bugün

"aslını inkar eden bizden değildir" sözü ile eleştirilen liderdir.

her sene, hatta birkaç ayda bir değişik açıklamalarla kendisi ile çeliştiği belirtilmektedir.

"ne mutlu türküm diyene" demediği için ve "türküm" demediği için yıllarca eleştirilere hedef olmuştur.

son açıklamasında "türküm" demiş(!)

fakat bunun da daha önceki açıklamaları inkar etme durumunda olduğu gibi (gürcüyüm demiş. Şimdi ise Gürcü değilim diyor) günü kurtarmaya, oy devşirmeye ve tribünlere oynamaya yönelik açıklamalar olduğu iddia edilmekte ve bu nedenlerle de "türküm" açıklamasına inanılmamaktadır!

DÜN GÜRCÜ DEĞiLiM DiYEN ERDOĞAN 10 YIL ÖNCE GÜRCÜYÜM DEMiŞTi

Siyaset - 06 Ağustos 2014 11:54

Dün Gürcü olmak ya da Ermeni olmak kötü bir şeymiş gibi konuşan ve "Bana Gürcü dediler, Affedersiniz Ermeni dediler" diyen Erdoğan'ın 2004 yılında "Ben Gürcüyüm" dediği ortaya çıktı...

Dün Gürcü olmadığını söyleyen Erdoğan, 10 yıl önce “Ben Gürcüyüm” demiş...

“Ben de Gürcüyüm, ailemiz Batum’dan Rize’ye göç etmiş bir Gürcü ailesi”

Milliyet, 2005’te Erdoğan’ın ‘Etnik Söylemler’le ilgili çelişkilerini ortaya koymuş

Başbakan Tayyip Erdoğan, Köşk seçimleri çerçevesinde dün konuk olduğu NTV’de skandal ifadeler kullandı.

"AFFEDERSiNiZ ERMENi DiYEN OLDU"

Erdoğan’ın, sosyal medyayı da sallayan ifadeleri şöyleydi: “Benim için 'Gürcüdür’ diyen oldu. Affedersin daha çirkin şeylerle 'Ermeni' diyen oldu.”

Erdoğan, birkaç gün önce Kemal Kılıçdaroğlu için ‘Sen Alevisin’, Selahattin Demirtaş için, ‘Sen Zazasın’ sözleriyle tepki toplamıştı.

Bu ayrıştırıcı üslubu dün NTV’de de devam ettiren Erdoğan’ın bu konudaki sicili ve çelişkileri de bir hayli kabarık.

Milliyet Gazetesi, 13 Aralık 2005 yılında Erdoğan’ın çelişkilerini ortaya koyan önemli bir analize imza atmıştı.

Bülent Sarıoğlu imzalı bu analizde Erdoğan’ın çeşitli tarihlerdeki sözlerine yer veriliyor.

Analizde öyle bir hatırlatma var ki, Başbakan Erdoğan’ı dün söylediği sözlerden dolayı çok zor duruma düşürecek.

Erdoğan Afedersin Rumdan Sonra Afedersin Ermeni Dedi

2004'TE "BEN GÜRCÜYÜM" DEMiŞTi

Dün NTV’de kendisi için ‘Gürcü’ diyenlerin olduğunu söyleyip, Gürcü vatandaşları rencide edecek şekilde Gürcü olmadığını açık bir şekilde ifade etmişti Erdoğan.

Milliyet’in analizinde Erdoğan’ın 11 Ağustos 2004’teki Gürcistan gezisinde söylediği şu sözler hatırlatılıyor:

“Ben de Gürcü'yüm, ailemiz Batum'dan Rize'ye göç etmiş bir Gürcü ailesidir.”

Dün “Gürcü değilim” diyen Erdoğan, 10 yıl önce Gürcü olduğunu söylüyor.

