir noktaya çıkmakta. eğer bu ülke türk milletinin değil de atatürk'ünse onun bir imparatordan ne farkı kalır. * yapmaya çalıştığı demokratik atılımlar nerede kalır bunu düşünmek gerekli.
(bkz: hem vatan haini hem şeyi büyük)

"onun bunun kızına sarkmak ve vatan hainliği korelasyonu."
atatürkten çok onun bıraktığı bu mirasa sahip çıkmamak en başta kendi geleceğine ihanet etmektir.* *
atatürk bu ülkeyi yüce millete emanet etmiştir. hiçbir zaman kendisine ait bir eşyaymış gibi telaffuzda bulunmamıştır. "atatürk'ün ülkesi" demek öncelikle ata'ya saygısızlıktır.
tarih bilgisinden yoksun sözlük yazarlarının arkasında durduğu eylem/düşünce. bu cins insanlara söylenecek çokta birşey yok. şu yeter: atatürk olmasaydı siz annenizden* çıkardınız ama babanız kim olurdu, orası meçhul. *
bir ülkeyi bir kişinin olarak gören ergenlik hırkasını çıkaramamış bir yazarın Ülkede ki atatürk düşmanlarına sesleniş çabasıdır.
Düşünceyi doğru düzgün ifade edememek kitap okumadığını gösterir yazarımızın.
Bu da başlıkta ki çelişkiyle benzer bir şeydir herhalde.
türkiye'de bu sıralar normalleştirilmeye çalışılan davranıştır.
bu ülke üzerinde hak iddia etmek o kadar zordur ki.

hele ki bu devrin yaşayanları bu ülke üzerinde en son hak iddia edebilecek olanlardır. bu devrin yaşayanlarının, daha doğrusu bu topraklarda oksijen yakanlarının ne hakkı var anadolu'ya sahiplenmeye? o toprakları karış karış satanlara %50 oy verenler siz değil misiniz? siz gerçekten sevmeyin atatürk'ü. şehadet gibi islâm'ın en büyük hassasiyetinden dem vururken kelle kelimesini kullanan adama oy verenler siz değil misiniz? sevmeyin atatürk'ü. önce babasına bilboard ihalesi aldırıp, sonra ticarete alışsın diye oğlunu taze mısır işine sokup, şimdi de vapur iskelelerinde, metrolarda yüzlerce milyon ytl'lik rant pazarının kaymağını sunan insanı işte anadolu'dan çıkan dürüst adam diye cumhurbaşkanı seçtirenler siz değil misiniz? maalesef bu devrin nesilleri atatürk'ü hak etmiyor. sevmeyin siz atatürk'ü.

onun şerefini, üstün hamiyetini ve görev bilincini, onun türklük aşkını siz tasavvur edebilir misiniz? siz elinize nutuğu alıp okudunuz mu? siz " muhterem milletimden en büyük isteğim sinesinden çıkararak başına geçirdiği insanların kanındaki ve vicdanındaki cevher-i asliyi doğru tayin etme dikkatinden bir an fariğ olmasın" ne demek biliyor musunuz? anlıyor musunuz? anlayamıyorsanız siz de sevmeyin atatürk'ü. limanlar, tersaneler, yeraltı kaynakları, stratejik önemi haiz kamu kurum ve kuruluşları, hazine arazileri yabancılara, yabancı vakıflara üç otuz paraya satılırken sırıtanları işte ekonomi yönetiyor diye kucaklayanlar siz de sevmeyin atatürk'ü.

ve sizin değil, benim değil, milli mücadele şehitlerinin ve o davanın şerefli teşkilatçısı ve bu ülkenin banisi gazi mustafa kemal paşa'nın ülkesinde ben ve benim gibi düşünenlerle birlikte oksijen yakmaya devam edin.
bu temiz geleceği bizlere hazırlamış, şu anki konumumuzda büyük pay sahibi olan insanı, gözardı etmekten ve nankörlükten başka bişeyle ifade edilemeyecek olan bünyenin almış olduğu tavırdır. bu gibi adi insanlara esaret altında yaşayan bir milletin parçası olmak daha çok yakışırdı herhalde. yeni bir türk devletini yoktan vareden, eşi benzeri olmayan bir liderin yerine de sanırım; faşist, diktatör, özgürlükleri kısıtlayan, eleştiri hakkı dahi tanımayan, astığı astık kestiği kestik birisi daha uygun olurdu. çünkü demokrasi ve cumhuriyet'in sağladığı özgürlükler demekki birilerinin biyerlerine batıyor.

atatürk'ü sevmeyeblirsiniz, uyruğunuz çakma türk olabilir(!)ama şunu söylemeliyimki, atatürk'ün cumhurbaşkanlığı statüsüyle daha dünkü kayıp trilyon davasında sabıkaları bulunan, kuzey ıraktaki kürt yönetimiyle gizli anlaşmalar imzalayan, cumhuriyet'e karşı olup cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan abdullah gül ile mukayese etmek, örneklendirip cümle içinde kullanmak ne kadar durumun vahim olduğunu gösteriyor.

işte böylelikle de, ab'nin bizi bölme kriterleri de tıkır tıkır işlemeye başlamış oluyor. ödün vermeyeceğimiz kilit ideallerden biri olan kemalizm den vazgeçmek, ne kadar vatanperver olduğumuzu* gösteriyor. ab bile eminimki bu kadar kolay vazgeçmeye meyilli bir toplum olmamızı* hayal dahi etmemişti.
fatih sultan mehmet'i sevmeyip onun şehrinde oturmanın bir başka versiyonu.
''bu ülke atatürk'ün tapulu malıdır''* 'duygusal gerçeği'nin hain durumuna düşürdüğü kitledir. çünkü bu ülkenin gerçek sevdalıları, yani kurtuluş savaşı ruhunun ve atatürk'ün işaret ettiği çağdaş uygarlık yolunun sevdalıları, herşeylerini seve seve atatürk için feda ederler, çünkü bu modern ve mazbut ülkenin ve hür hayatlarının kendilerine onun ve onun önderliğinde savaşan silah arkadaşlarının bir hediyesi olduğunu bilirler.

zaten her gün basında bu tipleri görüyoruz, birçok insan, devlet büyükleri, yani atatürk'ün kurumlarına saldıranlar, onun hayat tarzına karşı yaşayanlar, onun ilkelerinin altını oymaya çalışanlar, atatürk'ten nefretlerini pis bir maske arkasında saklamaktadırlar, onlar 'takiye'cidirler, ''şimdilik'' gerçek niyetlerini açık açık itiraf edememektedirler, ancak kim oldukları çok iyi bilinmektedir ve hak ettikleri muameleyi bir gün (yakında) mutlaka göreceklerdir!

not : vatan sana feda olsun atam!
türkiye 'yi bölmeye çalışıp bu ülkenin ekmeği yiyen , bu ülkenin okullarında okuyan , bu ülkenin burslarından yararlanan , bu ülkeden maaş alıp geçinen insanlarla aynı kafaya sahiptir .
(bkz: zall i sevmeyip sozlukte yazmaktir)
(bkz: washington u sevmeyip abd de ekmek yemek)