bugün

günümüzde aşkların yeni çıkan deterjanlara benzemesi sonucu, üzülen bünyelerin, nerde o eski bayramlar tadındaki yakarışıdır.

malumunuz zaman teknoloji zamanı. her ürünün, ertesi gün daha yenisi, daha kullanışlısı, daha jan janlısı çıkıyor. çeşitlilik bol, ürün bol, çağ tüketim çağı. bu tüketim çılgınlığı malesef aşklara da yansıdı zamanla. arzlar, talepler, yeni yeni ilişkiler... sürekli daha iyisini arama peşinde herkes.

aşk eskiden ilkel bir duyguydu, kokular, renkler, tenler, sözler büyülerdi insanları. şimdiyse herkes güzel kokuyor, kokular da sürekli yenileniyor çünkü, herkes başka başka parlıyor. gönüller çapkın kelebeklere döndü. daha güzel kokan, daha göz alıcı çiçeklere konuyor. hatta çoğu zaman daha iyi olmasına bile gerek kalmadı, değişiklik istiyor ruhlar. yenilenmek istiyor bir başkasıyla. o sebeple flörtler tam hız sürüyor. ama aşk tarihe karışıyor ya da çağa ayak uyduruyor.

elden ne gelir? böyle gidecek, karamsar da olunmamalı. çünkü olan bitenin ardında hepimizin imzası var. dönüp ayak izlerine bakarsak kendimizinkileri de göreceğiz şüphesiz.
cezmi ersözün yazılarına giriş olabilecek bir cümle.
(bkz: hala ehlileşmedi o yüzden evimize almıyoruz)
(bkz: eskiden aşk mı varmış)