bugün

olduğu halde yine de sakat doğanlar olduğunu gördükçe, şükretmemiz gerekir.
bazıları için, atatürkün varlığı da durumu değiştirememiştir.
(bkz: salak yemin ederim geri zekalı bu çocuk ya)
(bkz: paradoksitatif üreme)
(bkz: zihniyetsizleştiremediklerimizden)
görülen o ki bazıları için durumun değişmeyecekmiş.
geriye bıraktıkları kemalistler zaten sakat dedirten önerme.
evet benim ananeciğim atatürk zamanında yaşadı ve ayakları sağlamdı. ama yatalak valideciğim atatürk olmadığı için sakat doğdu. kadıncağız hala yatalak altından alıyoruz. benim kedim var ümit o haber veriyor kapıları tırmıklayınca anlıyoruz. olsun hiç gocunmadım hayatta anan genelev oruspusu olsa sırtında keraneye taşıcan demişler bizde saygı esastır. anneciğim ya gene özledim pamuk ellerini ay ya rabbim gerçekten çok tatlı bi kadın görseniz küfür etmezsiniz hiç.
Bunu söyleyen kafadan sakat olduğu için demekki Atatürk olsa da sakat doğabiliyormuş millet.
Başlığı okuyunca sakat kaldım amk.

Doğru önermedir. Atatürk olmasaydı hepimiz amiptik. Bölünürdük.
hangi duruma göre sakatlık? fiziksel olarak sakatlık olmicak muhakkak lakin insanın babasını kim olduğunun belli olmaması da bir nevi sakatlık değil mi?
Özgürlük en önemli değer ise ,hatta kalbin ise özgürlük, atatürk ve silah arkadaşları olmasaydı evet sakat doğardık , özgürlük için çarpan bir kalbimiz olmazdı.

Bir kalp yok ise makinelerden farkımız kalmaz üstelik eksik parçalı makina. Halen anlamadıysanız yapbozun en önemli parçası kayıp olurdu, ortada kocaman bir boşluk olurdu.
"atatürk olmasaydı ona bu şekilde dil de uzatamazdı kimse" denilesi sapkın söylem.
atatürk'e rağmen sakat doğanların varlığını da görmüş olduk. evet.
evet efendim...

atatürk'ü putlaştıran, onunda bizim gibi bir insan olduğunu idrak edemeyen bir bünyenin ilginç söylemidir. bir arkadaşımdan duydum bu cümleyi; çok radikal kemalist bir arkadaşımdı.

geçenlerde gazete kadıköy'e verdiğim röportajda; kadıköy için gerekli ilk şeyin sabaha kadar açık duran, esrarengiz şeyler satan dükkanların kapanması gerekliliğiydi. bir kaç konumda da istişare ettim bu durumu.

fakat konuşmalarım pek umursanmamıştı. çünkü kadıköy chp yönetimindeydi. sırf ak partiliyim diye doğrularımı önemsemediler. neyse efendim, sonrasında bir dükkana girdim su almak için. erikli suyumu aldım ve oturarak içtim. ayakta içmek günah çünkü.

sonra dükkanın girişindeki atatürk resmine dikkat ettim. atam koskocaman ihtişamıyla duruyordu. bana da hafiften kızgındı sanki. portreyi yanlış yapmışlar ama, çünkü resim atatürk'e benzemiyordu. resimde atatürk'ü saçsız çizmişler, o şekilde de asmışlardı.

dükkan sahibine; -yahu kardeşim atatürk'ün saçları seyrek değil, kel değildi ki dedim. ne diyon lan göt lalesi diyerek üstüme saldırdı sopayla ve dedi ki; sen ne diyorsun yavşak? atatürk olmasaydı hepimiz sakat doğardık dedi. dediğim gibi sopayla koşmaya devam etti. sonrasında başka esnaftan öğrendiğime göre bayağı atatürkçüymüş esnaf arkadaş.

orada anladım ki; yanında inceden atatürk'e küfredilse anlamayacak bu arkadaş, sırf insan üstü gördüğü için bu kadar gözü görmüyor diye düşündüm.

şimdi çıkıp

"atatürk çok müthiş yüksek biri benceeee", "ay atam hem de çok yaqıshklı yhaa" diyen beyin karmaşası yaşayan kişi cümlelerinden uzak durarak, objektifçe bir bakış açısı sergileyerek, onunda bir insan olduğunu idrak etmeli, fakat normal bir insan olduğunu idrak ederken de başarılarını küçümsememeli, eleştirilerimize dikkat etmeliyiz.
"m.kemal olmasa biz hiç olmazdık.", "m.kemal olmasa din de olmazdı." tarzı söylemlerin sahibinin bir diğer safsatası. Utanmasa açık açık "bizi m.kemal yarattı"* diyecek de.. utanıyor ablası. ima ediyor ama doğrudan söyleyemiyor.
güncel Önemli Başlıklar