bugün

garip bir iki yüzlülüğün, vuk'u bulması durumudur.

ülkemin, son dönemler revaçta koyunlarıdır bunlar. 10 kasım'da yapılan "temsili anma törenleri" başta olmak üzere resmi dairelerde bulunan atatürk poster, heykel ve büstlerine karşı da "su gören kuduz köpek reaksiyonu" gösterirler.

öte yandan sağda-solda afişlerini görüyoruz ki ne idüğü belirsiz, "risale-i nur" adlı "anılar" kıvamındaki "bestseller" kitapları yazmak dışında pek de bir iş yapmamış bir adama koca bir hafta adamak, her fırsatta adını yüceltip de eve-tükana haşin bakışlı posterini asmak ve hatta işi abartıp "fotoğraf olan yerde namaz kılmayıp" da bu posterin önünde namaz kılmak türünden aktiviteleri garipsiyor insan...

vay babanın kemüne...

ulan bedüş, neymişsin lan sen haşa ki?
(bkz: atatürkü putlaştırmayıp saide hafta adamak)
(bkz: atatürkü putlaştırıp saide hafta adamamak)
ne istiyorsun, ne olsun. hangisi olsun; derdin ne.
ya salağa yatmak yada gerçekten salak olmakla açıklanabilecek bir durum. (bkz: ne yaptığının farkında olmamak)
algıya gel vatandaş.
iki sembol isim kıyaslaması burada.

sevmek, insanın tamami ile iradesi dahilinde olan bir aktivitedir(kaşar abilere duyurulur). ve fakat bunun yanısıra birilerini yüceltmek ve eteğin öpmek, her iradenin muktedir oldukları hadiseler değildir.

bu ülkede çok uzun yıllardır "atatürk de insandır nihayetinde, abartmayalım" türünden edebiyat parçalayanların öte yandan gene "nihayetinde insan olan" said kürdi için nasıl da tapındıklarını görmek, gerçekten karın ağrılarına ve hatta cem yılmaz'ı "canlı izlemiş" hissine sebebiyet veriyor.

hani anlıyorum "atatürk sadece insan" ve şükür ki bu gerçeği idrak edebilecek kadar varız. peki ama said ne amınakoyim? he cebrail(a.s.) vahiy indirdi de ben kaçırdımsa amenna...

edit: "enter" yerine hala "space" tuşunu kullanabilir durumdayım yarım şişe vodka içmeme rağmen. sahiden merak ediyorum bu kaşar nasıl ulaşıyor da bu kafaya space yerine enter tuşunu kullanıp da göze "kafiyesiz şiir" gibi gelen yazılara imza atıyor...
atatürk'ün bir arızasını bulmak için deli olan ve en zor durumda alkolüne, laikliğine, bir kaç kadınla yaşadığı aşka vb. basit konulara saran, atatürk'ün insan olduğunu unutup hiç bir hatası olmaması gereken biri gibi gören, bulduğu en ufak bir hatayı cayır cayır heryerde yazan kişilerin, aslında atatürk'ü kendilerinin putlaştırdığını, ilahlaştırdığını anlamayıp yaptığı bir iki yüzlülüktür.

bahsettiğim hiç bir örnek bana göre hata değildir. zira;

*atatürk'ün içtiği alkol bana göre hata değildir. kaldı ki adamın özel yaşamında yaptığı hiç bir iş ne beni, ne ondan başkasını ilgilendirir.

*laiklik kavramını dinsizlik olarak algıladıklarından atatürk'ün bir yanlışı olarak görürler. ancak ne yazık ki dinlerinin manevi yönünü korumak, inançlarının kullanılmasını engellemek için laikliğin getirildiğini düşünmezler.

*aşklarına gelince, sanki hiç biri aşık olmamış, hiç birisi sevmemiş, hiç birisi evlenene kadar başka birini hayatına misafir etmemiştir. ayrıca sevmeyi suç olarak gören bir zihniyetten ne beklenebilir? birilerini sevmeyi, birilerine aşık olmayı, birileri ile beraber olmayı namussuzluk olarak göstermeye çalışan bu kişiler, atatürk'ün olmaması durumda kimler tarafından "sevileceklerini" hiç mi düşünmezler?