Bunu gündeme getirmemizin nedeni Erdoğan’ın Gürcü olup olmaması değil, neden 10 yıl arayla iki farklı açıklamaya imza attığıdır. Üstelik böyle kesinlik olması
gereken bir konuda.

işte Milliyet’in 2005’teki çarpıcı analizi:

Kimlik değişimi!

Başbakan Erdoğan, 1993'te 'Bu anayasa ırkçıdır', 1997'de 'Ölünce, kavmini sormayacaklar', 2002'de 'Kürt sorunu yoktur' demişti. Bu yıl 'Kürt sorunu' ile 'Türk kökenli vatandaşlar' ifadesini kullandı

Bülent Sarıoğlu - Ankara

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Kürt sorunu" ve "üst kimlik" tartışmasında muhalefetin "Yugoslavya'ya döneriz. Üniter çimento esnetiliyor" tepkisine hedef olurken, verdiği çelişkili mesajlarla zikzaklar çiziyor.

Geçmişte "molla" büyük dedesinin dini duyarlılığıyla etnik ayrımları reddeden, 2002'de "Türkiye'de Kürt sorunu yok" diyen Erdoğan, 10 Ağustos 2005'de probleme "Kürt sorunu" adını koyma, 28 Kasım 2005'te "'Kürt'üm demeyeceksin ha' dersen isyan başlar" deme noktasına geldi. Erdoğan'ın kimlik bunalımında son nokta, 6 Aralık 2005'te "Türk kökenli vatandaşlar" demesi oldu. Erdoğan'ın geçmişten bugüne uzanan değerlendirmeleri şöyle:

1993: (RP istanbul il Başkanı iken) Bu anayasa ırkçıdır ama "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı" diye bir anlayışı getirmiştir. Bir çatışma var anayasada. Bir taraftan bir Kürt'ün kalkıp da Türk aleyhine konuşmasını suç unsuru telakki ediyor ama bir Kürt'ün aleyhine konuştuğun zaman onu alkışlıyor. Ee bu mantık çelişkidir. Üstünlük ancak Hakk'a olan yakınlıkla ölçülür.

Müslümanım
6 Aralık 1997: (Ceza almasına neden olan Siirt konuşmasında) Bana diyorlar ki, "Sen Rizelisin. Sen Laz'sın." Diyorum ki, "Laz değilim" Gittim, babama sordum. Babam, büyük dedesine sormuş. Molla bir zattı. Şu cevabı vermiş: "Yarın öleceğiz, Allah bize soracak: Rabbin kim, nebin kim, dinin ne? Ama bize 'Kavmin nedir?' diye sormayacak. Sana sordukları zaman 'Elhamdülillah Müslümanım' de geç."

Kürt sorunu yok
24 Aralık 2002: (Rusya gezisinde) Türkiye'de Kürt sorunu yok. Sorun var diye inanacaksan sorun olur, yok dersen sorun ortadan kalkar. Böyle öngörü ile yaklaşırsan, sorunun içindesin demek. Bak, "Siirt'ten evliyim, huzurluyum" diyorum. Böyle yaklaş olaya. Kürt sorunu var dersek, bu, sanal sorunlar olarak ortaya çıkarılmıştır. Bizim için böyle bir sorun yok.

Ben Gürcü'yüm
13 Mart 2004: (Kanal D'de) Türkiye'de bir Kürt, bir Laz, Abaza, Çerkez gerçeği varken, bunlar Allah göstermesin onlarca sorun doğurur. Geçmişte de böyle olduğu için bu sorun haline geldi.

21 Mayıs 2004: (Romanya'da Türk soydaş derneği temsilcilerine) Dünyada ideolojiler bitti. Ne etnik ideoloji ne de dini ideoloji kalıcı oluyor.

