bugün

Aşk, bebekken annemize karşı duyduğumuz muhtaciyet duygusunun ve beslediğimiz ilk sevginin bilinçaltından fırlayarak tekrar başka bir insana karşı can bulmasıdır. Tarafsız bakıldığında aslında yanılsamadır, çünkü annemiz bizi emzirmezse veya bırakırsa hakikaten çaresiz kalırız, fakat aşık olduğumuz kişi bizi bıraktığında çaresiz kaldığımızı ve öleceğimizi "sanarız". Aşk kişisellikten sıyrılmakatan ziyade, gerçeklerden sıyrılmaktır. Bir çeşit yeniden doğuş yaşayarak "high" olma durumu denebilir. Esrarı ve eroini bilinçaltımıza yerleşen yaşama başlama ve ait olma duygusundan çekip, endorfini(mutluluk hormonu)basarız. Tazelenmek, yürümezse de burnunun üstüne düşmek olur tabi bu. Çünkü artık ana rahmi güvenli ve bize göre bir ortam değildir. Sığamayacak kadar büyüdük. Ama orayı istiyoruz zaman zaman. Napalım biz mi istedik büyümek..*
muhakkat doğru bir önerme ki gerçekten başarıya ulaşılınabilinirse asıl sorunsuz harika ilişki olur denilebilecek önermenin açıklayıcısı.
nitekim insanlar düşünce de farklı, fakat teoride aynısını* uygulayınca sonrasında bir bakıyorsunuz, ilişki hak getire!
mutasavvıf bir kabul. acı bağımlılığı gibi sonuçlara kapı aralaması muhtemel. bambaşka bir dünyanın gizini ele verirken başkaca gizler türetir ki aşk ne tek kişiliktir ne de iki kişiliktir; başkası olmadan yaşanmaz, başkasıyla da yaşanmaz.

edit: basligin yazarin ustune kalmasi