* bunlar dışında atatürk'ün kişilik yapısı değil, ancak ve ancak devlet adamlığı tartışılabilir ki bitik bir ülkeden, sadece toprak parçası sahibi olan bir ülkeden, dünyaya kafa tutacak taze bir cumhuriyet kurmayı başarmış, varolan hasta sistemi kısa zamanda silmiş bir devrim adamından ne derece başarısız diye sözedilir, bilinmez.

işte biz bu adamı desteklerken, peynirinin yanına koyduğu bir bardak rakıyla, gönlüne aldığı kadınla, sevabıyla ve varsa hatasıyla destekliyoruz. "hatasının" kelimesinin üzerinde duruyorum çünkü daha önce de söyledim, biz ilahlaştırmıyoruz.

onun hiç bir hatası olmaması gerekiyormuş gibi davranan kesim, böylesine ne idiğü belirsiz bir adamı baş tacı yapmaktadır.
daha kimlerin haftası ilan edilecek diye şokta bırakan durumdur.
ne biliyorsun gel karşıma konuş.

Batıl ne düşünce varsa koy önüme onu yıkmak bizden. önce bir üslüp belirleyip yazılarınızı düşüncelerinizi öle yazın.
vatandaş, domates var biber var vatandaş...(yok, bu bana göre değil)

şimdi küfür ile nida arasında ince bir çizgi olduğunu anlatmak ve burada uzun uzadıya edebiyat dersi vermek yersiz. gene de öğretmenlerin, cehaletini gidermek adına " peki ama said ne amınakoyim?" şeklinde kurulan bir cümlede "amınakoyim" argo edebiyatının nidasıdır. yani "peki ama said ne ulan?" veya "peki ama said ne be hey?" gibi algılamak akli olandır. yoksa said'e küfretmek amacındaki bir adam pekala "....duğumun said'i ne?" şeklinde kurardı cümleyi.

dedik ya işte "algı" önemli hadise diye. öyle bir durum söz konusudur burada da kaşar abisi...
müslüman olup said-i nursi'ye laf atanları anlamıyorum yahu. hadi anladım. cemaat evlerinde kaldıktan sonra laf atanları hayatta anlamam ama. bırak şimdi kız tavlamak için hafif islami değerlere saygısızlık yapmayı. o işi ben yaparım. "i said fuck you" bile derim istersem. ama sen diyemezsin.

ayıptır.
(bkz: ibrahim said)
"müslümanlık" gibi bir dini, tek bir kişinin tekelinde algılayabilecek kadar bilenlerin "anlamaları" beklenmeyen hadise olduğunu da belirtmek gerekir bunun. zira rabbim beni "münafık" olanlardan da haberdar ediyor. benimleyken "ben sizdenim" demesine karşın, şeytanı ile başbaşa kaldığında "nasıl da kandırdım" diyenlerin varlığından haberdarız.

ve bilmeyenlere, bildiği hâlde kabullenemeyenlere gelsin günah da bir lütûftur bana. yoksa ki haşa kudreti yok mudur Allah'ın, kulunu günahtan tamami ile sakınmak için? ama dedim ya müslümanlık ile ilgili bildikleri sınırlı dahi olamayan adamların, çıkıp da müslümanlık dersi vermeleri fazla ironik geliyor şahsıma.

günah da en az bağışlanmak kadar lütûftur bana. yoksa ki "yok ol" demesi ile o "günah" dediğimiz(yani biz, müslümanların) her şeyi tek bir seferde yok edebilecek kudrete sahip olana imân ediyor, inanıyorum ben. ve razıyım içtiğimin, yediğimin günahına bebeğim.

açıklayıcı oldu mu dersin?

edit: bu arada nurcu-abd işbirliğinin ardından, nurcu-ateist işbirliği de ayrı bir tadı barındırıyormuş bünyesinde.
ziyandır.

