bugün

milletin senli benli samimi sohbetinin ortasına çomak sokan, hiç kimseyi sallamıyor gözükerek herkesi etkilemeye çalışan ve kendini entellektüel zannaden acayip insandır.

aylardan mayıs ayıydı sevgili uludağ sözlük yazarları. bir arkadaşı doğumgünü kutlaması varmış apar topar çıkıyoruz. herkes orada diyorlar çıkmasak olmaz. kutlama dediğin de sabah sabah, daha doğrusu öğlen vakti. saat 3'te. eh peki tamam... falanca yer, filanca mekan... o da olur. kalabalık bir grubuz ayrıca doğumgünü kutlamaya gidiyoruz. kızlar çanta bakmaya başlıyorlar saat iki buçuk gibi. zaten orada toz olmuşum. bir arkadaşı bekliyorum diye uçtum. sayesinde yarım saat trmavay durağı önünde dikildim. * geldi yarım saat sonra. dümdüz yürümeye başladık. bu arada konuşuyoruz, kaptırmışız dahası nereye gittiğimizi falan da bilmiyoruz, benim de mekanı bildiğim yok, onun da. aradık birilerini buldular geldiler.
mekana dahiliz artık. bu arada bizim doğumgünü çocuğu feci rahatsız, yürümeye mecali yok.
mekan bir kafe. yani arkadaş tebrikleri hediyeleri alacak biz de defolup gideceğiz. yani öyle uzun uzadıya kutlamıyoruz savuşturuyoruz doğum gününü... parça pinçik edip üfüreceğiz onu.
hepimiz hamburger yiyoruz, evet... hamburger... kola falan içeceğiz yani bildiğiniz savuşturma...
ardından bizim arkadaş, hasta ya, ayağa bile kalkmadan hediyeleri alıyor. alsın...
eski sevgilisi de ayrı havalarda bize bakmıyor bile. hediyeyi resmen atıyor yüzüne çocuğun gidiyor. bizimki sırıtıyor boyuna çünkü kızın neye sinirlendiği belli. doğumgünü çocuğunun yeni gözdesi ressam panda...
- ayy, diyor kız. hediye biraz aceleye geldi kusura bakma. daha önceden öğrenseydim portreni çizerdim ama.
bizimki sırıtıyor.
alper (yarım saat beklediğim arkadaş) sırıtıp duruyor boyuna. eğiliyor kulağıma.
- acıyorum bizimkine. bulduğu kızın tipine bak, panda yavrusu... diyor ve gülmekten kıvranana kadar gülüyor.
o sırada kız çantasından kitabını çıkarıyor. başlıyor okumaya. kitabın ne olduğu önemli değil. bütün muhabbet çabaları sonuçsuz kalıyor. kız tam anlamıyla okuyor görüntüsü veriyor.
- rowan, bak şimdi pandaya. sayfadan 3 cümle okuyor. hooop atlıyor. 3 cümle sonra hooop.
alper çözmüş.
(bkz: alex de souza)
okumak her ne kadar sosyallik alemeti olsada bu insan tiplemesi konuşmaktan ortama girmekten korkan sırf bu yüzden okur perdesi arkasına saklanan anti-sosyal kişilik bozukluğu olan vatandaştır bu.
entellektüel olup dikkat çekmeye çalışan tiptir.
"kitap en iyi arkadaştır" olayına inanmaktadır.
tam bir yavşaktır.
'bakın ben kitap okuyorum' demenin başka bir yoludur.
Hangimiz daha çok okuyacak? arkadaşlarının yanında kitapsever biridir. belki gerçekten öyledir.