bugün

iftar daveti olsun, yılbaşı olsun, 'dünürleri yemeğe alma' olsun özenle sofra hazırlanan bilumum durumlarda, kadınların sofranın o muhteşem görüntüsünün bozulmaması için geliştirdikleri savunma teknikleri halen tüm yurtta ve yurt dışında, yedi kıta ve 195 ülkede yaygın şekilde kullanılmaktadır.

kibar bir dille başlayan uyarılar, arsızlığın ve hayvanlığın yüzünden aşama aşama şu hale gelir:

1. elleme annem
2. hadi annecim bi git şurdan
3. yardım etmiyorsun bari yaptığımı bozma (aha asabı bozuldu)
4. çek elini! (tam burada ellere vuruyor, şiddet uygulaması başladı)

bizim evde şöyle bir madde daha var:
son çare babaya havale:
5. heeöyt! yürü git lan, yürü git.

peki.. elin insanları bozsun, biricik evladınız değil. (hay tribimi seveyim)

ha gün olur hikayedeki 'dünürler'den kasıt benim izdivacımla alakalı insanlar olur, o gün evde nefes aldırtmam, sinek uçurtmam, o ayrı..
salonun ortasına kadar çekilmiş bi masa, üstüne bembeyaz yumoş kokusu sinmiş dertsiz örtü. (o yumoş kokusu; yumoş ekstranın pembe olanından olmalı. Evet yumoşun "reklamları"ndaki pufidik ayı benim.) sade peçeteler, Servis Tabaklarının sağına bıçak ve kaşık, soluna çatal. tabağın üst tarafına da tatlı kaşığı ve çatalı. Bıçakların hemen üst sag tarafına da su bardakları. Ortaya yenilmeyeceğinden emin olduğunuz bi dünya mezemsi. ısrarla; paçanga böreği, zeytinyağlı sarma, barbunya.

Ve bu iştah açıcı masaya, "offf hadi ya top patlayacak ezan okunacak nerde kaldılar?" nidalarıyla mutfaktan söylene söylene gelip masanın boş bulduğunuz yerine koyduğunuz salata tabakları.

Ehehehehe bitti sandın di mi? Şimdi oturup yemek yiyecez sandın? Yoo dostum yooo yanıldın.
Sen o tabakları öyle gelişigüzel koydun muydu patlar bomba. işte o zaman annenin her şeyi koruma içgüdüsü özenle kurduğu sofra için de devreye girer. Bu uğurdaÜ; Yeri geldi mi kafana da bi şaplak patlatabilir o anne. işte o zaman anlarsınız annenin gerçekten ilginç bi kadın olduğunu. masaya picassonun tablosunu inceler gibi bakan annenin eli, beline monte olduysa boku yedin kardeşim kaç ordan. (Kısık gözlerden bahsetmiyorum bile)

Bi; " tavanı lambiri olan evin balkonunda ızgara yapacam ben diye tutturup lambirileri olduğu gibi is yapan (evet laz) babaya mı çektim acaba ben, yoksa; küçükken dövdükten sonra "ağlarsan gebertirim seni, bana anne deme " diyen anneye mi" diye geleceğin hakkında şüpheye düşersin. sana bakan o gözler seni hayattan soğutur o an. annenin o bakışından,,sana değil adeta bi hamam böceğine efendime söyliyim bi bok böceğine baktığı fikrini çıkarırsın.

- kızım sen küçükken akıllıydın, Yeminle manyaklaştın sen.
- Büyüdüm ve kirlendi dünya ehe. o ne demek şimdi Nerden çıktı o yavrukuş?
- Büyümüşmüş, kirlenmişmiş Zevzeklik yapma. O salata tabağı sofranın ortasında, piyazla tatlının ortasında 45 derece eğimle duracak, zeytinyağlı sarmayla börek tabağı da salata tabağının etrafına konulacak demedim mi ben 50 kere? bu adab- i muaserettir diye kaç kere dedim ben a benim görgüsüz kızım.
- Yumoşun ayısıyım demiştim ki ama ben kendime zaten az evvel, demin. (yerim ya nasıl da korktu)
- haaa? ne zaman? ayı mı dedin bana sen? Anneyle dalga mı geçiyosun sen canı çıkmayasıca!
- Yok yavrucan, oranın seninle alakası yok. O'nu entrynin üstünde dedim. sen devam et...
- Ay hepten delirdi bu Sana elli kere sofranın üstüne kesip koyduğum pidelerin kabuklarlarını yeme tabaklara pide tozu, (var böyle bi toz) susam düşüyor, O salata tabakları öyle simetriyi bozar demedim mi? He demedim mi?

işte o sıra, sizde de Peygamber sabrı mayalanır mayalanır taşar Kabartma tozu fazla kaçmış kek gibi yanlardan. Haydinin ekmekleri gibi yanakları şişirirsiniz, Yanaklarının içine doldurduğunuz havayı "poffff" diye annenin suratına üflersiniz, Veee Bingo!

- Yok yaa! Babama söyle de Etlerin üstüne çıkan ızgara telinin izlerini de 45 derece eğimli yapsın, simetrik durur masada göz yormaz. evin yörüngesini de 10 derece batıya çevirelim ki güneş batarken manzara izleriz pencereden? Mahsene inip büyük büyük büyük babamın büyük büyük büyük babasından kalma 1500 yıllık öküzgözü şarabı da getireyim mi aq? Ne lan bu? sanırsın ki; alt kattaki Hulki amcayla raziye teyze değil de "george w bush"la "condoleezza rice" iftara bize gelecek. Hayır geleceklerse bileyim peçetelerin üstüne savaşta ölen her bi çocuğun resmini bastırayım. Elimi erik kompostosunun içine bandırıp "ellerinde kan var rice" diye kendimi yerlere atayım. iştahları kaçsın şereflerin. (şereflerin evet)

- şarap mı? Ay hakkat delirdi bu. ramazanda şarap mi içilir? Ben miyim menopozda olan sen mi anlamadım ki ben. Çek elini o masadan. Ay bak kişi başına 4 tane yaptığım böreklerden yiyorrrr bideeeee kime diyorum kızım? Şişttt çek elini masadan çekk... nüko... nereye? Nüko! Nükleerella! Nükleer hanım kime diyorum ben, çabuk buraya gel. Şu tatlıları da servis tabaklarının hemen üst soluna koysaydın benim güzel kızım. Hadi annem.

----------------

Odama gittim olum. Elimde paçanga böreği. ramazanda kişi başına 4 börek mi dedi o? Sonra; su içsem yarıyo şekerim. Yarar tabii Peh... hem Öküzgözü şarabı ne lan? bi de ayı boğan likörü var ki offf off olsa da içsek deseydin aq. 1500 yıllık şarabı en son kutsal kase de gördüler zati mal kendim. Pofff... Çok mu gittim kadının üstüne acaba? Oha lan börekte süper, 10 numara yapmış yine, ben yerim abi bundan 4 tane.

böyle böyle bişeyler işte.
erkek adam kurulmakta olan masaya yaklaşmaz tribiyle, erkeklerin kısmen gazabından kurtulabileceği anne içgüdüsüdür.

ben şahsen; köpekle oynuyorum efenim o aralar, pcye gömülüyorum, okul mokul varsa,hiç yapmadığım şey olan normalde, ders çalışıyorum.

zaten bunları yapmayı bırakıp masanın başına gelsem de bu yaptığım eylemlerden birini yapmak üzere kovulacağımdan ötürü şartlı gelişen reflekslerim sonucu, hazırlanmakta olan sofra görünce dışarı atıyorum kendimi.