"günahı benim boynuma" olayına da hastayım ben. lan tabi senin boynuna benim boynuma mı olacak? biz onu mu konuşuyoruz? ikiyüzlülük, döneklik gibi kavramları benimsemekten bahsediyoruz.

yoksa biz de biliyoruz içtiğin biranın sana günah getirdiğini. dediğimiz şu, içtiğin bira senin dininde keskin çizgilerle yasaklanmışsa bırakıcaksın arkadaş bu zevk düşkünlüğünü. dönüceksin eve abilik yapıcaksın.

bıy bıy formel konuşarak olmaz bu işler. ben atarım kutsala bok. çünkü bira içmek bana günah değil. sana günah. hem de kol gibi.
öncül not: bu entry, tanım içermediği gibi yoğun bilgi içeriklidir.

bir sembol isim olan(cumhuriyetin, kurtuluş savaşı'nın, yeniden kurulan bir devletin,... tabi kimileri için farklı çağrışımlar da olabilir nihayetinde doğruyu kabullenebilmek, yanlışın yolcusuna zor gelir.) atatürk ile başka bir sembol(dini, felsefi vesaire) isim olan bediüzzaman said nursi'ye olan ilgiyi ve bu ilgilerin abartılması durumunu kıyaslamaktır(gene de tanımladım, tebrik ediyorum kendimi).

yani burada doğrudan said kürdi ile ulu önder'i kıyaslamıyoruz(yapılamayacak bir şey olduğundan değilse de saçma gelir bana bu tip kıyaslar ve "muhammed'i sevmeyip atatürk'ü seven tip", "atatürk'ü muhammed'ten daha çok seven tip" şeklindeki örneklerden de bu saçmalığa şahit olmak mümkündür mü'min kardeşlerim sağolsunlar, çalışıyorlar saçmalamak için.

ama kalkıp da bunu "said ile atatürk'ü kıyaslamak" başlığı altına çekebilecek düşün sahipleri ve bu kişilerin nasıl işlediği anlaşılmayacak türden dimağları var, gördük ve imân ettik varlıklarına. gene de anlatamıyor olmayı, kendime yakıştıramıyorum ve çabam da temelde bundandır. yerine göre bir köpeği karşıma alıp da bir şeyleri tekrar tekrar anlattığımda başarıya ulaşabiliyorken(evet, tevazu göstermiyorum) bir insana, en azından okumayı olsun öğrenebilecek kapasitede bir insana bunu anlatamamak şahsım adına elzem. bu noktada "vay sen amınakoyim dedin" demek de olayı, konuyu çarptırmaktan ibarettir. bir konu üzerine onlarca, yüzlerce kelime yazılmışken aradan "amınakoyim"(ki kullanıldığı yer itibariyle hala aynı şeyi düşünüyorum ki bu bir nidadır) sözcüğü üzerine odaklanmak, bunu üzerine alınıp, alınmaya çalışıp da bunun ağlaklıklarını yapmak ve buna karşın asıl konu olan "abartılan ilgi" üzerine "siz onu abarttınız, biz de bunu abartıyoruz" demekten fazlasını yapamayan(ki bu da bir yerde ilgili durumun gerçekçiliğini beslemektedir) birisine ne denilebilir ki?

öte yandan hadi "atatürk'e tapıyorum" diyen insan zaten sapkındır(neye göre? benim inancıma göre sapkındır. ki öte yandan her pazar günü günah çıkarmaya gitmediğim için anton'a göre de ben sapkındım bir vakitler). ve yaptığı şey de atatürk'ün fikri aydınlığına imân eden, içerisinde bulunduğu şartlar altında bir çok kimselerin ulaşamayacağı kadar iyi bir sonuca ulaştığını düşünen benim için dahi sapkındır bu adam.