11 Ağustos 2004: (Gürcistan gezisinde) Ben de Gürcü'yüm, ailemiz Batum'dan Rize'ye göç etmiş bir Gürcü ailesidir.

Et ile tırnak gibiyiz
12 Nisan 2005: (Norveç'te) Ben, Rizeliyim, eşim Siirtli. Türk değil, Arap. Biz zaten sorunları çözmüşüz. Türkiye'de bakıyorsunuz, Türk Kürt ile, Azeri Gürcü ile evlidir. ikisi birbiriyle et tırnak gibi olmuştur.

Sorunun adı: Kürt sorunu
10 Ağustos 2005: (Aydınlara) Her soruna illa ki bir ad koymak gerekiyorsa, Kürt sorunu... Adına ister "kökeni Kürt vatandaşlarımızın toplumsal talepleri" deyin, ister "Güneydoğu sorunu" deyin, isterseniz "Kürt sorunu" deyin... Sorunlar, anayasal düzende, demokratik cumhuriyet sistemi içinde ve daha çok demokratikleşme yoluyla çözülmeli.

12 Ağustos 2005: (Diyarbakır'da) "Kürt sorunu ne olacak?" diyenlere diyorum ki, herkesten önce benim sorunumdur.

30 etnik, 1 üst kimlik
15 Ağustos 2005: (AKP'nin 4. kuruluş yıldönümü töreninde) Etnik unsurlar vardır. Kürt'ü vardır, Laz'ı, Çerkez'i, Gürcü'sü, Arnavut'u, Boşnak'ı, Türk'ü vardır. Bunlar ülkemizde bir alt kimliktir. Bunun bir tek üst kimliği vardır; o da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır.

21 Ağustos 2005'te: (istanbul'da minibüsçülerle sohbet ederken) Ülkemizde Laz da var, Boşnak da var, Arnavut da var, Çerkez de var. 30'a yakın etnik kimlik var. Bununla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını birbirine karıştırmayalım.

3 Eylül 2005: (Napoli'ye giderken uçakta) Kürt olan vatandaşımıza, "Kürt değilsin, Türk'sün" dayatmasını yapmamız yanlış. Aynı şey Laz, Gürcü, Çerkez, Abaza, Boşnak, Arnavut için de geçerli.

Kürt, Kürt'üm diyecek
8 Ekim 2005: (Siirt'te) Ülkemde birçok sorunlar var. Doğu sorunu, Güneydoğu sorunu, Kürt vatandaşların kendine ait sorunları vardır. Hangi etnik unsurdan olursa olsun, Türk, Kürt, Çerkez, Laz, Arnavut, Boşnak, ki biz buna alt kimlik diyoruz, üst kimlik Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır.

20 Kasım 2005: (Şemdinli'de) Türk Türk'üm, Kürt Kürt'üm, Laz Laz'ım, Çerkez Çerkezim diyebilecek. Hepimizin üst kimliği Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır.

23 Kasım 2005: (AKP grubunda) Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı, 73 milyon için sigortadır. Bizi; Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Türk'ü, doğulusu, batılısı, güneylisi, kuzeylisi ile inananı, inanmayanı ile birleştiren bu üst kimliktir. Biz bir mozaiğiz.

Yasak isyan başlatır
27 Kasım 2005: (Samsun'da) Deniz Baykal, bana bir defa 'Türk milleti' demenin dersini vermesin, önce onun dersini alsın. Dünyada Türk ırkı yok mu? Var. Etnik unsur olarak Türk yok mu? ABD'de zenciler, beyazlar vardır. ABD vatandaşlığı üst kimlik kabul edilmiştir.

28 Kasım 2005: (ispanya gezisinde) insanların ben Gürcü'yüm, ben Laz'ım deme hakkı var. Oradaki vatandaşın "Ben Kürt'üm" demesini engelleyemezsin. "Kürtüm demeyeceksin ha" dersen isyan başlar.

Türk kökenli vatandaş
6 Aralık 2005: (Yeni Zelanda'da) Bizde etnik unsurlar din bağıyla bağlıdır. Türkiye'deki Kürt kökenli vatandaşların sorunu, Türk kökenli vatandaşlar kadardır.