peki ama bir taraftan "ben sadece Allah'a taparım" derken diğer bir taraftan cemaatinin, lokomotifleri ne derse onu "hak" kabul eden ve bu sözümona cemaat büyüklerine karşı insanüzeri bir ilgi duyanlar hak mıdır?

son olarak da kaşar abimin "said'in resmi önünde namaz kılanı yok" beyanı için açık adres vereyim: bir namaz vakti esenyurt örnek mahallesi'ndeki "söz bilican emlak ofisi" içerisinde olsun ve kıble yönündeki duvara asılı said kürdi fotoğrafı önünde namaza duranları izlesin derim. en son bir arkadaşıma ev bakmak için gitmiştim ve sigara içmene de izin veriyorlardı. keyifli bir seyir için bunu da kullanabilirsin. ya yok "ben uzaktayım" dersen de bir tanıdığından rica ediver de "ev bakma" bahanesi ile gidip de sana rapor etsin durumu...
"atatürk ü putlaştırmayıp said e hafta adamak" başlık bir kere ofsayt. said kurdi için hiçbir etkinliğe katılmadım katılmayacağım ama atatürk'ü de pekala putlaştırmıyorum, putlaştıran puştlara da yerli yerinde sözümü söylüyorum. bu başlığa bakınca ki poisonx'i şahsen tanıdığım için kemalist kişilik bozukluğu hastalığına yakalanmadığını rahatlıkla söyleyebilirim, atatürk'ü putlaştırmamız mı gerekiyor anlamını çıkardım. şöyle dese anlardım, "atatürk'e sayıp sövüp said e hafta adamak", "atatürk ü hiçe sayıp said e övgüler düzmek" vb. kaldı ki bu şekilde de davranabilir insanlar, vicdan hürriyeti diye bir olay var, kimse kimseye tapmak ya da tapmamak zorunda değil. said nursi etkilinliklerine hiç katılmadım dedim ya ama çok açık ve net olan bir şey var, bu etkinliklerde ne bölücü sloganlar atılacak, ne yollar kapatılacak ne de motolof kokteylleri polisimizin kafasında patlayacak. hiçbiri olmayacak, muhtemelen kur'an okunacak, said kurdi'nin hayatı anlatılacak vesaire. rahatsızlığın sebebi ne?

şimdi bir fethullahçı, bir gülen cemaati mensubu, kemalistlerin rahat anlayacağı şekilde de söyleyelim bir şakirt-fetocu, atatürk'ü putlaştırmayıp önderi-lideri saydığı bir adamın doğduğu-öldüğü artık herneyse haftayı istediği etkinlikle geçirebilir. kimseyi zerre kadar da ilgilendirmez, poisonx'in hiç siklememesi gerekir poster önünde namaz kılan vatandaşları. bu memlekette pkk'nın ilk kez eylem gerçekleştirdiği günü kutlayan orospu çocukları olduğu gibi her 1 mayıs'ta sözde işçi bayramı kutlamasına gidip milletin camını çerçevesini indiren, bu milletin polisine evet buraya dikkat askerine kurşun sıkan piçlerden hiç farkları yoktur, bu memletin polisine motolof kokteyli atanlar varken (bkz: her kuşu siktik bir kaldı leylek) enerjimizi, zamanımızı böylesi gereksiz bir konuyu tartışarak harcıyoruz.

poison diyecek ki, kardeşim taşak geçmek de mi yasak? ben zaten memleket meseleleri üzerine kafa yoruyorum, yorum da yapıyorum. yeri geliyor hararetli tartışmalara da giriyorum. sana ne ki hem biraz eğleniyoruz işte. he işte o zaman ben de derim ki güzel kardeşim, taşak geçecek başka halt kalmadı mı bana tipik kemalist laflarıyla geliyorsun, said'e hafta adama kısmında inan hiç bir ihtilafım yok seninle. atatürk'ü putlaştırmamak ne lan? her yere büstünü heykelini koyup yeterince putlaştırmış devlet, vatandaş da aynı şeyi mi yapsın?

ayrıca ne zaman nargile iççez lan?